Şef mi Aşçi mi

Şef  mi Aşçi mi Şef mi Aşçi mi

Ülkemizde 2 tip yemek yapan insan var biri aşçı diğeri ise chef(şef) Bunları kendi arasında detaylandırmak gerekirse; Aşçı; Aslında anadolu kaplanı,belki mengenli belki de karadenizli ama anadolu kaplanı. Ustasından işi öğrenmiş nesillerdir devam ettriyor. El mahareti diye bir şey var. Lezzet yaratma makinası. Güleryüzlü naïf sevgi dolu Balık ustası ise muhtemelen Karslı…

Chef: Mutfak Sanatları okullarına en az yıllık ;25 bin TL. ödemiş ardından İtalya’ya gitmiş kendini geliştirmiş ama bir kaç sene ülkemizde komik rakamlara restoranlarda burnu sürtüldükten sonra okuduktan sonra babasının parası (amcası da olabilir)  ciks lokasyonda restoran açmış bakmış ki işler istediği gibi gitmiyor önce sosyal medya ardından da halkla ilişkilercilere para ödemeye devam eden  şahıs.

 

 

ülkemizde her alanda olduğu gibi burada da zıt kutupların savaşı devam etmekte.

Hatta aşçılar kendi arasında oluşturdukları derneklerde bile dedikodu ve birbirlerini hor görme  olayı hat safhada…

 

Yok o oraya yakın yo bu madalyası sahte yok o onla yatıyor da o yüzden bu noktada….

 

 

Off off

Avrupa da 3 Yıldızlı Mugaritz Chef ise sadece işine odaklı 6 ay kapalı 45 kişilik ekibi ile arge yapıyor. Müşterilerine farklı deneyimleme  nasıl yaratabilirim diye kafa yoruyor. Restoranında tuvalet kağıdı bile siyah. Amaç Fark yaratmak.

 

Bizde ise klasik dedikodu ….

Her beyaz gömleği giyen yok ben pasta chefiyim yok ben soğukcuyum sıcakcıyım

Yok ben Füzyon mutfağı uzmanıyım…

 

Geçenlerde Bolu Haşim Restoranın (1938 den beri)sahibi İnan Kalaycı kardeşimizin dediği gibi eskiden acıktığınızda anneannenize veya babanenize gittiğinizde ben sadece tatlıcıyım diğer babanne de soğukçu gibi bir ayrım mı yapıyordu bize diye hatırlattı. Aslında doğru…

 

Yemek yemektir kardeşim tatlı tuzlu baklava veya osmanlı mutfağı aşçı kendini geliştiren ve eşleşmeleri bilen bunu doğru yapan ekibini yöneten (ki evdeki anneler Mutfaktaki chefdir) ve son sunuma kadar olan süreci yöneten kişidir.

 

Bolu Mengen de düzenlenen 31. festivale Gastronomi Turizmi Derneği  davetli olarak gittik.  Sağolsun Davet edenler çok iyi niyetli ama organizasyon çok zayıf.

Sevgili belediye başkanım biliyoruz çok yoruldunuz hepimiz ile tek tek ilgilendiniz ama bu işler böyle olmuyor.

Kasabada köy meydanından anons ile duyuru ile vatandaşlarımız sabah kahvaltıya çağırılıyor. Sonra aynı oraya çağırılan halkımıza tek istasyonda çağdışı uygulama ile belediye mensupları tarafından fırça atılıyor. Sırayı bozma veya sen bir daha mı girdin bu sıraya gibi…

Türkiye’nin çok değerli aşçıları çağırılıyor, sonra bunlar okul yatakhanelerinde  6 lı ranzalarda tek tuvaletli mekanlarda yatırılıyor.

Bu değerli gençleri teşvik etmek yerine sabah yarışmaya gitmeden önce konakladıkları yerlerin suları kesiliyor.

 

Meydanlarda 59 yöremizin değerli ürünleri sergilenmesi için alan tahsis ediliyor ama hijyen kuralları hiçe sayılıyor.

 

Standlarda sıra düzen olmadığı için Mengen halkı 59 standdaki değerli ürünleri 59 dk da bitirip sonra  da belediye yerlerdeki çöpleri toplamıyor..

 

Turist ve basının gelmesi ve gerçekten şehri markalaştırmak için fırsat olması gereken bugünlerde bırak turisti aşçılar akşam yemeği yiyebilecek bir restoran bulamıyor.

 

Konaklamalar Kahvaltı hariç anlaşıldığı için aşçı takımları sabah negative  yüklü bir şekilde yarışmalara gidiyorlar.

 

Protokol sıralaması ve kim nerde oturacağı konusu ve egolarımızdan olayın özünü kaçıran bir organizasyon şeklinde 31 kez gerçekleştiriliyor ama ilerleme yok maalesef.

 

Neyse  Taşfed başkanı Yalçın Manavın güzel konuşmasında belirttiği üzere Malatya da  eskiden aşçı diye kız verilmeyen bir sektör itibarını şimdi CHEF havasında GURME havasında farklı bir noktaya getirdik ama bunu biz mi vizyonlu belediye başkanlarımız mı? Bakanlık mı yoksa akıllı cep telefonları mı bu hale getirdi tam çözemedim.

 

Bu hafta benden bu kadar kalın sağlıcakla

Herkese iyi bayramlar…..