DOSTU OLMAYANLAR ZAFİYET GEÇİREN HASTALARA BENZER

DOSTU OLMAYANLAR ZAFİYET GEÇİREN HASTALARA BENZER DOSTU OLMAYANLAR ZAFİYET GEÇİREN HASTALARA BENZER

Dostlarımı düşündüğümde içim ısınır, gözlerim dolar...Can dostlarım kıymetlilerim, vazgeçilmezlerim, ‘iyi ki’lerimdir...Can dostu: Bir pınardan akan aynı su, bir çiçeğin kokusu,Bir ekmeğin diğer yarısıdır...

Gerçek dostluklar kurabilmenin kolay olduğu söylenemez...

Dostlarınız olmasını istiyorsanız, önce siz dost olmalısınız...

Hayatta hiçbir ilişki tek taraflı olarak devam edemez...

Dost olabilmenin, dost kalabilmenin omurgası güvendir...

Dinlemeyi, anlamaya çalışmayı bilmeyenler, dost olamazlar...

Haklılık peşinde koşmak, iddialaşmak sizi de karşınızdakini de yorar...

Bazen kendimle konuşurum... En sevdiğim taraflarımı sorgularım...

Sanıyorum ilk sırayı iyi bir dinleyici olma özelliğim ve affetmeye hazır yüreğim alıyor...

Sıkılmadan, saatlerce dinleyebilirim... Dinlerken anlamaya çalışırım...

Kalbini olduğu gibi açan insanlar bana samimi ve sıcak gelir...

Anlattıkları ve yaptıkları ne olursa olsun her insan dinlenilmeyi hak eder...

Çekindiğim insan tipi ne düşündüğünü belli etmeyen, içinde depolayanlardır...

Hiçbir şey olmamış gibi davranırken bir gün içindekileri kusuverirler...

Açık olmaktan zarar gelmez... Golün hangi taraftan geleceğini görmek iyidir...

 

Arkadaşlıkta güzeldir...Birlikte hoşça zaman geçirir arkadaşlar...

Seyahat ederler, alışveriş yaparlar, benzer hobilerini paylaşırlar...

Arkadaşlar göçmen kuşlar gibidir... Bir yerde kalmazlar...

Aidiyet duyguları yoktur... Nerde akşam orada sabah takılırlar işte...

 

Dostluk ise bambaşkadır...  Çok özeldir... Çok kıymetlidir... 

Dostlarınızı hayat şartları ayrı düşürse de hep bıraktığınız yerdedirler...

Araya giren mesafeler sadece özlemi-hasreti beraberinde getirir...

İyi günü-kötü günü, sevinçleri-başarıları paylaşan kalpler ayrılmazlar...

Sevgiyle-anlayışla, her hali ile kabul etmekle ilmek ilmek örülür dostluk...

Dostlar kusurlarınızı örterler...  Kusur arayan zaten dostunuz değildir...

Mevlana'nın dediği gibi: hatasız dost arayan dosttan da olur...

 

Dostum yok diye yakınanlardansanız aynaya bakmalısınız derim!!!

Kendinizi dost olmayı bilmekten mahrum bırakmayın...

Dost olabilmek büyük bir erdem ve kazanımdır çünkü...

Dost olurken; sabırlı olmayı, affedebilmeyi, paylaşmayı, fedakarlığı öğreniriz...

Ruhumuzun sağlığı için, yaşamı güvenle kucaklayabilmek için,

Yarınlara ümitle bakabilmek için dostlarımıza sımsıkı sarılalım...

Unutmayalım ki; “İYİ DOSTLUK İYİ GELECEĞİN ŞERBETİDİR!!!”

DR. ENDER SARAÇ'la “SAĞLIKLI GÜNLER”

Dostluğu yazarken, sevgili Ender Saraç geldi gözlerimin önüne...

Onun çok değerli bir doktor ve danışman olduğunu hepiniz biliyorsunuz…

Ben ise: sevgi dolu yüreğini ve dostluğunu yakından bilenlerdenim...

Belki kendisi bile bilmez onu uzun yıllar önce, nereden tanıdığımı...

Suadiye’de evimizin yakınında olan bir çocuk yuvasına gelirdi...

Yuvanın sahibi arkadaşım Ayla hanım anlatırdı Ender Saraç'ı...

Çocuklara olan sevgisini, ilgisini, şefkatini o yıllardan bilirim...

Miniklerin sağlıklı yaşamasına, doğru beslenmelerine önderlik ederdi...

Daha sonraki yıllarda tanıştım onunla...

Ne mutlu ki yıllar içinde birbirimizi sevdik, dost olduk...

 

Şimdilerde hafta içi he sabah 09.45 de Show TV ekranında onu izliyorum...

Güler yüzüyle moral aşılıyor izleyicisine... Şu zor günlerimiz de öyle iyi geliyor ki!!!

Değerli açıklamalarından ve konuklarıyla sohbetinden yeni bilgiler ediniyorum...

Mutfak bölümü ayrı bir güzellikte... Ekrandan tariflerini çekiyorum...

Bir de onlar gibi yapmayı becerebilseydim...

Doğru ve temiz bilgilerle şifalandırılmaya hepimizin ihtiyacı var...

Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek önceliğimiz olmalı... 

Bu program evlerimize konuk olurken, bize büyük bir hizmet sunuyor…

Mutlaka izlemeli, notlar alarak yararlanmalıyız... 

Teşekkürler Dr. Ender Saraç, teşekkürler Show TV...

Ve teşekkürler Show TV genel müdür yardımcısı sevgili İpek Durkal...