Fransız Rivierası’nda bir kez daha sinemanın büyüsü ile modanın ihtişamı buluştu. 78. Cannes Film Festivali, sadece beyaz perdede değil, kırmızı halıda da sahnelerin en görkemlisini sundu. Bu yıl da Grand Théâtre Lumière’nin merdivenleri, adeta yıldızların podyumuna dönüştü. Gecenin en çok konuşulan anlarından biri ise, usta aktör Robert De Niro’nun, Hollywood’un gözbebeği Leonardo DiCaprio’dan Onursal Altın Palmiye’yi aldığı an oldu. İşte o an, sadece sinemanın değil, zamanın da durduğu anlardan biri olarak Cannes tarihindeki yerini aldı.
 

Kırmızı halıda yürüyen isimlerin her biri, bir moda evinin rüyasını gerçeğe dönüştürmüş gibiydi. Julia Garner'ın modern dokunuşlarla süslenmiş zarafeti, Eva Longoria'nın klasik şıklığı yeniden tanımlayan görünümü ve Bella Hadid’in sınırları zorlayan cesur tarzı... Cannes bu yıl sadece sinema değil, stil tarihine de not düştü.

Ama sadece kıyafetler konuşulmuyor elbette. Jüri koltuğunda oturan isimler arasında Halle Berry’den Juliette Binoche’a, Jeremy Strong’dan Leila Slimani’ye uzanan etkileyici bir karışım var. Onlar sadece perde arkasındaki sanatsal kararlarda değil, kırmızı halının nabzında da önemli rol oynuyorlar.

Yıllardır tartışılan kıyafet kodları ve protokol kuralları hâlâ gündemde. Ancak ne olursa olsun, Cannes Kırmızı Halısı bir vitrin değil, bir hikâye anlatıcısı. Her adım, her poz, bir karakter yaratıyor; adeta birer kısa film gibi gözlerimizin önünden geçiyor.

Sinemanın büyüsüyle modanın zarafetini birleştiren bu görkemli buluşmada, her adım bir anlam, her bakış bir detay taşıyor ve Cannes, yine sahnesine yakışır şekilde büyülemeye devam ediyor.



  Diğer Tüm Yazılar