Özgür Bey, son dönemde bitkisel ürünler ile hammadde sektörünün yükselişini nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu anlamda tecrübenizin size sağladığı avantajlar nelerdir?
Nu-da olarak, bitkisel ürünler ile ilgili özellikle tıbbi aromatik yağlar, bitki ekstreleri ve besin destekleri olmak üzere bu 3 grup ürünü biz sağlıyoruz. Pandemi ile beraber sektörde hacmen bir büyüklük oluştu. İmalat alanında talepler arttı. Bunun sebebi üreticinin bu ürünlere olan teveccühünün artması ve tüketici tarafından ürün bilinirliğinin gerek sosyal medyada gerek basın organları tarafından insanlara sunulması. Kullanılan ürünlerden alınan faydanın neticesinde özellikle bağışıklık sistemini kuvvetlendiren bitki ekstreleri, gıda takviyeleri, şişelenmiş yağlar, losyonlar, kremlerde antiseptik özelliği olan tıbbi aromatik yağların kullanılması son yıllarda hem ürün bilinirliğini arttırdı hem de bu ürünlerin yanında satılan diğer ürünlerin de dikkat çekmesine neden olarak satışı yukarıya çekti. Nu-da 20 yıllık, Tabakoğlu A.Ş. ise 90 yıllık bir firma. Son 5 yıldaki sektördeki yükselişi açıkçası hayatımda görmedim. Dolayısı ile bu durum bizim için önemli bir fırsat. Bunu değerlendirmek içinde Nu-da olarak elimizde sürekli stok mal tutuyoruz ve ürün çeşitliliğimizi arttırıyoruz. Bu durum müşteri içinde avantaj oluyor. Uzun yıllardır beraber çalıştığımız firmalarla zaten rutin bir alışverişimiz var. Ancak yeni gelen firmalarında bize ulaşmasını sağlamamız lazım. Biz müşterilerimize mal verirken ihtiyaçları var ise teknik destek de veriyoruz. Sektöre yeni giren firmaların bizim gibi firmalara ihtiyacı var. Sektöre yeni giren bir firma hangi malın nerelere dağıtımı yapılacağını bilemez. Biz müşterilerimize hem bu konularda yardımcı oluyoruz hem de ihtiyacı olan ham maddeyi de beraberinde sunuyoruz. Başarılı olan bu firmalarla da uzun soluklu bir çalışma içinde oluyoruz. Mevcut müşterilerimizin yanında bu yeni firmaların bünyemize katılması benim için çok önemli. Elimizdeki veriler sektörün ciddi anlamda geliştiğini ve karlılık oranının şu an için yeterli olduğunu gösteriyor.
‘BİZ MÜŞTERİLERİMİZE KENDİ ARAÇLARIMIZLA SAĞLIKLI, HIZLI VE GÜVENİLİR BİR LOJİSTİK SAĞLIYORUZ’
Özgür Bey, şu anda Türkiye’ye kaç tip hammadde getiriyorsunuz?
Türkiye’ye biz şu anda 500 çeşit hammadde getiriyoruz. Bunların 200’ü tıbbi aromatik yağlar, 200’ü bitki ekstreleri, 100 kalemde ise besin destekleri ve sporcu ürünleri var. Bunların yaklaşık 370-400 kalemi sürekli stok olarak elimizde bulunuyor. Bu çok kolay bir operasyon değil. Stoğun maliyeti, korunması, lojistik kısmı gibi birçok zor unsur var. Biz müşterilerimize kendi araçlarımızla sağlıklı, hızlı ve güvenilir bir lojistik sağlıyoruz. Sürat bizim sektörde önemli bir unsur. Ürün istenilmeye başlandığı andan itibaren bir an önce raflara inmesi lazım, çünkü her yıl, her dönem, her mevsim müşteriler tarafından yeni bir ürün istenilebiliyor ya da yeni ürün moda olmuş oluyor. Bu yüzden müşteriye hemen bu ürünü tedarik etmeliyiz. Burada sosyal medya, basılı yayın organları, televizyon desteği alınarak ticaret boyutumuzu geliştirmenin yollarını arıyorum.
Siz bitkisel hammadde ürünlerinizi hangi ülkelerden tedarik ediyorsunuz?
Türkiye’de endüstriyel tarım ne yazık ki çok geride. Bu bitkilerin birçoğunun anavatanı Güney Amerika, Uzak Doğu, ABD, Afrika ve Avustralya. Farklı kıtalardan, farklı ülkelerden bu bitkileri ve ekstraktlarını Türkiye’ye ithal ediyoruz. Türkiye’de az önce de belirttiğimiz gibi 500 hammaddenin ancak 70 tanesi var. Tamamı yurt dışında endüstriyel olarak üretiliyor. Ürünün nerede olduğu önemli bir konu. Örneğin; kuşburnunun anavatanı Şili’dir, çay ağacı yağının Avustralya, ginsengin Çin, argan yağının Fas’tır. Ürünü asli olarak bulunduğu ülkeden getirdiğimiz için kalitemizi de belli bir çizgide tutmuş oluyoruz. İmalatta hammadde standardizasyonu çok önemlidir. Standart ham madde olması lazım ki aynı kalitede mal üretilebilsin. Bitkisel üründe bunu tutturabilmek çok kolay değil. Biz müşterilerimize bunu da sağlamaya çalışıyoruz. Aynı kalitede ürün, sürekli ve süratli olma unsurlarını önemsiyoruz. Bu unsurlar bir araya geldiği zaman başarıya ulaşma imkânımız var. Piyasaya yeni giren firmalara ve genç meslektaşlarımıza bunu aktarmaya çalışıyoruz. Sektördeki oyuncular birbirine destek olmazsa gelişim sağlanamaz.
Dünyanın her bölgesi ile bir bağlantı içindesiniz ve bu durum çok zor bir operasyonel süreç. Sektördeki bu faaliyetleri nasıl yürütüyorsunuz?
Nu-da olarak bizim ithalat birimimiz çok kuvvetli. Bu departmandaki arkadaşların birçoğu 10 yılın üzerinde bizimle beraber. Çünkü önemli bir tecrübe olması gerekiyor. Karşı taraftaki firmalarla gerçekleştirilen diyaloglar önemli. Burada güven unsuru da devreye giriyor. Zor bir operasyonel süreç. Gerek farklı ülkelerden hammaddenin alınması, gerek Türkiye’deki depolama ve satışın aksaksız yapılması hiç de kolay değil. Ciddi bir bilgi birikimi ve yatırıma ihtiyaç duyan bir sektör. Sektördeki firmaların böylesi ciddi yatırımları yapacak güçleri olmuyor. Belirttiğim gibi sektördeki oyuncuların her zaman birbirine destek olması gerekiyor. Son 2-3 yıldır aldığımız ürünleri Türkiye olarak ihracat etmeye de başladık. Arap ülkelerine, Türki Cumhuriyetlere ve Doğu Avrupa ülkelerine ciddi ihracat akışı başladı. 2022’de başladık, 2023’te de artarak devam ediyor.
‘TÜRKİYE’DE TIBBİ AROMATİK YAĞLAR, BİTKİ EKSTRELERİ VE BESİN DESTEKLERİ İMAL EDEN İLAÇ FİRMALARININ, KOZMETİK FİRMALARININ HAMMADDE TEDARİKÇİSİ BİZİZ.
Türkiye’de hangi firmalarla çalışıyorsunuz?
Müşterilerimizi 3 ayrı sınıfa ayırmak mümkün. Birinci grupta Eczanelere yönelik imalat yapan, ikinci grupta zincir marketlere yönelik imalat yapan, üçüncü grupta aktarlara göre imalat yapan müşteriler yer alıyor. Bu üç müşterinin talep ettiği ürün kalitesi de farklı. Bir ürünün farklı versiyonlarını da müşteri talebine bağlı olarak tedarik etmek durumunda kalabiliyoruz. Türkiye’de tıbbi aromatik yağlar, bitki ekstreleri ve besin destekleri imal eden ilaç firmalarının, kozmetik firmalarının hammadde tedarikçisi biziz.
İnstagram: dotabakoglu
Özgür Tabakoğlu
.JPG)
.jpg)
.JPG)
.JPG)
.jpg)
.JPG)
