Zemheride Aşk Romanı Kozasından Çıkmak İçin 20 Yıl Bekledi

Zemheride Aşk Romanı Kozasından Çıkmak İçin 20 Yıl Bekledi Zemheride Aşk Romanı Kozasından Çıkmak İçin 20 Yıl Bekledi

Gazeteci yazar Levent Gökmen Demirciler’in ikinci kitabı ‘Zemheride Aşk’ Tortuga Yayınları vasıtasıyla kitap raflarındaki yerini aldı. Yazar, anneannesi Behice’nin yaşamından esinlenerek kaleme aldığı romanında varlıklı bir aileden gelen Behice’nin yaşadıklarına odaklanarak, savaşın savurduğu bir ailenin yürek burkan öyküsünü anlatıyor.

Demirciler, bebeğini ve eşini yalnız bırakıp cepheye giden bir askerin yaşadığı ikilemleri, bebeğiyle yalnız kalan genç bir annenin duygularını ve yaşadıklarını kaleme aldığı kitabının yazım sürecini ve kitaba dair merak edilenleri Klass okurları için konuştuk. 

 

Basın camiasında 20 yıla ulaşan bir ekonomi kariyerinin ardından iki yıl önce iyi dadının nasıl bulunacağına dair ebeveynlere bir kitap yazmıştınız, şimdi ise bir romanla karşımızdasınız. ‘Zemheride Aşk’ romanı nasıl ortaya çıktı?

Basın sektörüne severek giren, ekonomi gazeteciliğini 20 yıldan bu yana keyifle yapan biriyim. Yazı yazmak benim için mutluluk kaynağı çünkü yazdıkça çoğalıp mutlu oluyorum. Sadece ekonomi haberleri yazmak beni pek kesmedi. İnsan tecrübesi arttıkça yeni tatlarla çoğalmak, kendini geliştirmek istiyor. Roman yazmak da benim için öyle bir süreç oldu. Yazmayı seven biri olarak kendimi tekrarlamaktan sıkılıp yeni tatlar aramaya başladım. İlk kitabım “Dadın Kadar Konuş” çalışan bir kadın olarak sosyal sorumluluk projesi olarak gördüğüm bir kitaptı. çalışan bir kadın olarak iş hayatıyla birlikte çocuk büyütmek pek kolay bir şey değil. İki kız annesi bir gazeteci olarak sancılı dadı arama süreçlerimiz oldu. Yaşadıklarımdan ve çevremde yaşanan öykülerden yola çıkarak diğer annelere bu süreçte rehberlik edecek bir kitap hazırladım. Amacım kadınların anne olunca da iş hayatında kalmalarına destek olabilmekti. çünkü birçok kadın iyi bir dadı bulamadığı için işi bırakmak zorunda kalıyor. Zemheride Aşk romanım ise yazarlık serüvenimin başlangıcı denilebilir.

 

Zemheride Aşk’ı anneanneniz Behice Hanım’ın hayatından yola çıkarak yazmışsınız. Süreç nasıl gelişti, anlatır mısınız?

Tamamen tesadüflerle gelişti. Anneannem tüm anneanneler gibi çok özel bir kadındı. Rahmetlinin aile öyküsü insanın yüreğini burkan cinsten bir öykü ne yazık ki. Anneannem daha sekiz aylıkken babası çanakkale harbine gidiyor ve bir daha dönmüyor, üstelik künyesi de gelmiyor. Annesi ve babaannesi ile kalıyorlar sonra kocasının gidişiyle hayata küsen annesi kendine ceza verircesine başka biriyle formaliteden evleniyor. Behice'yi babaannesi sahipleniyor ama o da küçük oğlunun kaza kurşunuyla ölünce varlıklı bir ailede dünyaya gelen Behice savaşın hakim olduğu bir ülkede daha çocuk yaşta yapayalnız kalıyor. Bu hikayeyi dinleyerek büyüdüm. Seksenli yaşlarındaki Behice her defasında gözyaşları eşliğinde ilk kez anlatıyor gibi özlemle anlatırdı hiç görmediği babasını, onun yokluğunda yaşadığı acıları...

 

Peki anneannenizin hikayesini yazma kararını nasıl aldınız?

Yazım kararı almam için anneannemin ölümünün üzerinden 18 yıl geçti ve 20. yılında da kitabım yayınlandı. Anlayacağınız pek de hızlı bir süreç olmadı açıkçası. Ergen bir kız olarak onun gözyaşları içinde anlattığı bu öykü benim için pek de keyif verici değildi. Ancak onun samimi gözyaşları, dinmek bilmeyen baba özlemini üzülerek izlerdim çoğu zaman. İçimden şimdi şunu anlatacak diye geçirirdim. Büyüdüğümde onun acısının derinliğini ve baba özleminin insan kaç yaşına gelirse gelsin dinmeyeceğini fark ettim. Onun daha çocuk yaşta yaşadığı o acılara birçok yetişkin zor dayanır. Ama o dönem itibariyle birçok insan benzer acılar yaşadığı için o bu durumu kanıksamıştı. İçindeki o büyük acıyı anlatıp paylaşarak hafifletmeye çalışıyordu zavallı anneanneciğim. Ben de yaşım ilerledikçe ve yazma yeteneğim geliştikçe o acıları sözcüklere döküp milyonlarla paylaşmak istedim ve ortaya “Zemheride Aşk” çıktı.

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Mart sayısında..