Melec Çakmak - Levent Özdemir : “Largus Consulting Gmbh Yurt İçinde Ve Yurt Dişinda Proje Finansmani, İhracatçi Kredisi, Proje Geliştirme Süreçlerine Destek Oluyor”

Melec Çakmak - Levent Özdemir : “Largus Consulting Gmbh  Yurt İçinde Ve  Yurt Dişinda  Proje  Finansmani, İhracatçi  Kredisi, Proje Geliştirme Süreçlerine  Destek Oluyor”   Melec Çakmak - Levent Özdemir : “Largus Consulting Gmbh Yurt İçinde Ve Yurt Dişinda Proje Finansmani, İhracatçi Kredisi, Proje Geliştirme Süreçlerine Destek Oluyor”

Largus Consulting Gmbh Kuruculari Melec Çakmak Ve Levent Özdemir, Türk Ve Yabanci Yatirimcilara Verdikleri Çok Özel Danişmanlik Hizmetlerini İlk Kez Klass’a Anlattilar Başarılı İş İnsanları Melec Çakmak ve Levent Özdemir, Avusturya’da Viyana merkezli kurdukları “Largus Consulting GmbH” firmasında yurt dışında yatırım yapmak isteyen ve işlerini büyütmeyi ve daha karlı yapmayı hedefleyen kişilere A’dan Z’ye nitelikli yatırım ve finansal danışmanlık hizmeti veriyor. Proje finansmanı, mevcut ve yeni projelerin geliştirilmesi ve büyütülmesi, ihracatçı kredisi, yerel ve uluslararası piyasalardan ticari kredi bulunması gibi konularda danışmanlık hizmeti sunan Largus Consulting GmbH, aynı zamanda yurt dışından da Türkiye’ye yatırımcı çekerek ülkeler arası ekonomik ilişkilerin gelişmesine ve güçlenmesine önemli bir katkı sağlıyor. Largus Consulting GmbH Kurucuları Melec Çakmak ve Levent Özdemir ile iş dünyasına verdikleri hizmetleri tüm detaylarıyla Swissotel The Bosphorus İstanbul’da Klass okuyucuları için konuştuk.  




“A’DAN Z’YE BÜTÜNSEL BİR HİZMET SUNUYORUZ”

Melec Hanım, Largus Consulting GmbH ile hangi hizmetleri veriyorsunuz?
Melec Çakmak: Hem yurt içinde hem yurt dışında proje finansmanı, mevcut projelerin büyütülmesi, ihracatçı kredisi, yerel ve uluslararası piyasalardan ticari kredi bulunması gibi hizmetlerimiz mevcut. Bir iş fikri ortaya atıldığında sermaye olanağı yoksa bu konuyla ilgilenen uluslararası ve yerli yatırımcıları sermayesiyle birlikte projeye dahil edebiliyoruz. Levent Bey ile ikimiz kurucu ortağız. Biz Türk şirketlerinin yurt dışında yapılanmalarına ve bu yapılarının kredilendirilebilir-güvenilir olmasına yardımcı oluyoruz. Banka kuruluşlarıyla ilişkilerini geliştiriyoruz. Bir işin sadece finansal yönüyle ilgilenmiyoruz. A’dan Z’ye bütünsel bir hizmet sunuyoruz. İhracatta ‘Export Credit Agency’ dediğimiz bir finansman var. Örnek verecek olursak; Büyük hastaneler ağırlıklı olarak makine ve cihazlarını yüzde 60 oranında Almanya’dan alıyor. Alman markaları bu konularda çok güçlü. Alman hükümetinin desteklediği ihracatçı kredileri var. Oradan bir ürün veya ekipman almak istediğinizde size bunun için kredi desteği veriyorlar. Biz bu kredilerle de ilgileniyoruz. O kredileri yapmak biraz detaylı ve zor. Biz bu konuda tecrübeli olduğumuz için çok seri bir şekilde yol alabiliyoruz. Bu krediyi veren bütün ülkelerde ilgili kuruluşlarla bağlantılarımız var.
Finansal danışmanlık ile yatırım danışmanlığı arasındaki fark nedir?
L. Ö: Yatırım danışmanlığı işi geliştirme ve modelleme sürecidir. Bir işin hangi şartlarda daha yapılabilir olduğunu, nasıl bir ortaklık yapısı gerektirdiğini ve hangi strateji ile büyüyeceğini söylüyoruz. Finansal danışmanlık ise tamamen finansal mühendislikle alakalıdır. Yaptığımız iş modellemesine uygun bir finansman buluyoruz. Bununla ilgili birkaç opsiyon sunuyoruz. Bütün bunları bir araya getirerek en uygun kombinasyonu yaratıyoruz. Bunlara uygun şirket yapılandırma ve hukuki süreçler vb. Ayrıca şirketlerin veya projelerin yurt içi/yurt dışı ‘Due Diligence’ süreçlerini yönetebiliyoruz.

Son dönemde yurt dışından gelen ve yurt dışına yapılan yatırımlar arasında beklenti anlamında ne gibi farklar görüyorsunuz?
M. Ç: Türkiye’ye son dönemde yurt dışından gelen yatırımlarda bir durgunluk var. Bunun nedeni bazı hukuki altyapı sorunlarıdır.Türkiye’deki yatırımcılar daha çok yurt dışına yöneliyor. Orada belli başlı yapılara entegre olmak istiyor çünkü pandemiden sonra yurt dışında bazı sektörler kötü duruma düştü. Özellikle pandemiyle birlikte yurtdışında sağlık kuruluşları hem hizmet hem de maddi anlamda zora girdi. Orada bu konuda büyük bir özelleşme furyası var. Yeni kanunlar üst üste çıkıyor. Türkiye de bu avantajı kullandı. Bu pazardaki lider oyuncular orada yatırımlar yaptı. Bir kısmı da yapmaya devam ediyor. Bizler orada gidip sağlık alanında yeni yatırımlar yapabiliriz. Örneğin mevcut hastanelerini rehabilite edebilir, işletmesini alabilir veya satın alabiliriz. Onun dışında gayrimenkul sektörü de Türkiye’deki gibi değil. Faizlerin yükselmesiyle birlikte piyasa biraz durağanlaştı. Bundan dolayı birçok yatırımcı gayrimenkul projelerine de merak saldı.

“ÖNCELİĞİMİZ AVRUPA”

Farklı sektörlerde edindiğiniz deneyimlerin Largus Consulting GmbH firmasında size ne gibi faydaları oldu?
L. Ö: Largus GmbH her ne kadar yeni kurulmuş bir şirket gibi gözükse de burada benim farklı sektörlerden gelen birikimim söz konusu. Benim mesleğim uluslararası finansal yönetim olduğu için ben işin finansal modelleme tarafında yer alıyorum. Enerji, telekom ve sağlık sektörlerinde önemli görevlerde bulundum. Sağlık sektörünün yeni yeni ayağa kalktığı yıllarda bu sektördeydim. Özel bir hastane grubunda birkaç hastane ile başladım, daha sonra otuzdan fazla hastane yatırımında yer aldım. Orada birçok ilki gerçekleştirmeyi başardım. Bu birikimi yaparken ister istemez ulusal ve uluslararası bir networke sahip oluyorsunuz. Bunun bize sağladığı birçok avantaj var. Bizim ilgilenmediğimiz bir proje geldiğinde bize danışan yatırımcıyı doğru kişilere de yönlendirebiliyoruz. Bize Afrika ülkelerinden de talepler aldık ancak önceliğimiz Avrupa. İkinci önceliğimiz ise Orta Doğu ülkeleri(GCC) Ayrıca ilgilendiğimiz ana konulardan birisi de mimari tasarım , uygulama , medikal planlama vb gibi konularda da çözüm ortaklarımız var.