Neslihan Koç Çapar : “Anne Olduktan Sonra Daha Hassas Ve Duyarlı Bir İnsan Oldum”
Yüksek İç Mimar Neslihan Koç Çapar, Anneler Günü’nün Kendisi İçin Nasıl Bir Anlam Taşıdığığını Ve Çocuklarıyla İlgili En Unutamadığı Anı Klass’a Anlattı Bugüne kadar iç mimari alanında birbirinden yaratıcı projelere imzasını atan ve markaların ruhunu yansıtan özgün tasarımlarıyla sektörün aranan ismi olmayı başaran Yüksek İç Mimar Neslihan Koç Çapar, aynı zamanda Bartu ve Asya adında dünyalar güzeli iki çocuk annesi. Çocuklarıyla kelimelerle ifade edilemeyecek kadar özel ve güçlü bir bağ kuran ve onlarla geçirdiği her bir dakikayı yaşamının en değerli anı olarak gören Neslihan Koç Çapar, “Annelik kesinlikle tarifi olmayan bir duygu diyebilirim. Daha önce tatmadığınız, ilk defa yaşadığınız bir his olduğu için çok özel.” diyor. Neslihan Koç Çapar ile annelik duygusunun hayata olan bakış açısını nasıl değiştirdiğini, kariyer yaşamını nasıl etkilediğini, birlikte nasıl zaman geçirdiklerini ve Bartu ile Asya’nın nasıl karakterlere sahip olduklarını Klass okurları için konuştuk.
Annelik kesinlikle tarifi olmayan bir duygu diyebilirim. Daha önce tatmadığınız, ilk defa yaşadığınız bir his olduğu için çok özel. Arkadaşlarınızla, çevrenizle yaptığınız sohbetlerinizin konusu genelde çocuklarla ve annelikle ilgili oluyor. Bütün yaşamınızı ona göre şekillendirmeye başlıyorsunuz. Hayatınız anne olduktan önce ve sonra olarak ikiye ayrılıyor.
“ANNE OLDUKTAN SONRA DAHA HASSAS VE DUYARLI BİR İNSAN OLUYORSUNUZ”
Anne olduktan sonra hayatınızda neler değişti?
Her zaman kendinizden önce çocuğunuzu düşünüyorsunuz. Günlük programınızı ona göre ayarlıyorsunuz. Önceliklerinizin sırası değişiyor haliyle. İş yaşamınızda zaman zaman gergin olduğunuz, zorlandığınız anlarda bir an onların fotoğrafına bakmak bile size her şeyi unutturabiliyor. Ben anne olduktan sonra insanlara, çevreye, doğaya ve hatta tüm canlılara karşı daha hassas daha duyarlı oldum. Bu da ancak bir annenin tadabileceği çok özel bir duygu.
Anneliğin ardından kariyerinizde ne gibi değişiklikler oldu?
Burada benim de annem devreye giriyor. Bu süreçte benim en büyük destekçim oldu. Size annelik yapan bir insanın siz anne olduğunuzda da maddi manevi yanınızda olması büyük bir güç veriyor. Anneliğin ne kadar kıymetli olduğunu işte o zaman anlıyorsunuz. Bundan dolayı çocuklarım dünyaya geldikten sonra kariyerimde büyük bir değişiklik olmadı. İşime tam konsantre olarak devam edebildim. Bu da haliyle bana başarıyı getiren en önemli unsur oldu.
Çocuklarınızla birlikte neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Bartu ve Asya ile birlikte oyunlar oynarız. Asya ile daha çok bebek oyunları oynuyoruz. Kızımla birlikte kek ve pasta da yapıyoruz. Bartu da bize yardım ediyor. Onunla en çok kek yapardık ama artık büyüdüğü için farklı hobiler ediniyoruz. Kek ve pastaları pişirdikten sonra süsleyip yemenin keyfi çok farklı.
Çocuklarınızın kişiliklerini nasıl tanımlarsınız?
Bartu, çok daha sakin ve düzenli bir çocuktur. Oyuncaklarını bir erkek çocuğunun aksine düzenli bir şekilde yerleştirir ve temiz tutardı. Oyun hamurlarıyla şekiller yaptıktan sonra onları tek tek ayırıp renklerine göre kutularına geri koyardı. Asya bizim evin erkek çocuğu. Daha dağınık ve hareketli. Ama yaşından dolayı böyle olduğunu düşünüyorum. Onun da büyüyünce biraz daha durulacağını düşünüyorum.
Anneler gününde Bartu ve Asya ile neler yaparsınız?
Özellikle ben hayattaki en büyük destekçim olan annemin yanında olurum. Annemi ziyaret ettikten sonra çocuklarla birlikte genelde dışarıda vakit geçiririz. Onların gitmek istedikleri, merak ettikleri yerlere gideriz. Hep birlikte gezmeyi, alışveriş yapmayı çok seviyoruz. Onlarla yaptığım aktiviteler bana enerji veriyor. O an yorgunluğumu hissetmiyor, adeta çocuklarımla birlikte ben de çocuk oluyorum.
“BARTU’NUN İLK KONSER VERDİĞİ ANI HİÇ UNUTAMIYORUM”
Çocuklarınızla ilgili unutamadığınız bir anı paylaşır mısınız?
Bartu, uzun zamandır bateri çalıyor. İlk konser verdiği anı hiç unutamıyorum. Umarım müzik yolculuğu uzun soluklu olur. Derslerinde başarılı olduğu kadar müzikte de başarılı. Asya ise henüz küçük bir prenses. Yeteneklerini zamanla keşfedeceğiz. Ama Asya’nın da tıpkı ağabeyi Bartu gibi bir sanat dalında başarılı olmasını elbette isterim.