Murat Aytulum, Londra Moda Filmleri Festivali Kapsamında Yeni Koleksiyonunu Görücüye Çıkardı

Murat Aytulum, Londra Moda Filmleri Festivali Kapsamında Yeni Koleksiyonunu Görücüye Çıkardı Murat Aytulum, Londra Moda Filmleri Festivali Kapsamında Yeni Koleksiyonunu Görücüye Çıkardı

Londra Moda Filmleri Festivali kapsamında yeni koleksiyonunu sunan tasarımcı Murat Aytulum, çağımızın en yaygın hastalığı olan tükenmişlik sendromunu işlediği “Sendrom” isimli 2023-2024 Sonbahar-Kış kadın koleksiyonu filmiyle festival kapsamında yer alan tek Türk tasarımcı oldu.  

16-19 Şubat 2023 tarihleri arasında gerçekleşen Londra Moda Haftası kapsamında, etkinliğin kapanış gününde gerçekleşen tek günlük “Moda Filmleri Festivali”nde (Fashion Film Festival) yeni koleksiyon filmi ile yer alan tek Türk tasarımcı olan Murat Aytulum, 2023-2024 Sonbahar-Kış koleksiyonunu festivalde global moda endüstrisiyle buluşturdu. Türkiye saati ile 18:45’te www.fashionscout.com adresinden yayınlanan Murat Aytulum’un “Sendrom” adını taşıyan yeni koleksiyonunun filmi, dünyanın her yerinden modaseverler tarafından izlendi.
Prodüksiyonun Seaco Reklam Ajansı tarafından yapılan videoyu Oğuzhan Ata çekerken, art direktörlüğünü Serkan Özalp gerçekleştirdi. Videoda rol alan modelin saçı ve makyajı Burak Mert Aydın’a emanetken, videoya eşlik eden müzik Nuri Harun Ateş tarafından hazırlandı ve seslendirildi.
Murat Aytulum “Sendrom” adlı 2023-2024 Sonbahar-Kış koleksiyonu içini ilhamı hepimizin yaşadığı “tükenmişlik sendromu”ndan alıyor. Zamanla yarışırken artan telaşlarımız, taşımak zorunda kaldığımız ağır yükler ve başa çıkmaya çalıştığımız stres sonucu yaşadığımız olumsuzluklar neticesinde iliklerimize kadar hissettiğimiz, çağımızın hastalığı tükenmişlik sendromundan ve sebep olduğu mental sorunlardan yola çıkılarak hazırlanan “Sendrom/Syndrome” adlı koleksiyon, tasarımcı tarafından giyenlerin kendini kontrol ve tedavi edebilmesi umuduyla hazırlandı.
Depresyon, tükenmişlik ve hapsolmuşuk hissi, yargılanma ve farkındalık ile sonrasında arınma, koleksiyonun temel yapısını oluşturuyor. Bu nedenle kişiyi aşağı çeken, bunaltıcı havayı temsil eden siyah, gri gibi ağır tonlar yanında beyaz, Türk mavisi gibi tonlar koleksiyonun enerjisini yükselterek dengelemeye yardımcı oluyor.
Markanın DNA’sını oluşturan heykelsi formlarda oluşturulan koleksiyon parçaları, kusursuz işçilikle dikkat çekerken, mimari formlar, vegan derilerle hibrit yapılara bürünen krep parçalarla dengelenerek kişiyi aşağı çeken görünmez tüm ağırlıkların farkındalık ve sükunet ile huzura taşınmasını temsil ediyor.
Koleksiyonda öne çıkan asimetrik yaklaşım ve kemer kapanışlar, kişinin ruh halindeki dengesizliğin farkındalık köprüsüyle dengelenmesi olarak algılanırken sakin renk paletinde tezat şekilde göze çarpan fark edilir ve mutluluk veren tonlar, iyileşmeye yardımcı olmayı temsil ediyor.