Selda Palancı : “Her Tasarımımda Yeni Bir Serüvene Ve Hayat Hikayesine Başlıyorum”

Selda Palancı : “Her Tasarımımda Yeni Bir Serüvene Ve Hayat Hikayesine Başlıyorum” Selda Palancı : “Her Tasarımımda Yeni Bir Serüvene Ve Hayat Hikayesine Başlıyorum”

Ünlü Modacı Selda Palancı, Modaya Olan Tutkusunu Klass’a Anlattı Moda dünyasında saygın bir konuma sahip olan ailesinden gelen tecrübeyi içindeki tasarım tutkusu ile birleştirerek ‘haute couture’ alanında önemli bir başarı yakalayan Selda Palancı, zaman içerisinde kendi markasını yaratarak sanat ve moda dünyasına yeni bir soluk getirmeyi başardı. Tasarımlarındaki zarafet ve özgünlüğün yanı sıra insan ilişkilerindeki başarısı ve içtenliği ile de müşterilerinin gönlünde taht kuran Selda Palancı; Ajda Pekkan, Sıla Gençoğlu ve Bülent Ersoy gibi sanat camiasının önde gelen isimleriyle de çalışarak kalitesini ispatladı. Ünlü moda tasarımcısı Selda Palancı ile kendi markasını kurma yolculuğunu, tasarımlarında nelerden ilham aldığını, başarısının sırrını ve geleceğe dair hayallerini Klass okurları için konuştuk.  

Selda Hanım, öncelikle sizi daha yakından tanıyarak modaya olan tutkunuzun nasıl başladığını öğrenebilir miyiz?
Aslında çok uzun yıllardır bu sektörün içerisindeyim. Bu işi sevmeme ve içimdeki sanatı açığa çıkarmama annem vesile oldu. Yıllar içinde onunla beraber tecrübe edindim. Kendisi bu mesleğe 50 yıl emek verdi. Benim en büyük şansım öyle bir anne tarafından yetiştirilmem oldu. Zamanla kendimde de bir yetenek olduğunu hissettim. Üniversitesi eğitimimi farklı bir alanda almak istedim. Halkla İlişkiler, İşletme ve Yerel İşletmeler olmak üzere üç ayrı bölümü bitirdim. Sanat ise bence okuyarak değil yaşayarak, tecrübe ederek ve büyük ustalardan öğreniliyor. Tabii eğer kabiliyetiniz varsa. Ben bunu keşfettikten sonra bu meslekten hiçbir zaman kopmadım. Bunun yanında aynı zamanda kurumsal bir geçmişim var. Daha önce 10 yıl otomotiv sektöründe çalıştım. Orada da çok güzel eğitimler aldım ve çok değerli insanlarla tanıştım. Bu da benim hem satış pazarlama anlamında hem de sosyal anlamda gelişmemi sağladı.

“İNSAN TANIYARAK TASARIMLARIMI GELİŞTİRİYORUM”

Geçmiş tecrübeleriniz moda tasarımı
konusunda size nasıl katkılar sağladı?

Kendi markamı kurmaya karar verdiğimde bunun çok avantajlarını gördüm. İnsan psikolojine hâkim olmak bana mesleğimde çok şey kattı. Çünkü ben hayali bir ürün tasarlıyorum. Ve aslında hiç tanımadığım bir insanı giydirmeyi hedefliyorum. Herkesin yaşam tarzı, aile yapısı, sosyal ve kültürel çevresi farklı. Ona göre de kıyafet tercihleri oluyor. Ben insan tanıyarak tasarımlarımı geliştiriyorum. Daha sonrasında birçok tasarımcı ile çalıştım. Farklı farklı teknikler öğendim. Sanat anlamında düşüncelerimi geliştirdim. Bunları aldıktan sonra yıllar içinde kazandığım pratiklik ve hayal gücü kendi markamı kurmak için kendimi yeterli seviyede hissettim. Bunun için de atılımda bulundum. Şu anda tek başıma olmama rağmen güzel bir yol kat ettiğimi düşünüyorum.

Şu anda kendinizi hangi noktada
görüyorsunuz?

Henüz yolun başındayım. Markamı zaman içerisinde ileri taşımayı düşünüyorum. Sevgimin yanı sıra bu mesleği devam ettirmek gibi içsel bir motivasyonum da var. Çünkü annem ve teyzelerim Türkiye’de bu mesleği yapan ilk kişilerdi. Zamanında çok büyük isimlerle çalıştılar. Onlara karşı duygusal bir bağım var. Bundan dolayı sahip olduğumuz bu birikimi markalaştırmak ve insanlara duyurmak istiyorum.

Çalıştığınız insanlarla nasıl bir
bağ kuruyorsunuz?

Şu anda çok değerli müşterilerim var. Gelinlerimi düğünlere hazırlıyorum. O mutlu günlerinde onlara ben de eşlik ediyorum. Heyecanlarına ortak oluyorum. Aslında her tasarımımda yeni bir serüvene ve hayat hikayesine başlıyorum. Gelinlerin dışında sahne sanatçılarıyla çalışıyorum. Yıllardır çalıştığım isimler arasında şarkıcı Sıla var. O da benim için çok kıymetli bir isim. Türk Sanat Müziğinin en kıymetli isimlerinden birisi olan Bülent Ersoy ile de çalışıyorum. Onun öncesinde de Ajda Hanım ile iki yıl çalıştım. Ondan öğrendiğim çok şey oldu. Bu insanları tanımak benim için büyük bir şeref. Ünlü isimlerle yıllar öncesine dayanan, annemle başlayan bir tanışıklığımız var. Onları tanıyarak ve neler istediklerini tecrübe ettikten sonra çok daha kolay hizmet verebiliyoruz. Evet, zor insanlar çünkü zor bir iş yapıyorlar. Türkiye’ye mal olmak kolay değil. Biz de onları çok iyi anlıyoruz. İşinizi iyi yaptıktan sonra ve karşınızdaki insanı anladıktan sonra süreç akıp gidiyor. Önemli olan insanın psikolojisini anlamak ve onlara hayal ettikleri ürünü sunabilmek. Bu da yıllar içerisindeki tecrübe ve pratiklikle kazanılıyor.

Tasarımlarınızı onların üzerinde
görmek size neler hissettiriyor?

Sahne kıyafetini çalıştığım sanatçı o devasa ışıkların altında, binlerce kişinin önünde o kıyafeti giydiğinde yaşadığım gurur tekrar içimde bir istek ve heves yaratıyor. Bu duygular da bana güç veriyor, beni bir sonraki tasarımımıza hazırlıyor. İşimizin en keyifli yanlarından biri tasarladığımız ürünün fotoğraf karelerine yansıması.

Genellikle gelinlik ve abiye üzerine çalışıyorsunuz ancak bunların dışında insanlara ihtiyaç duydukları her alanda kendilerini şık gösterecek tasarımlar hazırladığınız da biliyoruz.
Evet, çünkü ben kişiye özel çalışıyorum. Benim kendime ait bir koleksiyonum da var. Buradaki amacım insanlara neler yapabildiğimi gösterebilmek fakat önemli olan bana gelen insanların ne istediği. Nasıl bir etkinlikte giyeceksiniz ve nasıl bir tarzınız var? Bunları konuşup müşteriyi anladıktan sonra süreç ona göre ilerliyor. Gelinlerimiz de kendi içerisinde çok farklı. Tamamen taşlı, büyük salonlarda giyilen, “queen” diye tabir ettiğimiz gelinliklerimiz oluyor. Çok daha sade, soft ama tarz olan gelinlikler tercih eden gelinlerimiz de oluyor. Önemli olan malzemenin kalitesi, güzelliği ve kişinin proporsiyonuna yakışması.