“Filos” Belgeseli, Halikarnas Balıkçısı’nın Yolculuğunu Beyazperdeye Taşıyor

“Filos” Belgeseli,  Halikarnas Balıkçısı’nın Yolculuğunu Beyazperdeye Taşıyor “Filos” Belgeseli, Halikarnas Balıkçısı’nın Yolculuğunu Beyazperdeye Taşıyor

Sürgünle başlayan bir hayatın, bir kenti ve bir kültürü nasıl dönüştürdüğünü anlatan “Filos” belgeseli; Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın doğaya, insana ve özgürlüğe uzanan yolculuğunu beyazperdeye taşıyor.  

62. Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu yıl özel bir yapımın ilk gösterimine ev sahipliği yapacak. Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın sürgünle başlayıp Bodrum’un kaderini değiştiren yaşamını konu alan “Filos” belgeseli, izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Belgesel ayrıca 23 Aralık saat 19.00’da İstanbul Pera Müzesi’nde de gösterilecek. Yapımcılığını Medya Ton – Nurdan Tekeoğlu, yönetmenliğini ise Orhan Tekeoğlu ve Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nun üstlendiği yapım, Meltem Ulu’nun “Halikarnas Balıkçısı’nın Yolculuğu” adlı kitabından esinlenerek hazırlandı. Çalışma, arşiv görüntüleri, özel koleksiyonlar ve 23 kişiyle yapılan röportajlarla şekillendi. Belgeselde Halikarnas Balıkçısı’nı Selahattin Paşalı canlandırıyor.

CEVAT ŞAKİR KABAAĞAÇLI, “HALİKARNAS BALIKÇISI” OLARAK YENİDEN DOĞAR.
Filmin hikayesinde ise; 1925 yılında Resimli Hafta dergisinde yayımlanan bir yazısı nedeniyle İstiklal Mahkemesi’nde idamla yargılanan Cevat Şakir Kabaağaçlı, cezasının sürgüne çevrilmesiyle Bodrum’a gönderilir. Burada kalebent olmayı beklerken, doğayla ve insanla kurduğu bağ sayesinde “Halikarnas Balıkçısı” olarak yeniden doğar. Kısa sürede balıkçılar ve süngercilerle dostluklar kuran Balıkçı, Bodrum’un doğasına yeni bir soluk getirir. Kurak topraklara dünyanın dört bir yanından getirdiği tohumları eker; greyfurtu Bodrum’a kazandırır, mandalina türlerini artırır, okaliptüs ve Bella Sombra (güzel gölge) ağaçlarını toprakla buluşturur. Cevat Şakir’in mirası yalnızca doğayla sınırlı değildir. Anadolu uygarlıklarının kökeninde Antik Yunan kültürünün izlerini anlatır, bu düşünceyi yaygınlaştırır. Sanatçı ve yazarları Bodrum’a davet ederek küçük bir balıkçı kasabasını bir kültür durağına dönüştürür. Belgeselde, yazarın torunları Ömer Derya Kabaağaçlı ve Kuki JoAnne Aliye Noonan Kutup’un yanı sıra, onunla yolu kesişen gazeteci, şair, balıkçı, botanikçi ve mitoloji meraklılarının tanıklıkları yer alıyor. Selahattin Paşalı, projede yer almanın kendisi için bir onur olduğunu belirterek, “Cevat Şakir, doğayı ve insanı dönüştüren bir figür. Onun ruhunu hissettirmek benim için çok değerli bir deneyim oldu.” ifadelerini kullandı. Kitabın yazarı Meltem Ulu ise belgeselin yalnızca bir biyografi olmadığını, aynı zamanda Cevat Şakir’in doğaya ve insana bakışını genç kuşaklara taşıyan güçlü bir köprü olduğunu vurguladı.