JAPONLAR NİYE MASKE TAKAR

JAPONLAR NİYE MASKE TAKAR JAPONLAR NİYE MASKE TAKAR

Dünya'nın en uzun ömürlü insanları buralarda yaşar. Çünkü sağlıklı yaşamanın önemini bilirler, kuralları uygularlar. En şiddetlisinden deprem olur neredeyse burunları kanamaz. Çünkü depremle yaşamak zorunda olduklarını bilerek tedbirlerini almışlardır. Japon halkının kendilerine ve kurallara duydukları saygıya imreniyorum. Medeniler... Bilinçliler... Hak kavramının öneminin idrakindeler...

Kendilerine yapılmasını istemediklerini başkalarına yapmamaya dikkat ediyorlar. Sağlıklı yaşamanın, sağlıklı toplum olmanın kuralları olduğunun farkındalar. Corona ile hayatımıza giren maske zorunluluğu onların zaten yaptıkları bir şey. çünkü her türlü enfeksiyondan, gripten, mevsimsel alerjiden korunmak istiyorlar. Bireyler kendilerini koruma altına aldıklarında aslında tüm toplum korunuyor...

 

Japonya gibi az sayıda ülke yaşamakta olduğumuz tehlikenin boyutlarını görebiliyor. üzülerek, endişelenerek ve hayretle izliyorum umarsız akılsız cahil insanları. Anlamıyorum... Anlayamıyorum. Dehşete düşüyorum. TV’da birçok ülkede maske karşıtı eylemler yapıldığını bile görüyoruz...

 

Medeniyete ulaşamayan insanların yaşadığı toplumlarda oluyor bu umarsızlık. çokça kullandığımız ama içini dolduramadığımız bir söz "medeni olabilmek. Oysa lafa gelince mangalda kül bırakmayız. Hele paramız varsa bizden medenisi yoktur. Yaşadığımız coğrafyada medenileşmek ve gelişmek yerine zenginleşmek önemli. Kıymetli Aziz Sancar hocamızın üzülerek söylediği gibi; Biz de Araplara özeniyoruz, gelişmek değil zenginleşmek istiyoruz...

Bu yüzden bilgili ve kültürlü değil, paralı ve nüfuzlu insanlara saygı duyuluyor...

Ve ne yazık ki bu insanların sayısı giderek artıyor. Para her şeyin önüne geçiyor, sağlığın bile...

 

Şimdilerde tam bir kaosun ortasında dünya... Hayat devam ediyor etmesine de. Nasıl ve hangi şartlarda... Velhasıl ne yapacağını şaşırdı bu gezegenin insanı...

 

Son açıklamalara göre ülkelerin yöneticileri arasında da fikir ayrılığı var. örneğin eğitimde ve normal hayatın devamında çelişkili görüşler var. Bir yanda pandemi nedeniyle ekonominin çökeceği endişesi her kararın önüne geçerken...

Diğer yanda sağlık sisteminin çökmesi, kaybedilecek insan sayısının büyüklüğü korkutuyor...

Yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal denir ya, tam da böyle bir durumdayız...

 

COVİD-19 KADERİMİZ Mİ?

Bütün bu yazdıklarımı ve daha fazlasını düşündüğümde şöyle bir kanıya vardım: öncelikle hepimizin mutlaka Covid-19 yakalanacağımız düşüncesine sıcak bakmıyorum... Bu salgından korunma kuralları var... Hepsine harfiyen uyarsak yakalanma riskimiz az... Benim anlayışıma göre; bizi aşan durumlarda başımıza gelenler kaderdir... Prof. Dr. Mehmet öz, herkes corona olacak, ne kadar geç yakalanırsak o kadar iyi demişti... Yani eninde sonunda gelip bizi de bulacak ona göre... Belki de öyle olacak bilemiyorum...

Bildiğim ve emin olduğum tek şey;  Maske takmaya, mesafeyi korumaya, hijyene çok dikkat ederek yaşamak zorundayız... Hem kendimizi hem çevremizi hem ülkemizi korumanın tek çaresi budur...

 

Yazımı Prof. Dr. Mustafa çetiner'in beni çok etkileyen sözleriyle bitireceğim...Maske takmamak insana " seni umursamıyorum, evde seni bekleyen yaşlı anne babanı umursamıyorum, kronik hastalığı olan kardeşini umursamıyorum, ister öl ister yaşa, bana ne, gözümde hiçbir değeri yok " demektir ...

Benim de küçük bir ilavem olsun!

Maske takmamak, mesafeyi korumamak, hijyene dikkat etmemek, hayat pahasına seni yaşatmak için savaş veren tüm sağlık camiasına  karşı yapılan en büyük haksızlık ve vicdansızlıktır... O zaman insanım diye gezme kardeşim!

Biraz Japon olmaya çalışsan diyorum!