Ender Saraç, Doğal Güzellikten Yanayız...

Ender Saraç, Doğal Güzellikten Yanayız... Ender Saraç, Doğal Güzellikten Yanayız...

Ender Saraç sahibi olduğu Hay Sağlık Merkezi’nde verilen hizmetleri ve sağlıklı yaşam adına tavsiyelerini Klass okurları için anlattı...

“Doğal Güzellikten Yanayız, Tıbbi Estetiği Kişinin Yaşayış Biçimi Bozulmadan Sunmaya çalışıyoruz.”

ünlü Dr. Ender Saraç tarafından 22 yıl önce kurulmuş olan Hay Sağlık Merkezi, sağlıklı ve güzel bir şekilde yaşamak ve yaşlanmak isteyen danışanlarına kapsamlı bir şekilde hizmet veriyor. Her biri kendi konusunda uzmanlaşmış kişilerden oluşan Hay Sağlık Merkezi Ekibi ile hastalarının ve danışanlarının sorunlarına kökten çözüm getirmek amacıyla çalıştıklarını belirten Ender Saraç ortaya doğal ve sağlıklı sonuçlar koyduklarını dile getiriyor. Türkiye’de kitapları bir milyonu aşkın adetlerde satış yaparak sözüne ve düşüncelerine en çok güvenilen hekimlerden birisi olan Dr. Ender Saraç, Hay Sağlık Merkezi’nde verilen hizmetleri ve kendi yaşam tarzını Klass’a anlattı.

“Hay Sağlık Merkezi Ailesi olarak doğal güzellikten yanayız ve tıbbi estetiği kişinin yaşayış biçimi bozulmadan doğal şekilde sunmaya çalışıyoruz. Kişinin mimiklerini bozmadan ve abartıya kaçmadan doğal gülümseme, sinirlenebilme, kaş kaldırma, üfleme hareketi yapma, rahat çiğneyebilme gibi eylemlerinden yoksun etmeyen estetik müdahalelerden yanayız.”

 

Ender Bey öncelikle sizden 22 yıl önce kurmuş olduğunuz Hay Sağlık Merkezi’nin hizmet yapısını dinleyebilir miyiz? 

Artık sağlıklı yaşam, estetik, kilo kontrolü, anti-aging, wellness gibi konularda tek bacaklı uygulamalar yöntemi bitti. örneğin; detox, botox, spor, diyet veya krem sürmek gibi yöntemler tek başına uygulanmıyor. Bütün dünyada multidisipliner yaklaşımla çalışan, uzmanlaşmış ve kadrosunu buna göre ayarlamış ve birbiriyle entegre olarak çalışan ihtisas klinikleri ön plana çıktı. Amerika’da ve Avrupa’nın birçok ülkesinde bu sistem gündemde. Uzak Doğu ise bu konuyla ilgiyle önemli adımlar atıyor. Biz kliniğimizde insanı bütün olarak ve derinden ele alan sağlıklı yaşam, estetik ve anti-aging programlarını uyguluyoruz. Bu programları uygulamak için öncelikle bu konularla ilgili özel sertifikası olan doktorlar, diyetisyenler, fizyoterapistler, estetisyenler, diplomalı masörler, podologlar (el-ayak uzmanları) ve bu konuda hizmet veren hemşireler gibi uzman bir kadroya sahibiz. Bunun yanı sıra hizmet konusunda da valemizden, güvenliğe, muhasebe bölümünden sekretaryasına kadar her biri işinde uzman kişiler ekibimizde yer alıyor. Biz Hay Sağlık Merkezi olarak 22. yılımızı doldurduk. Ve Türkiye’de doğal ve sağlıklı yaşamı tıbbi estetik tamamlayıcılarla destekleyerek tıp konularındaki en eski ve pozisyonunu koruyan kliniğiz.

 

22 yıldır başarınızı aynı pozisyonda tutmanızda etkili olan yaklaşımı anlatabilir misiniz?

Biz Hay Sağlık Merkezi olarak öncelikle kişinin sorununa eğiliyoruz. Uzman doktorlarımız tarafından öncelikle hastanın vücut bileşenleri analiz ediliyor. Kan tahlili, gerekirse ultrason, MR, Tomografi gibi batı tıbbı düzeyinde kişi sağlıklı mı değil mi onu belirliyoruz. çünkü eğer bir kişide demir eksikliği veya biotin eksikliği varsa istediğin kadar saç mezoterapisi, PRP yaptır o saç düzelmez. İçten beslenmeniz bozuksa veya yoğun stresiniz varsa veya yeterince iyi beslenmiyorsanız -yeterince protein, mineral, antioksidan ve vitaminleri almıyorsanız- istediğiniz kadar cilt kırışıklıkları için önlem alıp uygulamalar yaptırın. Emin olun kısa süre sonra o cilt yeniden kendisini salacaktır. Uykunuzu iyi alamıyorsanız, stresiniz varsa, gizli depresyonunuz varsa, tiroidinizde bozukluk varsa, dış görünümünüzde istediğiniz sonucu alabilmeniz mümkün değildir. Yani ilk iş bir uzman doktor tarafından bir tıbbi muayene ile kişinin durum değerlendirmesi yapılır. çıkan sonuçlar doğrultusunda da hastayı yönlendiririz. Bizim kliniğe çok kişi gelir ve her biri bir sorunundan kurtulmak ister. Mesela filanca bölgesindeki fazlalıktan yakınır. Biz kendilerini vücut analizine sokarız, muayene ederiz ve bakarız ki hayır tam tersi. Aşırı spor yapmış, aşırı yağsız beslenmiş ve göbek ve karında tam tersine yağı normalden de aza düşmüş ve sonuç olarak doku gevşekliği oluşmuş. Kişiyi bu doğrultuda kendisi için faydalı olacak sonuca yönlendiririz. Kişi iki ay sonra istediği sonucu görünce de “Evet benim için bu doğruymuş” der.

 

“COOL SCULPTING YöNTEMİ İLE BİR SEANSTA KİŞİNİN YAĞLARI %20-%30 ARASINDA YOK OLABİLİYOR”

Peki, Hay Sağlık Merkezi’nde sunulan sağlık ve güzellik hizmetleri nelerdir?

Hay Sağlık Merkezi Ailesi olarak doğal güzellikten yanayız ve tıbbi estetiği kişinin yaşayış biçimi bozulmadan ve en doğal şekilde sunmaya çalışıyoruz. Kişinin mimiklerini bozmadan ve abartıya kaçmadan doğal gülümseme, sinirlenebilme, kaş kaldırma, üfleme hareketi yapma, rahat çiğneyebilme gibi eylemlerinden yoksun etmeyen estetik müdahalelerden yanayız. Tüm gelişmeleri takip ederek en doğru ve yararlı teknolojiyi danışanlarımıza sunuyoruz. örneğin Liposuction’a alternatif olarak ortaya çıkan Cool Sculpting yöntemi ile bir seansta kişinin yağları %20-%30 arasında yok olabiliyor. Bu yöntem sayesinde kişi ağrısız, acısız, kansız fazla yağlarından kurtulabiliyor. Bir kere bu yöntem muazzam tuttu. Ayrıca bu yöntemden faydalanan kişi beş dakika sonra spor dahi yapabiliyor. Yani yaşayış biçiminden hiçbir şekilde ödün vermiyor. Bu cihaz özellikle gıdıda büyük devrim oldu. çünkü gıdı bölgesi ameliyat etmesi zor bir bölgeydi. Yine bu cihaz erkek problemlerinden biri olan jinekomastide etkili sonuçlar ortaya çıkardı. Bel bölgesinin yan yağları, bacak içleri, özellikle karın ve göbekte başarılı. Kliniğimizde FDA onaylı çok ciddi radyo frekans cihazları bulunuyor. öyle ki tek bir seansta ince kırışıklıkları, doku gevşekliklerini, kol içi sarkıklıkları, boyun ve karın kırışıklıklarında sertleşme ve toparlama sağlayabiliyoruz. Yine başka tür bir radyo frekans cihazımız sayesinde sıkılaşma sağlayarak ve selülite karşı ciddi sonuçlar alınabiliyor. Kısaca radyo frekans cihazları sayesinde ameliyat gerektiren birçok konuya çözüm sunulabiliyor. Tabi burada kırışıklığın boyutu çok önemli. Eğer sizin kırışıklıklarınız çok fazlaysa sadece cihazlarla dokunuş yaparak çözmek mümkün değildir. 

 

Son yıllarda ‘Ameliyatsız Yüz Gençleştirme Uygulamaları” adı altında birçok uygulama duyar olduk. Hay Sağlık Merkezi’nde bu konuda ne gibi uygulamalar sunuluyor?

Ameliyatsız yüz gençleştirme uygulamalarından bahsedecek olursak son günlerde adını çok duyduğumuz Somon DNA aşısından bahsetmek gerekir. Somon DNA’ları ve somon balığı spermlerinden elde edilen DNA’larla yapılan iki ayrı tür tedavimiz var. İsviçre’den gelen dünyanın en prestijli bir ürünü var ki Somon DNA’sı içeren kolajen maskeler ile güzel sonuçlar elde ediliyor. Somon DNA’sı maskeleri “Ben estetik ameliyatı, botox ve dolgu gibi uygulamalar istemeden gencecik, pırıl pırıl, bakımlı bir yüz, boyun ve ele sahip olmak istiyorum” diyenler için gerçekten çok güzel bir yöntem. Yedi haftalık bir kür sonrasında kişi, pırıl pırıl gencecik bir görünüme sahip olabiliyor. Somon DNA Gençlik aşısı ise şu sıralar çok gündemde ve sonuçları güzel. Ama başta da anlattığım gibi Hay Sağlık Merkezi olarak kişiye en uygun olan yöntemi sunmak başlıca yola çıkış evremizdir. Bu konuda çok başarılı bulduğum hekim arkadaşım Dr. Tolunay Zeybekler kişiyi gerekli olan yöntem konusunda en iyisine yönlendiriyor. Zaten kendisi daha önce FDA onaylı cihazları Türkiye’ye getiren bir firmanın da medikal direktörüydü ve konusunda birçok hekime eğitimler vermiştir. Kendisini Hay Sağlık Merkezi bünyesine katmanın mutluluğunu yaşıyorum. Dr. Zeybekler, kişinin hangi düzeyde neye ihtiyacı var yönlendiriyor ve ona bağlı olarak da mezoterapi, örümcek ağı ipi uygulaması, botox, peeling, PRP gibi uygulamalara yöneltiyor. Eğer kişinin sorunu daha büyükse de ameliyatlı yöntemlere gidiyorlar. Ama buradan gençliği konusunda destek almış olan bir kişi çevresinden genellikle şu tepkileri alıyor; “Genç ve pırıl pırıl görünüyorsun ve bu mimiklerine yansımamış.” Dolayısıyla birçok danışanımız çevresine uygulama yaptırdığını bile söyleme gereği duymuyor:)

 

Daha fit ve zayıf görünmek isteyen kişilere ne tür uygulamalarla yardımcı oluyorsunuz?

Bölgesel sıkılaşmada monopolar radyofrekans cihazları dışında lenf drenaj, yosunlu G5 gibi özel işte pasif jimnastik yöntemlerimiz var. Kişiye uygun diyet ve sıkılaşma programları ile bölgesel incelme daha fit görünüm konusunda hizmet veriyoruz.

 

“RUHUNUZ POZİTİF OLMAZSA BEDEN SAĞLIKLI BİLE OLSA SONUçLAR çOK İYİ OLMUYOR”

Tamamlayıcı tıp açısından ne gibi uygulamalarınız var?

Hiçbir şey tek başına mucize değildir. Bu yüzden tamamlayıcı tıbbın gerekliliğine inanıyorum. Ozon terapi, hacamat, refleksoloji gibi ve bazı spritüal kurslar, eğitimler gibi özel bir takım destekler de sağlıyoruz. çünkü ruhunuz pozitif olmazsa yani ruhta kırışıklık olursa, ruhta toksin olursa, ruhta obezite olursa, beden sağlıklı bile olsa sonuçlar çok iyi olmuyor.

 

Hacamat geleneksel bir yöntem olup son zamanlarda yine çok kullanılmaya başladı…

Vücuttaki birçok olumsuz maddenin temizlenmesi açısından hacamat ve bu tarz şeylerin faydasını görüyoruz. Hacamat hakikaten çok etkili bir şey ve biz umduğumuzdan çok daha iyi sonuçlar aldık hacamattan. Vücut için en başarılı detoks yöntemlerinden birisi. özellikle birçok ağrı, şişlik, egzama, alerji, migren, adet sorunları gibi konularda vücuttan toksin atılmasında birebir etkili. Yani ben kendime bile bu son iki yılda dört kere hacamat yaptırdım. Ve çok faydasını gördüm. Hacamat şu sıralar gündemde ve daha da gündeme gelecek. çünkü en ekonomik, en etkili ve en derin detoks yöntemi.

 

Bünyenizde yer alan podoloji bölümünde ne gibi sorunlara çözüm getiriliyor?

Podoloji ile el ve ayak bakımında tamamen tıbbi ve steril bir yaklaşımla hizmet veriliyor. Etleri kesmeden, enfeksiyon riski olmadan özellikle batık tırnak, mantar ve tedavileri, nasır gibi sorunlara çözüm sunuluyor. Diyabetik ayak ve batık tırnak gibi çok kişide yaygın olan soruna podoloji ile olumlu sonuçlar alınabiliyor.

 

Her geçen gün güzellik ve gençlik vadeden birçok uygulama ve merkezle karşılaşıyoruz. Dolayısıyla ortada bir bilgi kirliliği oluşuyor ve hangi uygulamaya ve kuruma yöneleceğimizi şaşırıyoruz. Bu konuda kişilere ne gibi bir yöntem izlemelerini tavsiye edersiniz?

Bu konuda üç şeye dikkat etmek lazım. Bir, gerçekten orası Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı, içinde uzman doktorların, sertifikalı doktorların, diyetisyenlerin, fizyoterapistlerin, diplomalı estetisyenlerin, diplomalı masörlerin, diplomalı podoloji uzmanlarının çalıştığı bir tıbbi merkez mi? çünkü güzellik salonuyla bir poliklinik arasında büyük önem arz eden ciddi farklılıklar vardır ve zaten güzellik merkezleri ruhsat alamazlar. İki, gideceğiniz merkezin yöneticisinin veya sahibinin dış görünümüne bakmak. Kilolu, cildi kırış kırış, saçı başı kötü, konuşma tarzı kötü olan bir kişinin yönettiği yerden size ne gibi olumlu bir sonuç çıkar, bunu irdelemeniz lazım. Ya da gideceğiniz kurumdaki kişiler estetik operasyonlar geçirmişse bunlara dikkat edin. Ne kadar doğal görünüyorlar? Ayrıyeten gideceğiniz kurumda kullanılan cihazların FDA ve CA onaylı olup olmadığını sorgulayın. Tercihiniz bu sertifikalı cihazların kullanıldığı merkezler olsun. üçüncü bir diğer önemli etken ise kurum aşırı reklamla mı adını duyurmuş yoksa referanslarla mı daha çok ön plana çıkmış? Bu üç kriter tutmuyorsa emin olun sadece paranızı kaptırırsınız.

 

“üRETTİĞİMİZ NEGATİF ENERJİ FORM DEĞİŞTİRİP BİR ŞEKİLDE BİZE DöNER”

İnsanların daha sağlıklı hayat sürmesinde önemli bir rolünüz var. Peki, siz nasıl yaşarsınız? İnsanlara yaşam tarzıyla da örnek bir insan olarak sağlıklı yaşam adına  neler yapıyorsunuz?

öncelikle neler yapmadığımdan bahsedeyim. İçki içmiyorum, sigara tütün ürünleri kullanmıyorum, uyuşturucu kullanmıyorum, çok elzem olmadıkça kimyasal ilaç kullanmıyorum. Aşırı yemek yemiyorum ve kalp kırmıyorum. Dolayısıyla negatif enerji üretmiyorum. çünkü ürettiğimiz negatif enerji form değiştirip bir şekilde bize döner. Bizim bugün tekmelediğimiz bir hayvan yarın öbür gün geçireceğimiz trafik kazasında aynı yerin kırılmasıdır veya bizim küfür ettiğimiz veya dedikodusunu yaptığımız bir kişinin başka bir toplum içerisinde arkamızdan konuşmasıdır. Bizim yediğimiz bir hak bizim olmayacak olan bir işimizin ana sebebidir. Yani bu yüzden kalp kırmamak, kul hakkı yememek ve insanlar için negatif enerji üretmemeye önem veriyorum. Ben bu saydıklarımı yapmıyorum. Peki, ben neleri yapıyorum? Uykumu iyi uyuyorum. Kızartma, un, beyaz şeker, konserve, koruyuculu ve katkı maddeli gıda, mevsim dışı gıdalar, GDO’lu gıdalar tüketmiyorum. Onun dışında mutlaka hareketli yaşarım. Ağır sporun zararlı olduğuna inanırım ama düzenli egzersiz yaparım. Kiloma hep dikkat ederim. Kilom 30 yıldır hiç oynamadı. Yağ oranımı hiç yükseltmedim. Onun dışında sağlıklı bir cinsel hayatı ve eşimle olan sağlıklı, huzurlu bir evlilik hayatım var. 3 çocuğum, eşim ve annem benim için çok önemlidir. Onun dışında işimi de çok severim ve ben 13-14 yaşımdan beri çalışıyorum. 57 yaşındayım ve hala 20 yaşımdaki gibi çok yoğun çalışıyorum. üretmeyi çok seviyorum. Bolca bitki çayı içiyorum. Sade Türk kahvesi, yeşil çay, yasemin çayı, mate çayını sık tüketiyorum. En az 7-8 tane antioksidan, multivitamin ve özel macunlar kullanırım. Ve de hayatı, insanları ve ülkemi çok seviyorum. Galiba işin özü sevgi. Türkiye’nin yaşadığı bu süreci sevgisizlik ve neşe azlığından yaşadığımıza inanıyorum. Daha çok neşelenmeliyiz ve bunun için gayret etmeliyiz. Pozitif bakmalıyız. Korku sevginin ters kutbudur. İnanıyorum ki içimizdeki korkuyu atıp birbirimizi sevmeyi tekrar başarırsak ülkemiz 2017’de hızla yükselişe geçecektir.

 

www.endersarac.com

instagram, twitter: haydrendersarac

Fotoğraflar: Yavuz Kaynar