Cemile Sultan Korusu Unutulmaz Düğünlere Ev Sahipliği Yapıyor...

Cemile Sultan Korusu Unutulmaz Düğünlere Ev Sahipliği Yapıyor... Cemile Sultan Korusu Unutulmaz Düğünlere Ev Sahipliği Yapıyor...

İto Cemile Sultan Korusu Vakıf Müdürü Av. Goncagül Avcı tarihi koruda misafirlerine sundukları hizmetleri Klass’a anlattı...

İstanbul Kandilli'deki tarihi Cemile Sultan Korusu muhteşem Boğaz manzarası ve kaliteli hizmetiyle düğün ve davetlerin vazgeçilmez mekanlarından biri oluyor. Padişah Abdülmecit’in kızı Cemile Sultan’ın adını verdiği koru İstanbul Ticaret Odası eliyle canlandırılarak renkli etkinliklere ve davetlere ev sahipliği yapıyor. İTO Cemile Sultan Korusu Vakıf Müdürü Avukat Goncagül Avcı, düğün ve davetlerin yanı sıra her türlü organizasyonun ve spor aktivitelerinin düzenlendiği tarihi mekanın özelliklerini ve sunulan hizmetleri Klass’a anlattı.

 

Goncagül Hanım, muhteşem Boğaz manzarası eşliğinde düğün ve davetlerin vazgeçilmez mekanlarından biri olan ve geçmişi Osmanlı Dönemi’ne dayanan Cemile Sultan Korusu’nun tarihinden kısaca bahseder misiniz?

Koruya adını veren Cemile Sultan; Padişah Abdülmecit’in kızlarından biri olarak 1843 – 1915 yılları arasında yaşamış; hayatı boyunca babasının, amcasının ve iki ağabeyinin padişahlığına şahit olmuştur. Cemile Sultan, 1858 yılında Fethi Ahmet Paşa’nın oğlu Damat Mahmud Celaleddin Paşa ile evlenmiştir. Ancak Sultan Abdülaziz’in tahttan indirilmesi ile sonuçlanan 1876 hükümet darbesinde eşinin Sultan Abdülaziz’i öldürmek suçuyla yargılanması ve idama mahkûm edilmesi neticesinde nikahı iptal edilmiştir. Ağabeyi II. Abdülhamit; 1876 yılında tahta çıktığında iki yaşındaki oğlu Besim’i kaybetmiş olan Cemile Sultan’a Kandilli’de iskele yanındaki Sahil Sarayını ve buna bağlı koruyu yirmi beş bin altına satın alınmıştır. Cemile Sultan 1884’e kadar Abdülhamid’in hediye ettiği bu sarayda yaşamış ve sonra sarayı oğlu Celalettin Bey’e devretmiştir. Sahil Sarayı'nın üst tarafında bulunan Cemile Sultan Korusu içerisinde "Orta Köşk" ve "Cici Bey Köşkü" adlarında iki köşk olduğu bilinmektedir. Sahil Sarayı, 1914 yılında vergisinin ağırlığı nedeniyle yıkılmıştır. 1918'de I. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden sonra Yunanlı bir armatör olan Likardopulos, Cemile Sultan Sahil Sarayı ile arkasındaki 99,5 dönümlük koruyu satın almış; 1944 yılında ise film yapımcısı Cemil Filmer'e satmıştır. Köşk, 29 Ekim 1952'de Cumhuriyet Bayramı gecesinde elektrik kontağından çıkan yangın nedeniyle harap olmuştur. Cemil Filmer, koruyu Türkiye Odalar Borsalar ve Birlik Personeli Sigorta ve Emekli Sandığı’na satmıştır. Vakfımız TOBB Emekli Sandığı’ndan kiralamış olduğu bu araziyi, çalışmaları ile hem korumakta hem de yaşatmaktadır.

 

Tarihi dokusunun yanı sıra Boğaz’a nazır konumuyla da dikkat çeken Cemile Sultan Korusu’nu özel günleri için tercih edenlere sunduğunuz hizmetler nelerdir?

Film ve dizilerde gördüğünüz kır düğünlerinin birçoğu burada yapılıyor. Düğünlerin yanı sıra her türlü organizasyona ve spor aktivitelerine de ev sahipliği yapıyoruz. İstanbul’un en güzel panoramasına sahip bu eşsiz güzellikteki tarihi mekan, sadece üyelere değil rezervasyon yaptıran tüm İstanbullulara da açık. Her sezon birçok etkinlik burada gerçekleşiyor. Koruda çeşitli konseptlere ve davetli sayısına uygun olarak tercih edilebilen 4 farklı toplantı salonu da bulunuyor. Düzenleyeceğiniz her türlü alkolsüz organizasyona açık olan Cemile Sultan Korusu özellikle düğünler için tercih edilen harika bir mekan. Cemile Sultan Korusu tarihi dokusu, muhteşem konumu,  manzarası ve profesyonel hizmetiyle unutulmaz düğünlere ev sahipliği yapıyor.  Cemile Sultan Korusu’nda İstanbul’dan ayrılmadan, orman içinde bir kır düğünü yapabilirsiniz. 100 dönümlük arazi içine kurulu Cemile Sultan Korusu, konseptler için 3 farklı alternatif sunuyor. Havuzbaşı, Kırtepe veya Şehzade  Havuzbaşı,  Bebek  Koyu  manzarasına sahip ormanlık bir alanda bulunuyor. Masa düzeninde 750, kokteylde ise 1500 kişi ağırlanabiliyor.  Kırtepe, kır düğünü isteyenlerin tercihi. Mekanın en yüksek noktasında bulunan Kırtepe, iki köprünün arasından Boğaz manzarasını seyredebileceğiniz bir konumda ve yeşillikler içinde bulunuyor. Masa düzeninde 500, kokteylde ise 700 kişi ağırlanabiliyor. Şehzade ise daha çok kokteyl tercih edenler uygun bir mekan. Yine yeşillikler içinde bulunan tesis; masa düzeninde 300, kokteyl düzeninde ise 400 kişiyi ağırlayabiliyor.

 

Baharın gelmesiyle birlikte kış boyunca kapalı mekanlarda düzenlenen davetler açık mekanlarda yapılmaya başlandı. İstanbul’un en güzel panoramasına sahip Cemile Sultan Korusu da bu mekanların başında geliyor. Düğün ve davetlerin yoğun olduğu yaz dönemine nasıl hazırlanıyorsunuz?

Yaz sezonuna girmeden önce Evlilik Fuarı, Ace of Mice gibi organizasyonlara katılıp tanıtımımızı gerçekleştiriyoruz. Bunların dışında evlilik dergilerine röportaj vererek misafirlerimizin unutulmaz anlarına eşlik etmek için onları bilgilendiriyoruz. Yeni sezonun trendlerini takip edip misafirlerimizi yenilikler hakkında bilgilendiriyoruz. Eşsiz Boğaz manzaralı mekanlarımızda gerekli sezon hazırlıklarını ekipçe değerlendirip müstakbel gelin ve damatlarımızın unutulmaz bir gün ile yeni hayatlarına başlamalarına şahit oluyoruz.

 

Son olarak bize kendinizden ve Cemile Sultan Korusu Vakıf Müdürlüğüne gelişinizden kısaca bahseder misiniz?

1998 yılında Marmara üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olup, aynı üniversitede yüksek lisansımı da tamamladıktan sonra 2000 yılında İstanbul Ticaret Odası’nda göreve başladım. Halen İstanbul Ticaret Odası’nın Hukuk Müşaviri olarak görev yapmaktayım. Bilindiği üzere vakfımız da, İstanbul Ticaret Odası tarafından 1994 yılında kurulmuştur. Bu itibarla; hem İstanbul Ticaret Odası’nın hem de Vakfımızın Başkanı olan İbrahim çağlar’ın görevlendirmesi ile iki yıldır Vakıf Müdürlüğü görevini ifa etmekteyim.