Tiyatroda Kendimi İspatladım,Şimdi Sıra Müzikte

Tiyatroda Kendimi İspatladım,Şimdi Sıra Müzikte Tiyatroda Kendimi İspatladım,Şimdi Sıra Müzikte

Türkiye’nin tescilli güzeli Ece Gürsel, Boş Duvarlar adlı yeni şarkısını ve hedeflerini Klass’a anlattı...

Ece Gürsel modellik kariyerinin dışında müzik ve oyunculuk alanında yaptığı çalışmalarla da dikkatleri üzerine çeken bir isim. Kapalı gişe oynayan ‘Hangisi Karısı’ adlı oyundaki performansıyla adından söz ettiren Gürsel, şu sıralar müzik dünyasına kazandırdığı Boş Duvarlar şarkısının heyecanını yaşıyor. Kariyerinde sağlam adımlarla ilerleyen ve babasının vefatının ardından tiyatro ve müzik alanında aldığı eğitimlerle daha olgun, ayakları yere sağlam basan, kendini geliştirmek için her fırsatı değerlendiren, hep daha iyisi ve daha fazlası için uğraşan Ece Gürsel yeni projelerini ve hedeflerini Klass’a anlattı.

 

“Tiyatroda kendimi ispat ettim. Tiyatro eleştirmenlerinin bir mankenin oyunculuğunu kabul etmeleri zor olduğu gibi ben bunu ispat etmeyi başardım, canlı performans sergiledim. En ağır eleştirmenler bile bana tam not verdi.”

 

“Sektörde bu sene 19’uncu yılım. 1998 senesinde bu piyasaya girdim ve 2000 senesinde Türkiye Güzeli seçildim, 98 yılından beri modellik yapmaktayım ve 19 yıldır sabrımla, zekamla ve en sonunda azmimle bir yerlere geldim.”

 

Ece Hanım Miss Turkey 2000 Türkiye 2. Güzeli ünvanının ardından 2003 Best Modeli seçildiniz. Modellik dünyasındaki kariyerinizi 10 yıldır üstlendiğiniz Best Model sunuculuğu, oyunculuk ve müzik alanında yaptığınız çalışmalarla beslediniz. Son olarak da Bos Duvarlar adlı şarkınızı hayranlarınızla buluşturdunuz. öncelikle yeni şarkınızın hikayesini bizimle paylaşabilir misiniz?

‘Boş Duvarlar’ şarkım yaklaşık olarak bir ay önce piyasaya çıktı. Şarkı bana geldiğinde ilk dinlediğim anda gözlerimde ampuller yandı. Ben aslında başka bir stüdyoya kayıt yapmaya gidiyordum. Fakat o stüdyo o gün doluydu. Arkadaşım da Etiler’de bir stüdyonun müsait olduğunu söyledi. Ben de oraya gittim. Koray Berberoğlu’yla tanıştım. Ben şarkı aradığımı söyledim. Koray da bana yazdığı pop şarkılarından dinletmek istediğini söyledi. Benim başka stüdyoya gitmem ve o stüdyonun dolu olması, sonra buraya gelip bu durumla karşılaşmam tamamen kader… Koray, bana bir şarkı dinletti çok güzeldi. O şarkı bana hitap ediyor ama halka hitap etmez dedim. Bir tane daha şarkı dinletti ve ben bu şarkıyı dinleyince çok etkilenerek hemen almaya karar verdim. Sonradan Koray’la kader birliği yaptık. İnşallah tüm engellemelere rağmen ayakta kalıp, direnip müzik piyasasında sağlam kalmaya çalışacağım.

 

 

“BANA POPU SEVDİREN DEMET AKALIN’DIR”

çıkarttığınız albümlerin yanı sıra modellik, tiyatro ve dizi oyunculuğu da yapıyorsunuz. Peki, sizin şarkıcılıktan olan beklentiniz nedir?

Ben alternatif rock’u bırakıp pop müziğe geçiş yaptım. Aslında benim alanım alternatif rocktu. Son single biraz popa yakın bir çalışma oldu. Bana kalsa ben rock müzikle devam ederdim, yine Taksim’de rock barlarda sahne alırdım. Fakat rock müzikten para kazanamadığım için ve şirketim DMC’de rock müzik yapmamı istemediği için ben de bütün zincirlerimi kırıp pop yolunda ilerlemeye karar verdim. Bana popu sevdiren Demet Akalın’dır. çünkü konser repertuarı yaparken Demet’in, Gülşen’in, Hande Yener’in şarkılarını söylüyorum. Hakikaten içlerinde en sevdiğim ve keyif aldığım Demet’in şarkıları olduğunu anladım. Eğer bana canlı performans sergileyebileceğim platformları imkan tanırlarsa ben müzik alanında da sesimi daha çabuk duyuracağıma inanıyorum. Benim tüm istediğim bu; özel gecelerde canlı sahne almak, kaliteli, önemli gecelerde orkestramla insanlara hitap edebilmek…

 

“çOK RENKLİ BİR REPERTUARA SAHİBİM”

Peki, sahnede kaç saat canlı performans yapabiliyorsunuz?

Ben uzun süre bar programları yaptığım için 20 dakika ara vererek 5-6 saat sahne yapabiliyordum. Geniş bir repertuara sahibim pop, rock gibi, birçok tarzda şarkı söylüyorum. Benim sahnemde insanlar oldukça eğleniyorlar. Yabancı şarkı repertuarım da var, yeri geldiğinde Ankara’nın Bağları’nı bile söylediğim oluyor. İnsanları eğlendirmeyi seviyorum. çok renkli bir repertuara sahibim.

 

‘Boş Duvarlar’ albümünüzü diğer albümleriniz arasında nasıl bir yere koyuyorsunuz?

Benim en iyi albümüm kesinlikle ve kesinlikle ‘Yarı Farkında’ albümüm. ‘Yarı Farkında’nın üzerinde bir albüm çıkması çok zor. çünkü müzikal altyapılara sahip olan en güçlü iş oydu. Dönemin köşe yazarları ‘Yarı Farkında’ albümüm için o dönemde yapılmış en iyi albüm olarak bahsettiler. Radyolarda çok fazla yer verilmedi ama inanılmaz derecede kaliteli bir iş olmuştu. Fakat pop çalışmalarımın arasında ‘Aptal Olma’ ile ‘Boş Duvarlar’ı kıyaslarsak eğer kesinlikle ‘Boş Duvarlar’ diyebilirim. İskender Paydaş imzası taşıdığı için en iyi çalışmalardan bir tanesi.

 

“2 SENE KAPALI GİŞE OYNADIĞIM OYUN BENİ çOK MOTİVE ETTİ”

Tiyatroya geçişiniz nasıl oldu?

‘Aptal Olma’ adlı single 2015 yılının Mayıs ayında çıktı. çok da güzel ilerliyordu, güzel bir ivme yakalamıştım. Fakat ekim ayında babamı kaybedince ben müzik işimi durdurdum. 1,5 sene Ece Gürsel adında bir şey yapmak istemedim. O yüzden çok ortalarda olmadım. Babamı kaybettikten 3 gün sonra tiyatro oyunumun prömieri vardı. Bu benim için çok büyük bir sınav, korkunç bir deneyimdi. 1,5 yıl boyunca sadece tiyatroya yer verdim. çünkü Ece Gürsel olarak bir şey yapmak istemedim. Orada başka bir kimlikle rol aldım, defilelere de ara sıra askı olarak çıktım yine Ece Gürsel kimliğim yoktu. Bireysel programlara çıkmadım, hiçbirini kabul etmedim, röportaj vermedim. 1,5 yıl babamın yasını tutmayı tercih ettim ve sadece tiyatro sahnesinde tiyatroya yöneldim. Oyunculuk eğitimine ağırlık verdim. Tiyatro büyük bir deneyim oldu benim için. ‘Hangisi Karısı’ oyunumuz geçen sene de bu sene de yılın en iyi komedi oyunu seçildi. Böyle bir tepki olunca ve 2 sene kapalı gişe oynayan bir oyun olunca beni çok motive etti ve ben de oyunculuğu çok sevdim. Sonra başka tiyatro teklifleri gelmeye başladı.

 

“EN AĞIR ELEŞTİRMENLERDEN TAM NOT ALDIM”

Yeni sezon planlarınız nelerdir?

Yeni sezonda eğer dizi olmazsa (yaz boyunca dizi görüşmelerim olacak) ikinci bir oyunun başrolünde olacağım. ‘Hangisi Karısı’ ile ‘Bir Bu Eksikti’ adında bir oyunla devam edeceğim. Oyunculuk, hayatımın birinci sırasında yer alıyor. çünkü müzik kendimi daha ispat etmediğim bir alan. Tiyatroda kendimi ispat ettim. Tiyatro eleştirmenlerinin bir mankenin oyunculuğunu kabul etmeleri zor olduğu gibi ben bunu ispat etmeyi başardım ve ben dizi oyunculuğu değil tiyatro oyunculuğu yaptım, canlı performans sergiledim. Bu en zoruydu ve o yüzden ciddi eleştirilerin hepsine açıktık. En ağır eleştirmenler bile bana tam not verdi. O beni çok motive etti. Bir eleştirmen geldiği zaman ekibimizdeki oyuncular çok heyecanlanıyordu ama ben kimseyi tanımadığım için heyecanlanmıyordum. Bana anlattıklarında çok ağır eleştirmenler olduklarını söylüyorlardı. Ben çok sakin karşılıyordum bu tür şeyleri. Profesyonel olmadığım için hata da yapsam beni eleştiremezler diye düşünüyordum. Ama gelen herkes beni çok fazla tebrik edip hakkımda çok güzel yazılar yazınca bu da beni oyunculuğa karşı motive etti. Bu yüzden oyunculuk benim için ilk sırada yer alacak. Eğer bir diziyle anlaşamazsam 2 tane tiyatro oyunuyla devam edeceğim. Onun ardından tabii ki müzik benim için en önemlisi. Konser olduğu sürece müzik hayatıma devam etmeye çalışacağım.

 

Modellikten gelen biri olarak tiyatro sizin için zor olmadı mı?

Modellikten gelmek hem oyunculuğa hem de şarkıcılığa dezavantajdır. Eskiden daha kolaydı fakat şimdi herkes buna yöneldiği için ve çok olumsuz örnek olduğu için bizde de aynı görünüm ön plana çıktı. “Her manken şarkı mı söylüyor?” ya da “Oyuncu mu oldu?” durumu oldu. Fakat insanlar benim canlı performansımı dinlediklerinde çok beğendiler ya da beni tiyatro sahnesinde izlediğinde bunun cevabını kapalı gişe oynayan oyunumuz verdi. ‘Hangisi Karısı’ oyunuyla 3’üncü yılımıza giriyoruz. Bir tiyatro oyunu için bu çok büyük bir başarıdır. Allah ekibimizle olan güç birliğimizi bozmasın, çok başarılı bir ekiple çalışıyoruz. Ama bu sektörde güzellik, ün, model olmak, eğitimli olmak dezavantaj. Sabırla ve zamanla bu dezavantajın çözülebileceğine inanıyorum. Bu sektörde 19’uncu yılım. 1998 senesinde bu piyasaya girdim ve 2000 senesinde Türkiye Güzeli seçildim, 98 yılından beri modellik yapmaktayım ve 19 yıldır sabrımla, zekamla ve en sonunda azmimle bir yerlere geldim. çok önümü kestiler, çok engellendim, başımdan bir sürü olay geçti ve ben ne olursa olsun bu sektörde doğrunun bir tane olduğunu ve altın çamura da düşse altının her zaman altın olduğunu gösterecek bir insanım. Ben her ne yaşarsam yaşayayım düştüğümde elimde toprakla ayağa kalkıp “Ben altınım. Siz bana çamur da atsanız altın her zaman altındır.” dedim.

 

Piyasada kızgınlığınız olan birisi var mı?

Ben çok yönlü olmayı seviyorum. Yay burcu çok yönlüdür. Tek bir işi yapmaz Yay kadını. Bunların hepsi benzer alanlarda ve ben her işi en iyi şekilde yapmalıyım ki başarılı olabileyim. Mesela ben müzik eğitimi almasaydım şarkı söylemezdim ya da oyunculuk eğitimi almasaydım tiyatro sahnesine çıkmazdım. Modellik zaten çocukluktan gelen bir şey, şimdi ders veriyorum modellik adına ama ben her şeyin eğitimini alarak bu işlere girdim. Bunların hepsinin eğitimini alıp insanların karşısına çıktım. O yüzden kimse benimle alakalı kötü bir şey söyleyemedi. Geçmişteki özel hayatımla ilgili bazı yerlere inip oralardan vurmaya çalıştılar beni. Ama bu özel hayat, zaten kimseyi ilgilendirmez. Mesleğimle alakalı bir eksikliğimi görmeyip özelimle ilgili işlerle beni eleştirmeye çalışanlara kızıyorum.