Sevgi Ekiyor : “Red Touch, Cilt Gençleştirmede Yalnızca Bir Cihaz Değil, Geleceğin Tedavi Yaklaşımıdır”

Sevgi Ekiyor : “Red Touch, Cilt Gençleştirmede Yalnızca Bir Cihaz Değil, Geleceğin Tedavi Yaklaşımıdır” Sevgi Ekiyor : “Red Touch, Cilt Gençleştirmede Yalnızca Bir Cihaz Değil, Geleceğin Tedavi Yaklaşımıdır”

Sağlıklı Yaşam Yönetimi Ve Medikal Estetik Uzmanı Dr. Sevgi Ekiyor, Red Touch Lazer’i Klass’a Anlattı Cilt gençleştirme ve yenileme teknolojilerinde dünyadaki gelişmeleri yakından takip edenlerden biri de medikal estetik alanındaki deneyimiyle tanınan Dr. Sevgi Ekiyor. Sağlıklı Yaşam Yönetimi ve Medikal Estetik Uzmanı Ekiyor, son dönemde sıkça konuşulan Red Touch Lazer’i, hem teknik hem de hasta deneyimleri açısından farkını ve klinik avantajlarını detaylı şekilde anlatıyor. Red Touch’ın, dünyada kolajen lifleriyle doğrudan etkileşime giren tek lazer teknolojisi olarak öne çıktığını belirten Sevgi Ekiyor, 675 nm dalga boyundaki kırmızı ışık sayesinde kolajene direkt ulaşabilen bu cihazın hem cilt gençleştirmede hem de leke ve melazma tedavisinde etkili sonuçlar sunduğunu belirtiyor. ReLive ve Moveo RED olmak üzere iki farklı protokolü bulunan cihazın, kişiye özel tedavi imkânı tanıdığını da ifade eden başarılı doktor, bu lazer cihazının ayrıca koyu cilt tiplerinde de güvenle kullanılabildiğini ve işlem sırasında neredeyse hiç ağrı hissedilmediğini de aktarıyor. Günümüzde estetikte kişiye özel çözümlerin önem kazandığını ve Red Touch’ın bu anlayışa mükemmel şekilde uyum sağladığını ifade eden Sağlıklı Yaşam Yönetimi ve Medikal Estetik Uzmanı Dr. Sevgi Ekiyor ile Red Touch Lazer’in farkını ve klinik avantajlarını Klass okuyucuları için konuştuk.  

Sevgi Hanım, Red Touch Lazer’i diğerlerinden ayıran en önemli fark nedir?
Şunu net söyleyebilirim: Red Touch, dünyada kolajen lifleriyle doğrudan etkileşime giren tek lazer cihazı. Lazer teknolojileri genellikle ya cildin üst tabakasında çalışır ya da dolaylı yollarla kolajen üretimini tetikler. Ancak Red Touch, 675 nm dalga boyundaki kırmızı, tutarlı ışığı sayesinde kolajen liflerine direkt ulaşabiliyor. Bu, cilt gençleştirmede gerçekten oyun değiştirici bir özellik.
675 nm kırmızı ışığın sağladığı klinik avantajlar neler?
675 nm kırmızı ışık, ciltte melanin tarafından çok az emildiği için, en koyu cilt tiplerinde bile güvenle kullanılabiliyor. Ayrıca Red Touch, non-ablatif bir lazer. Yani cildin üst tabakasını soymadan derindeki hedeflere ulaşıyor. Bu da demek oluyor ki, hastalarımız çok daha konforlu, kısa iyileşme süresiyle tedaviyi tamamlayabiliyor. Özellikle iş ve sosyal hayatı yoğun olan kişiler için bu, büyük bir avantaj.
‘RED TOUCH YALNIZCA KIRIŞIKLIKLAR VE ELASTİKİYET KAYBI İÇİN DEĞİL, CİLT LEKELERİ VE MELAZMA TEDAVİSİNDE DE OLDUKÇA ETKİLİ’
Hangi cilt problemlerinde kullanıyorsunuz?
Red Touch yalnızca kırışıklıklar ve elastikiyet kaybı için değil, cilt lekeleri ve melazma tedavisinde de oldukça etkili. Melazma, tedavisi zor ve inatçı bir problem. Ama Red Touch’ın kontrollü, kırmızı fraksiyonel ışığı sayesinde hem pigmentin parçalanmasını sağlıyor hem de yeni kolajen üretimini tetikliyoruz. Bu iki etki birleşince, lekelerin görünümü ciddi anlamda azalıyor. Üstelik hastalarım işlemden hemen sonra günlük hayatlarına dönebiliyor.
Klinik pratiğinizde hangi protokolleri kullanıyorsunuz?
Cihazın iki önemli protokolü var: ReLive ve Moveo RED. ReLive protokolü daha çok cilt gençleştirme, ince kırışıklıklar ve elastikiyet kaybı üzerine çalışıyor. Moveo RED ise leke tedavilerinde kullanılıyor. Her iki protokol de farklı enerji seviyeleri ve atış modlarıyla çalıştığı için, hastanın ihtiyacına göre kişiye özel tedavi planlamak mümkün. Bu özelleştirme imkânı, başarı oranımızı ciddi şekilde artırıyor.
Koyu cilt tiplerinde kullanım açısından neler söyleyebilirsiniz?
Özellikle koyu ten tiplerinde lazer sonrası hiperpigmentasyon riski yüksektir. Fakat Red Touch’ın dalga boyu ve enerji kontrolü sayesinde, Fitzpatrick 6 dediğimiz en koyu cilt tipine kadar güvenle kullanılabiliyor. Bu, cihazı bizim için çok değerli kılıyor. Çünkü cilt tonu ne olursa olsun, hastalarımız eşit şekilde faydalanabiliyor.
İşlem sırasında ağrı oluyor mu?
Günümüzde kimse acılı işlemleri tercih etmiyor. Red Touch’ın avantajı şu: Fraksiyonel ama non-ablatif olduğu için, işlem esnasında his minimal düzeyde. Soğutma sistemi de gayet başarılı. Çoğu hastam “Sadece hafif bir ısı hissediyorum” diyor. Dolayısıyla, konfor açısından oldukça memnunlar.
‘RED TOUCH, ABLATIVE LAZERLER YA DA HACİMSEL DOLGULARLA KESİNLİKLE SİNERJİK ÇALIŞIYOR’
Red Touch’ı diğer uygulamalarla kombinliyor musunuz?
Kesinlikle. Red Touch, ablative lazerler ya da hacimsel dolgularla kesinlikle sinerjik çalışıyor. Mesela ablatif lazerle üst yüzey dokusunu yenilerken, Red Touch derindeki kolajen liflerini hedef alıyor veya dolguyla hacim verirken, Red Touch ile cildin sıkılığını artırıyoruz. Böylece sonuçlar daha uzun süre kalıcı ve doğal oluyor.
Son olarak hastalarınıza ne söylemek istersiniz?
Artık estetikte çağ, kişiye özel tedavi çağı. Red Touch Lazer de bunun mükemmel bir örneği. Hedefimiz; minimum işlemle, maksimum etkiyi yaratmak. Kırışıklık, leke, elastikiyet kaybı ya da melazma… Hepsine özel bir çözüm geliştirebiliyoruz. Red Touch, cilt gençleştirmede yalnızca bir cihaz değil, geleceğin tedavi yaklaşımı.