"Yurtdışından Gelen Hastalarımız Hiçbir Aracı Firma Olmadan Bizi Buluyorlar"

"Yurtdışından Gelen Hastalarımız Hiçbir Aracı Firma Olmadan Bizi Buluyorlar" "Yurtdışından Gelen Hastalarımız Hiçbir Aracı Firma Olmadan Bizi Buluyorlar"

Yrd. Doç. Dr. Ömer Faik Sağun, burun ameliyatı olmak için yurtdışından gelen hastalarının kendisine nasıl ulaştığını, ameliyat öncesi ve sonrası yaşanan süreçleri Klass’a anlattı...

 

25 yıllık tecrübesini teknolojiyle birleştirerek binlerce başarılı burun ameliyatı gerçekleştiren, hastalarını doğal ve güzel sonuçlarla buluşturarak mutlu eden Yrd. Doç. Dr. ömer Faik Sağun, yurtiçi hastaları kadar sayıları her geçen gün artan yurtdışı hastalarına da hizmet veriyor. Birçok konuda Türkiye’de ilklere de imza atan Dr. Sağun, hastalarına özellikle burun ameliyatlarında üç boyutlu uygulamalar sayesinde elde edecekleri burunu önceden görme konforu sağlıyor. Başarısındaki en büyük etkenin çok iyi bir ekiple çalışıyor olması ve samimiyet olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. ömer Faik Sağun ile yurtdışı hastalarının kendisini nasıl bulup ulaştığını ve ameliyat sonrasına kadar yaşanan tüm başarılı süreçleri Klass okurları için konuştuk.

 

 

 

 

 

“Dünyanın her tarafından Brezilya’dan, Kanada’dan, Amerika’dan, Arap ülkeleri’nden, Afrika’dan, Endonezya’dan dahil İstanbul’a ameliyat olmak için gelen birçok hasta var. Ayda ortalama yurtdışından gelen 15-20 hastayı ameliyat ediyoruz. Bir grup hasta başarılı ameliyatlarımız sonrasında, diğer bir grup da sosyal medya üzerinden bize ulaşıyor. Aslında bizim en büyük hasta grubumuz (Türkiye’de de böyle) en büyük referansımız kendi yaptığım ameliyat hastalarımız.”

 

 

 

“Amerika’dan, İngiltere’den insanlar daha öncesinde beni görmedikleri halde ödemesini de yapıp sonuçta bilmediği bir ülkeye gidip ameliyatlarını olabiliyorlar. Bu gerçekten bizim yaptığımız işi iyi yapmış olmamızdan kaynaklanıyor. Ekibimizin hastalara güven vermesinden kaynaklanıyor ve geldikleri zaman da bu güveni görmüş oluyorlar.”

 

 

 

ömer Bey, başarılı bir hekim olarak yurtdışından birçok hastayı da İstanbul’da ameliyat ediyorsunuz. Peki, bu hastalar size nasıl ulaşıyor?

 

Dünyanın her tarafından Brezilya’dan, Kanada’dan, Amerika’dan, Arap ülkeleri’nden, Afrika’dan, Endonezya’dan dahil İstanbul’a bana ameliyat olmak için gelen birçok hasta var. Ayda ortalama yurtdışından gelen 15-20 hastayı ameliyat ediyoruz. Birincisi fiyat olarak Türkiye diğer ülkelere göre avantajlı. Ama daha da önemlisi uyguladığımız teknikler. Yani gelen hastaların ameliyat sonuçlarının güzel olması, beğenmiş olmaları, burun operasyonlarını kırmadan yapıyor olmamız tercih edilmemizde önemli bir etken. İşimiz iyi olduğu için ürün her taraftan rağbet görebiliyor. Bu bir avantaj. Hasta eğer memnun kalmazsa diğer hastaları da yanında götürmüş olur. İşimizi iyi şekilde iyi bir ekiple beraber yapıyoruz. çünkü yurtdışı hastalarının gelmesi ekip işi. Burada hastalarla daha ülkelerinden gelmeden önce kurduğumuz irtibat çok önemli. çünkü bilmedikleri bir ülkeye geliyorlar. çoğu hasta ilk kez Türkiye’ye gelmiş oluyor. Türkiye için de çok önemli bir reklam ve tanıtım bu. Ameliyatlarımızı Türkiye’deki A Plus hastanelerde yapıyoruz. Sunduğumuz imkanların yanı sıra insanlar İstanbul’u da çok beğeniyorlar. Aynı zamanda hastanelerimizin de reklamı olmuş oluyor. Avrupa’dan, Amerika’dan, Kanada’dan, İngiltere’den, Danimarka’dan, İsveç’ten çoğu hasta ülkemizi tercih etmiş oluyor. Ve böylece teknolojimizi de göstermiş oluyoruz. Bu yönden de çok mutlu ve memnun ayrılıyorlar. Başka hastaları da bize bu memnuniyet sonrası göndermiş oluyorlar. Yani bu iş kesinlikle ekip işi.

 

 

 

“HASTALAR GELMEDEN öNCE BİRçOK SORU SORUYORLAR VE BU SORULARA çOK İYİ CEVAP VERMEK GEREKİYOR”

 

Hastalar sizinle iletişim kurduğunda ve sonrasında nasıl bir yol izliyorsunuz? Yaşanan süreci anlatır mısınız?

 

Birincisi iyi derecede Almanca, İngilizce, Hollandaca konuşan bir ekibimiz var. Aynı zamanda bu ekibin başında bir doktor var. İngilizcesi iyi olan doçent doktorumuz ameliyat öncesi bütün organizasyonu bire bir hastayla ilgilenerek gerçekleştiriyor. çünkü hastalar gelmeden önce birçok soru soruyorlar ve bu sorulara çok iyi cevap vermek gerekiyor. Sadece doktorun ameliyatları iyi yapması yeterli değil. Aynı zamanda hastanın başına gelebilecek olaylar, sorunlar, ne yapması gerektiği, gelmeden dikkat etmesi gereken hususlar neler, bir hastalığı var mı yok mu, ne tür tahliller yapılması gerektiğinden tutun daha birçok konuyu hastayla çok iyi koordine olarak bilmemiz ve kendisini gerekli her konuda çok iyi bilgilendirmemiz gerekiyor. Sonra hastalarımız buraya geldiği zaman onların önce ekibimiz tarafından 3 boyutlu çekimleri gerçekleştiriliyor. Hastalarımızı burada ağırladığımız süre zarfında Türkiye’mizi tanıtıcı ilgiyi ve güler yüz göstermeyi ihmal etmiyoruz. çünkü biz güler yüzlü bir ekibe sahibiz. Hastalarımız kliniğimize geldikten sonra hastane süreci başlıyor. Hastanede, ekibimizden ileri derecede yabancı dil bilen hemşirelerimiz hastanın yanında bulunarak hem kendisine hem hasta yakınlarına hem de refakatçisine her türlü alakayı göstererek gerekli tüm bilgilendirmeleri yapıyor. Ekibimizde yine Koç üniversitesi’nden mezun sağlıkçılarımız mevcut. Ayrıca yurtdışında yaşayan yabancı bir ekiple de çalışıyoruz. Ve ben aynı zamanda da sağlık işletmecisiyim, sağlık kurumlarımız var. Burada yıllardır bizimle beraber olan ekibin koordinasyonuyla bu işleri başarılı bir şekilde yapıyoruz. Bu ekip ve başındaki doçent doktorumuz tüm bu organizasyonu gerçekleştirdikten sonra bana da sadece ameliyatı yapmak kalıyor. Arka plan işi çok iyi çalıştığı için biz de ameliyatlarımıza konsantre oluyoruz. Sonuç olarak kusursuz organizasyonumuz ve başarılı ameliyatlarımız sayesinde yurtdışından gelen hastalarımız hiçbir aracı firma olmadan bizi buluyorlar.

 

 

 

“BİR GRUP HASTA BİZE BAŞARILI AMELİYATLARIMIZ SONRASINDA, DİĞER BİR GRUP DA SOSYAL MEDYA üZERİNDEN ULAŞIYOR”

 

Yurtdışındaki hastalar aracı firma olmadan size sadece tavsiye yoluyla mı ulaşıyorlar?

Bir grup hasta başarılı ameliyatlarımız sonrasında, diğer bir grup da sosyal medya üzerinden bize ulaşıyor. Aslında bizim en büyük hasta grubumuz (Türkiye’de de böyle) en büyük referansımız kendi yaptığım ameliyat hastalarımız. çünkü en güzel reklam ve tanıtımı, en güzel memnuniyeti onlar bildiriyor. Bugün bir hastamız geldi bize. Hasta “Benim burnumu kötü de yapsanız ben size çok güveniyorum” dedi. Bu çok önemli bir şey. çok duygulandım aynı zamanda. Daha önce ameliyat olmuş hastalar bizi bu denli referans etmiş oluyorlar. örneğin, Danimarka’dan bir hastamızı ameliyat ettik. Bu hasta vasıtasıyla belki şimdiye kadar 20-30 kişi gelmiştir. Hiçbir şekilde aramızda maddi çıkar ilişkisi olmadan yaşanan bir durum. Ona aldığımız hediyeyi bile kabul etmedi. İnsanlar ilk olarak sosyal medya üzerinden görüyorlar. çünkü sosyal medya çok aktif bir araç. özellikle Instagram ve Facebook’tan bizi görüyorlar. Oradan bizim yaptığımız ameliyatların sonuçlarını görmüş oluyorlar. Sonuçları gördükten sonra kendi çevresinden kendi ülkesinden mutlaka referans vereceğimiz insanlar oluyor. Onlarla görüşmüş oluyorlar. Böylece güven telkin edilmiş oluyor. Ve ekibimizle de konuşunca hiç yabancılık çekmeyecekleri bir yere gelmiş oluyorlar.  

 

 

 

“HASTALARIMIZ EKİBİMİZLE ARKADAŞ GİBİ OLUYORLAR. KENDİ üLKELERİNE DöNDüKLERİ ZAMAN DA İRTİBATIMIZ DEVAM EDİYOR”

 

Sizi sosyal medyadan veya referansla bulan hastalarınızdan siz neler istiyorsunuz?

 

öncelikle hastalarımızdan buraya gelmeden önce bize 3 boyutlu fotoğraflarını göndermelerini istiyoruz. Bunun üzerine hastanın burnuyla ilgili neler yapılabileceği hakkında biz kendisine bilgiler veriyoruz. Tüm ön görüşmeleri tamamladıktan hastanın bütün sorularını yanıtladıktan sonra hasta buraya geliyor. Kliniğimize geldiği zaman stüdyomuz var orada 3 boyutlu çekimleri yapılıyor. Bu çekimler sonrasında hastamızla nasıl bir burun şekli olacağını zaten beraberce kararlaştırmış oluyoruz. Ama ülkelerindeyken ameliyatın nasıl olacağının haricinde güven verebilmek çok önemli. Sonuçta insanlar bilmediği bir ülkeye geliyor. Amerika’dan, İngiltere’den insanlar daha öncesinde beni görmedikleri halde ödemesini de yapıp sonuçta bilmediği bir ülkeye gidip ameliyatlarını olabiliyorlar. Bu gerçekten bizim yaptığımız işi iyi yapmış olmamızdan kaynaklanıyor. Ekibimizin hastalara güven vermesinden kaynaklanıyor ve geldikleri zaman da bu güveni görmüş oluyorlar. Ve hastalarımız ekibimizle arkadaş gibi oluyorlar. Kendi ülkelerine döndükleri zaman da irtibatımız devam ediyor. Şu anda büyük bir aileyiz ve bu ailemiz de bir kar topu gibi gitgide genişliyor.

 

 

 

“ARTIK YURTDIŞI HASTALARIMIZA 4-5 AY SONRASINA GüN VEREBİLİYORUZ VE NEREDEYSE SADECE REFERANS HASTALARIMIZI ALIYORUZ”

 

Bu kadar yoğun talep karşısında hastalarınıza nasıl yetiyorsunuz? 

 

Artık yurtdışı hastalarımıza 4-5 ay sonrasına gün verebiliyoruz ve neredeyse sadece referans hastalarımızı alıyoruz. çünkü onlara öncelik vermiş oluyoruz. Hastalar buraya gelmeden önce ne ile karşılaşacağını tam anlamıyla bilerek geliyor. Buraya geliyor ve ameliyatını oluyor. Nereye geleceğini, hangi otele geleceğini, burada ne yapılacağını, burada kaç gün kalacağını ameliyattan sonra neler yapacağını biliyor. çünkü ameliyata gelmeden önceki bir haftalık süreç içerisindeki bütün programı ona mail olarak atıyoruz. Buraya geldikleri zaman hemşirelerimiz onların kendi dillerinde hastalarımıza neler yapılacağını tekrardan anlatıyorlar. Bir hafta içerisinde herhangi bir durum olduğunda bana çok rahat ulaşabiliyorlar. Bir de en güzel tarafı ameliyatı yapıp onları ülkelerine gönderip ortadan kaybolmuyoruz. Benim en büyük özelliklerimden biri de bu. 24 saat whatsapp’tan bana her zaman ulaşabilirler. Gece 02.00 bile olsa beni aramaktan çekinmeyin diyorum. Ben ne kadar soru sorarlarsa o kadar mutlu oluyorum. Biz hastalarımızdan ülkelerine döndükten bir hafta sonra fotoğraf istiyoruz, tekrardan neler yapmaları gerektiğini anlatıyoruz. 1,5 ay sonra tekrardan anlatıyoruz. Kafalarında sorular kaldığı zaman sorularını anında cevaplıyoruz. O an ameliyatta olabilirim biraz gecikme olabilir ama muhakkak ekip arkadaşlarım ve ben gün içerisinde onlara cevap veriyoruz. Bu da çok önemli. Yani sadece ameliyatı yaptı, sonra beni görmedi, benimle ilgilenmedi, paramızı aldılar, bizimle ilgilenmediler gibi bir durum kesinlikle söz konusu değil. Bu Türkiye’deki hastalarımız için de böyle. Benim her an whatsapp’ımda 20-30 tane soru soran kişi var. Ama bunlardan asla rahatsız olmuyorum. çünkü işimi severek yaptığım için onlar bana sormadan yanlış bir şey yaparlarsa burunlarına zarar verecekleri için özellikle sormalarını istiyorum ki yanlış bir işlem yapmamış olsunlar.

 

 

 

“ASLINDA BİZ BU HİZMETİ üLKEMİZ İçİN VERİYORUZ. üLKEMİZE GüVEN OLUŞUYOR”

 

Yurtdışından gelen hastaların sizi tercih etmelerinin sebebi nedir?

 

Birincisi sonuçlarımız, ikincisi buradan mutlu giden hastalar mutlu bir grup oluşturuyor, bir popülasyon oluşturuyorlar. örneğin bir hasta grubumuz ben hiçbir şey söylemediğim halde kendi ülkesine gitmiş orada bir Facebook grubu oluşturmuş. Kendisine yapılan ameliyatı anlatmış. O ülkede benim yaptığım ameliyatları görmek için insanlar gruba katılmışlar. Kendi aralarında bir grup oluşturmuşlar. Ama buradaki en önemli şeyin ben samimiyet olduğuna inanıyorum. Buraya gelmeden bize inanıp bize güvenen hastalarımıza biz o samimiyeti verebiliyorsak bu beni çok mutlu ediyor. Bu samimiyet sadece benim samimiyetim değil. Buradaki ekibin çok iyi yetişmiş olması da çok önemli. çok iyi bir ekibimiz var. Yurtdışı tecrübesi olan Koç üniversitesi gibi büyük hastanelerde hemşirelik hizmeti yapmış, eğitimini almış olan başlarında yine kariyer sahibi doktorların bulunmuş olduğu, organize ettiği yabancı diller yönünden hiçbir sıkıntı çekmeyeceği, derdini anlatabileceği ve onlara o güveni verecek olan bir ekibiz. Aslında biz bu hizmeti ülkemiz için veriyoruz. ülkemize güven oluşuyor. Zaten hükümetimiz de bunun için bizi teşvik ediyor, destekliyor. Böylece Türkiye özellikle de İstanbul bir cazibe merkezi olmuş oluyor.