YARATILANI SEVERİM YARADANDAN ÖTÜRÜ

YARATILANI SEVERİM YARADANDAN ÖTÜRÜ YARATILANI SEVERİM YARADANDAN ÖTÜRÜ

Gelin yeni yıla girerken bir karar alalım. Önce kendimize bir bakalım. Kimiz ve ne için yaşıyoruz? Sonra dönüp çevremize bakalım… Ama sadece sevdiklerinizden oluşan çevrenize değil, gerçek manada fiziksel çevrenizde bulunan kişilere bakın. Hatta bu yazıyı okurken kafanızı kaldırın ve etrafınızdaki insanlara bakın. O kişilerin sizler için ne ifade ettiğini düşünün. Onlara duyduğunuz saygıyı birden ona kadar derecelendirin. Ne çıktı sonuç? Birbirinden farklı, değil mi? Peki, niye farklı? Niye çevremizdeki her insana aynı saygı çerçevesinde bakamıyoruz. Niye insanları kategorilendiriyoruz? Artık insanlık bunu aşmalı. Ateşli çocuğumu iyileştiren bir doktora duyduğum saygıyı yolda gördüğüm mendil satan bir yaşıtıma duyuyorum dersem, çok mu ütopik bir karakterden bahsetmiş olurum?

Düşünürüm ‘O niye orada’, ‘bu niye şurada’ ve ‘ben niye buradayım’ diye… Ama kimin nerede ne yaptığı ve ne pozisyonda olduğu benim tüm insanlara duyduğum saygıyı etkileyen bir durum olmaz. İşte belki de rakiplerimizden sıyrılarak şu an Türkiye’nin en sevilen dergilerinden birinin sahibi olmamı sağlayan en önemli davranıştır bu. çünkü insan ayırmadım. Küçük-büyük, genç-yaşlı, güzel-çirkin, zengin-fakir… İnsanın kendisine saygı duydum. Ne iş arkadaşlarım arasında bir ayrımcılığa gittim, ne de dergimiz sayfalarına konuk olan kişi ve kurumlar arasında bir ayrımcılık yaptım. Sahip olduğum egoyu kendi içimdeki hiyerarşide kullandım. Daha iyiyi, daha güzeli yapabilmek için kendi egomun beni test etmesine izin verdim. Ama sahip olduğum benlikle başkalarına üstünlük sağlamaktan hep kaçındım. İnsanların başarılarını hep takdir ettim ve kendi başarılarımı da mütevazilik göstermeden dile getirdim. çünkü bu hayatta elde ettiğiniz başarılar insanı mutlu eder. Benim için Avrasya maratonunda birinci olan sporcu ile trafikte ilerleyen bir araca su yetiştiren gencin başarısı arasında hiçbir fark yoktur. Her insan bu dünyada farklı nedenlerle sınanır. Kimi parasıyla, kimi yoksulluğuyla, kimi bilgisiyle kimi de cahilliğiyle… Dolayısıyla insanlar arasında ayrımcılık yapmak bizlere düşmez. Bu yüzden gelin yeni yılda egonuzu tamamen kendinize döndürün ve o benliği kendi içinizde yönetin. Kim, nerede, ne için bulunuyorsa onu bulunduğu konumdan ötürü yargılamayın. Unutmayın sizden büyük olan bir başkası var. Egonuz hala yukarılarda bir yerde mi? öyleyse şunu hiç unutmayın sizden büyük Allah var!

 

Gelelim geçip giden 2016’ya… Zor bir yıldı. Herkes kendince 2016 yılında mücadeleler verdi. öyleydi, böyleydi derken artık geride kaldı. 2017 yılı ise güzelliklerle gelsin, sevgiyle gelsin, huzurla gelsin… Klass olarak biz 2017 yılında da kırmadan, dökmeden, incitmeden hayattaki güzellikleri yansıtmaya devam edeceğiz. Toplumda ön plana çıkmış; güzelliklere ve başarılara imza atmış kişilerin sundukları güzelliklere ve başarılara yer vermeye devam edeceğiz. İnsan ayırmayacağız ve kişileri sınıflandırmayacağız… Yunus Emre’nin meşhur sözü ‘Yaratılanı severim, Yaradandan ötürü’… sözüne ek olarak her insanın bizim gözümüzde Klass bir insan olduğu düşüncesiyle hareket edeceğiz. Dilimizden harikayız, süperiz, muhteşemiz sözlerini düşürmeyeceğiz… 12 yıl önce ilk çıkarttığımız sayımızdaki o çocuksu heyecanla yeni sayılarımızı sizlere sunmaya devam edeceğiz.

 

2017’de Klass alın, Klass Okuyun, Klass Olun…