Şevval Şahin: Podyumda Yürürken Kadının Gerçek Gücünü Hissediyorum

Şevval Şahin: Podyumda Yürürken  Kadının Gerçek Gücünü Hissediyorum Şevval Şahin: Podyumda Yürürken Kadının Gerçek Gücünü Hissediyorum

Miss Turkey 2018 Birincisi Ünlü Model Şevval Şahin, Modellik Kariyerini ve Gelecek Hedeflerini Klass’a Anlattı.  

6 yaşında ailesiyle birlikte Londra'da yaşamaya başlayan ve 15 yaşında Londra’da keşfedilerek modellik kariyerine çok genç bir yaşta adım atan ünlü Model Şevval Şahin, 20 finalist arasından Miss Turkey 2018'de birinci olarak Türkiye’de herkes tarafından tanınan bir isim haline geldi. University Of East London’da Fashion Marketing eğitimi alırken bir yandan da podyumlarda ve çeşitli projelerle kamera karşısına geçen Şevval Şahin, yer aldığı başarılı çalışmalarla da isminden övgüyle söz ettirmeye devam diyor. Türkiye’de modellik sektörüne daha çok saygınlık ve prestij kazandırmak istediğini ve ayrıca ilerleyen yıllarda ‘life style’ bir marka kurmayı hedeflediğini ifade eden Şevval Şahin ile modellik kariyerine başlama hikayesini, güzelliğini ve fiziğini korumak için neler yaptığını ve gelecek hedeflerini Klass okurları için konuştuk.

Şevval Hanım, 2018 yılında Miss Turkey 1. Güzeli olarak Türkiye’nin tanınan isimlerinden biri oldunuz. Türkiye ve Dünyada tanınan bir isimsiniz, modellik kariyeriniz ne zaman ve nasıl başladı?
Türkiye’de doğdum, 6 yaşımda ailemle birlikte Londra’ya taşındık ve Miss Turkey birincisi olana kadar Londra’da yaşadım, 20 yaşımda ise Türkiye’ye taşındım. Londra’da Moda Ticareti okudum, onun öncesinde de güzel sanatlar da okuyordum. Güzel sanatlara oldukça bir ilgim var. İngilizce, edebiyat ve güzel sanatlar benim en iyi aldığım derslerdi bütün okul hayatım boyunca. Onun dışında yüzme ve voleybolla ilgileniyordum bir süre. Londra’da 15 yaşında yolda yürürken keşfedildim ve hemen bir ajansa yazılarak modellik yapmaya başladım. Miss Turkey’e 19 yaşında başvurdum ve sonrasını biliyorsunuz zaten yarışmada 1. Seçildim ve gerçek kariyerim başladı.

‘BENİM ANA HEDEFLERİMDEN BİR TANESİ DE MODELLİĞİ TÜRKİYE’DE SEVDİREN, SAYDIRAN VE DEĞER GÖREN BİR İŞ KOLU HALİNE GETİRMEK.’
Miss Turkey’de derece aldıktan sonra gözde bir isim haline geldiniz. Size göre, sizin modellikte artı yönleriniz nelerdir?

Genel olarak baktığımızda uzun yıllardır modellik Türkiye’de biraz unutulmuş bir sektördü. Çok güzel, prestijli isimlerimiz var ama benim yaşlarımda, küçük ve genç jenerasyonu temsil eden isimler pek yoktu uzun zamandır. O yüzden kendi jenerasyonumda modellik sektörünü biraz daha öne getirdiğimi düşünüyorum. Yarışmadan çıkar çıkmaz hedefim oyunculuk da değildi. Herkes bana modellik pek olmaz bu ülkede, unut bu işi derdi ama ben pes etmedim. Genç yaşımda da birçok projede baş manken olarak yer aldım. Benim ana hedeflerimden bir tanesi de modelliği Türkiye’de sevdiren, saydıran ve değer gören bir iş kolu haline getirmek. Gerçekten de zevk alarak yapıyorum işimi. Podyumda yürürken paha biçilemez duygular hissediyorum. Tam olarak kadının gücünü hissediyorum. Bütün ve güçlü halimle yürüyüp ve insanlara ışığımı yansıtabilmek çok güzel bir his. Kamera önünde olmayı ve podyumda yürümeyi çok seviyorum.

Daha 23 yaşında olmanıza rağmen çok güzel işlerin içinde yer aldınız. 30, 40 ve 50’li yaşlarınızda kendinizi nerede görmek istersiniz?
Şu an 40 ve 50 bana uzak geliyor ama 30’u hayal edebiliyorum. Kesinlikle kendi ayakları üstünde duran güçlü bir kadın olarak görüyorum. O zamana kadar belki kendi markam olur ve bir iş kadını olurum. Modellik her zaman olur benim için, vücudum ve dış görünüşüm ne kadar götürebilirse beni. Ama dediğim gibi o zamanlara kadar ticari bir iş hayatım da olacağını düşünüyorum. Ben sürekli yeni fikirler geliştiren bir insan olduğum için sadece modellik yaparım demiyorum. 30 yaşında kesinlikle bir iş kadını aynı zamanda Türkiye’de çok daha iyi yerlere geleceğimi ve kendi ismimi bir marka haline getireceğimi düşünüyorum.

‘LIFE STYLE BİR MARKA KURMAK İSTİYORUM’
Peki iş olarak ne gibi projeler düşünüyorsunuz?

Pandemiden beri aklımda olan şeyler var. Küçük küçük araştırmalar da yaptım ama daha adımımı atmadım. Life style bir marka kurmak istiyorum. Şu an çok fazla detay vermek istemiyorum ama bir yaşam tarzı markası olacağından içinde hem tekstil hem supplement hem de vitamin gibi içinde birçok şeyi barındırabilir. Bu projemi büyütüp 5-6 yıl sonra kendi yoga stüdyomun da olduğu farklı dalları olan bir marka düşünüyorum.
 
“DIŞIMIZA NE KADAR BAKARSAK BAKALIM ASLINDA İÇİMİZ DIŞIMIZA YANSIYOR.”
Çok güzel ve fit bir fiziğiniz var. Güzelliğinizi ve fiziğinizi korumak için neler yapıyorsunuz?

Aslında çoğu şey ailemden genetik olarak bana geçmiş. Hızlı bir metabolizmam var ve çok hızlı yakıyorum. Sağlıklı beslenmeyi dönem dönem çok seviyorum, haftada en az 3-4 kere sporumu yaparım ama o daha çok zihinsel olarak. Vücudumda çok değişen bir şey olmuyor, genetiğim böyle. Bunun dışında cildimi daha çok parlak tutmak için ya da vücudumu daha dinamik göstermek için rutinsel şeylerim var. Bunları da zaten bir gün markam olursa orada yansıtacağım. Rutin olarak yaptıklarım arasında içsel bakımıma önem verdiğim için burayı güçlendirecek şeyler yapıyorum. Dışımıza ne kadar bakarsak bakalım aslında içimiz dışımıza yansıyor. Aldığım supplementlerdan tutun içtiğim detoks sularına ve yaptığım spiritüel ritüeller meditasyon, yoga ya da nefes egzersizi gibi şeyler bana çok iyi geliyor. İçime çok dönük birisiyim aslında.

Para kazanan biri olarak para yönetimini yapabiliyor musunuz?
Daha çok yeni yeni öğreniyorum. Babam hep derdi kızım ev al diye. Türklerin hep dediği şeyler aslında. Tabi bu dönemde bir tık daha zor olduğunu düşünüyorum. Dediğim gibi para yönetimini daha yeni yeni öğreniyorum. Çünkü Türkiye’nin sistemiyle Londra’nın sistemi birbirinden çok farklı. 

“LONDRA’DA İNGİLİZ KÜLTÜRÜYLE BÜYÜDÜM VE ORADA HER ŞEY ÇOK DAHA FARKLI.”
Şevval Hanım, Londra’da yetişmiş biri olarak Türkiye’ye geldiğinizde neler yaşadınız? Londra’daki yaşam tarzıyla Türkiye’deki yaşam tarzı arasında ne gibi farklılıklar var?

Londra’da İngiliz kültürüyle büyüdüm ve orada her şey çok daha farklı. Okul sistemi, iş hayatı, arkadaşlıklar, toplumsal bakış açısı gibi şeyler birbirinden çok farklı. İngiltere daha çok her ülkeden, her kültürden insan olan bir yerdi o yüzden Türkiye’ye gelince adaptasyon sürecim de çok kolay oldu. Küçük bir yaşta Londra’ya taşınınca oraya iyi bir şekilde adapte oldum. Londra’ya çok iyi adapte olunca bu sefer Türk kültüründe birazcık geride kaldım. Türkiye’ye geri geldiğimde ise aslında özümün burada olduğunu fark ettim ve burada kendimi daha iyi hissedince de adaptasyon sürecimde daha kolay oldu. Lakin dediğim gibi o kadar farklı ki bütün her şey. İngiltere birçok açıdan buraya kıyasla çok daha fazla özgür bir ülke, bu durum da insanların bakış açısından dolayı.

“NE KADAR İNGİLTERE’DE BÜYÜSEM DE BENİM ÖZÜM TÜRK”
İngiltere’nin daha özgür bir ülke olduğundan bahsetmenize rağmen Türkiye’yi daha çok sevdiğinizi dile getirdiniz. Türkiye’yi bu kadar çok sevmenizin nedeni ne oldu?

Londra’daki rutinimden çıkınca Türkiye’de benim için keşfedilmemiş ve keşfedilecek çok şey vardı ve bu da yeni ve heyecanlı geliyordu. Ruhum buraya bağlandı. Ne kadar orada büyüsem de özüm Türk. Zaten bir bağlanınca bir daha bırakamıyorsunuz.

‘İYİ İŞLERLE TANINMAK İSTEDİĞİM İÇİN DİKKATLİ OLMAYA ÇALIŞIYORUM VE HER İŞİ KABUL ETMİYORUM’
İş konusunda şanslı olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Şu ana kadar beni iyi temsil eden projelerde yer aldığımı düşünüyorum ama keşke modellik sektörü Türkiye’de daha prestijli ve saygın bir sektör olsaydı. Bu ülkede oyunculuk çok iyi yerde ve çok saygı duyulan bir meslek. Modelliğin onun bir tık daha altında kaldığını düşünüyorum ama bunun da değişeceğine inanıyorum. İyi işlerle tanınmak istediğim için dikkatli olmaya çalışıyorum ve her işi kabul etmiyorum.

Hiç oyunculuk yapmayı düşünüyor musunuz yoksa hep modellik kariyerinizden mi devam edeceksiniz?
Önceliğim kesinlikle modellik, çünkü dediğim gibi bu sektöre katkım olduğunu düşünüyorum. Fakat birkaç kişi bana oyunculuğu teklif etti ve açıkçası yapmam dediğim bir şey yok. Kendimi limitlemek istemiyorum. Bana çok yakışan bir proje olursa kesinlikle oyunculuğu da denerim. Konfor alanımdan çıkmayı seviyorum, benim için yeni bir mücadele olur bu. Yeni mücadelelerden her defasında yeni şeyler öğrenip, kendime yeni şeyler katıp, daha da iyi çıktığıma inanıyorum. O yüzden oyunculuk da neden olmasın.

‘MODELLİK KOLAY BİR ŞEY DEĞİL VE SEÇMELERDE DE MÜCADELEYİ HEMEN BIRAKMAMAK GEREKİYOR’
7 yıllık modellik kariyeriniz var. Sizin gibi model olmak isteyen genç kızlara önerileriniz var mı?

Yurt dışındaki modellikle Türkiye’deki modellik bence apayrı bir konsept. Şu an Türkiye’de yaptığım işleri ‘celebrity’ algısında yapıyorum. Yurt dışında normal ‘no name’ bir manken olarak podyuma çıkıyorum. Bu ikisi o kadar apayrı bir his ve apayrı şeyler ki. Orada mücadele çok daha zor. Modellik kolay bir şey değil ve seçmelerde de mücadeleyi hemen bırakmamak gerekiyor. Ben 16 yaşında castinglere gitmeye başladığımda çoğu ajans beni istememişti. Kesinlikle pes etmemeyi öğrenmeniz lazım bence bu sektörde. En önemli noktalardan biri de kendiniz olmanız lazım, çünkü o kadar çok güzel kız var ki. Güzellik tek faktör değil. Aura’ya çok önem veriyorlar. Yürürken göstermek istediğin modu göstermen, dışarı yansıtman aurayla alakalı bir durum. Çünkü dediğim gibi artık o kadar çok güzel kız var ki güzellik yeterli değil bence. Aura ve enerji kişiyi öne çıkaran güçtür. Tabi eğitim alındığında da modelliğini daha güçlü bir hale getirmiş oluyorsun.
 

Şevval Şahin

Şevval Şahin: Podyumda Yürürken  Kadının Gerçek Gücünü Hissediyorum Şevval Şahin
Şevval Şahin: Podyumda Yürürken  Kadının Gerçek Gücünü Hissediyorum Şevval Şahin
Şevval Şahin: Podyumda Yürürken  Kadının Gerçek Gücünü Hissediyorum Şevval Şahin