Parmak Uçlarımda Biriken Tecrübeleri Seramikle Buluşturuyorum

Parmak Uçlarımda Biriken Tecrübeleri Seramikle Buluşturuyorum Parmak Uçlarımda Biriken Tecrübeleri Seramikle Buluşturuyorum

Yrd. Doç. Dr. Ömer Faik Sağun, hobileri arasında yer alan seramik tutkusunu ve 3D printer çalışmalarını Klass’a anlattı...

 

Burun estetiği ve burun cerrahisinin tecrübeli ismi Yrd. Doç. Dr. ömer Faik Sağun, yoğun iş temposunun yorgunluğunu yeni keşfettiği seramik tutkusuyla atıyor. Kendisi için vazgeçilmez bir hobi haline gelen seramiklerini tasarlarken yaptığı ameliyatlar sırasındaki dokunuşlardan ilham alan Sağun, parmak uçlarında biriken tecrübelerini eserlerine yansıtıyor. Burun estetiğindeki başarılı dokunuşlarını seramiklerle buluşturan ve bu sayede tüm negatif enerjisini attığını belirten Yrd. Doç. Dr. ömer Faik Sağun, hobileri arasında yer alan seramik tutkusunu ve 3D printer çalışmalarını Klass’a anlattı.

 

 

 

 

 

“Seramiklerimi tasarlarken ameliyat sırasındaki dokunma duyularımla hareket ediyorum. Elimi çamura koyduğum zaman gözlerim kapalı bir şekilde ameliyattaymışım gibi hissederek oradaki dokunuşlarımı direkt olarak çamura uyguluyorum. Yani bir nevi parmak uçlarımdaki bilgileri çamurla beraber somutlaştırıyorum.”

 

 

 

“Seramikte değişik burun şekli, değişik yüz şekilleri, dudak şekilleri yapmak istiyorum. Parmak uçlarımda yüklü olan bilgileri çamura dökmek istiyorum. Seramik uğraşım hobi gibi olduğu için gözlerimi kapattığım zaman başka bir dünyaya gidiyorum. Beni müthiş dinlendiriyor. 3 boyutlu printerı 2-3 yıldır yapıyorum. O da ayrı bir zevk. Orada da hissetme kısmı değil de hayal gücü devreye giriyor. Bir de mesleğimle ilgili de artısı oluyor.”

 

 

 

ömer Bey, yoğun geçen iş temponuzun dışında hobileriniz arasında yer alan seramik tutkunuzla da ilgileniyorsunuz. Bu seramik tutkunuzdan biraz bahseder misiniz?

 

Yoğun bir iş hayatı tempom var. İnsan bu hobileri olduğu zaman onlarla uğraşırken adeta kendinden geçiyor. Orada aldığı mutluluk ve haz insanda ayrı bir duygu oluşturuyor. Aynı zamanda dinlendirici etkisi de oluyor. Yaptığım iş burun estetiği olduğu için ameliyatlar sırasında ellerim hep burunlarda oluyor. Ameliyat başlarken, ameliyat esnasında, ameliyat bittiği zaman sürekli burunlara dokunuyoruz. Belki bir ameliyat sırasında hastanın burnuna en az 100 defa dokunuyorum. Artık gözlerimi kapattığım zaman o burnun şeklini, kıkırdağın yapısını hissedebiliyorum. örneğin seramik yani çamurla yaptığım çalışmada bir burun şekli oluşturuyorum. Aslında hayal ettiğim burunu gözlerimi kapatarak yapıyorum. Sadece hissederek, ameliyat sırasındaki gibi odaklanarak ayrı bir boyuta geçiyorum. Ve bu şekilde çamurdan o burun şeklini oluşturuyorum. O şeklin ortaya çıkması bana ayrı bir haz veriyor. Ondan sonra onu fırına koyuyorsun fırından sonra yeni hali ortaya çıkıyor. Şimdi onunla birlikte boyama sanatına başladım. Burunun anatomisini boyamayla ortaya çıkarıyorum. Bu şekilde ameliyat yapısının, kıkırdak yapısının nasıl olduğunu gösteriyorum. Aslında hem bir iş yapıyorum hem de dinleniyorum. Ameliyatta yaptığım o işlemi kendimi orada çamura bırakarak müthiş bir haz alıyorum. Herkesin bir hobisi, zevki vardır. Ben de bunlardan hoşlanıyorum. 3D printer çalışmalarımda da aynı şekilde mutlu oluyorum. Teknolojik cihazlara meraklıyımdır, her zaman takip ederim. Türkiye’ye ilk 3 boyutlu cihazlar gelmeye başladığından itibaren 3D printer aldım. Cihazlar üzerinde yüz şekilleri, burun şekilleri yaptım, burunların şekillerini değiştirdim, onlarla maske yaptım. Kendime göre arabalar, portreler yaptım. Bunları grafik olarak çalışırken de zevk alıyorsun. Bir de en çok heyecanlı kısmı bir grafik tasarlamışsın. 3D yazıcı bunu en az 8-9 saatte ortaya çıkartıyor. Bu tasarım ortaya çıkarken onu izlemek o kadar zevkli oluyor ki bu çok hoş bir duygu. Dediğim gibi çamurla uğraşmak da toprağa dokunduğun için negatif enerjini alıyor. Sesim güzel olsaydı şarkı söylerdim ama ben de bu tip sanatlarla uğraşarak hem zamanı değerlendirmiş oluyorum hem orada dinlenmiş oluyorum. çünkü ben yatarak, uyuyarak dinlenilebileceğini çok fazla düşünmüyorum. Daha önceden ders çalışırken de bu böyleydi. Bir insan fen dersine çalışıyorsa ve yorulmuşsa fen dersinden matematiğe geçmek dinlenmek demektir. Maksat konu değiştirmek. İnsanlar her gün yatıp uyuyup dinlenebileceklerini zannediyorlar. Aslında enerjini bir yerden başka bir yere kaydırmak insanı hem ruhen hem de bedenen dinlenmesi manasına geliyor. Sanatla ve teknolojiyle uğraşmayı sevdiğim için de bu şekilde uğraşlarım beni fazlasıyla dinlendiriyor.

Devamı Klass Magazin Mart sayısında...