Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşivi

Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşivi Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşivi

Dünya genelinde Osmanlı’da ticaret ve sosyal yaşam ile kartpostal denildiğinde akla gelen ilk ve tek koleksiyondur...

Orlando Carlo Calumeno, ilk tanıdığınız anda zekasına hayran kalacağınız bir isim. Zamanla kendisini tanıdıkça bilgi birikimine, koleksiyoner yönüne, ileri görüşlülüğüne ve iş dünyasındaki yöneticiliğine büyük bir saygı duyuyorsunuz. 16 yaşında ilk kartpostal ile başladığı ve günümüze kadar devasa bir boyuta gelen Osmanlı efemera koleksiyonu ile dünyada bir ilki başaran Orlando Carlo Calumeno, bu özel koleksiyonu sahibi olduğu Bizzamanlar Yayıncılık’tan çıkan kitaplarla da destekliyor. Orlando Carlo Calumeno, Koleksiyon ve Arşivi’ni müze haline getirmeyi kendisine hedef alan ünlü işadamı bunun başlangıcı olarak Nişantaşı Vali Konağı Caddesi’nde açtığı Galeri Birzamanlar ile de tarihe modern bir mimari içinde ışık tutmaya devam ediyor. Orlando Carlo Calumeno ile yoğun iş yaşamında neler yaptığını, eşsiz koleksiyonunun özelliklerini, Birzamanlar Yayıncılık ve Galeri Birzamanlar’ın özelliklerini Klass okurları için konuştuk.

 

“Her zaman aynı prensibi kullanıyorum; başarı var ise takım olarak başarılmıştır, başarısızlıkların tamamında tek sorumlu benimdir. Bu prensip çalışma arkadaşlarıma daha rahat çalışabilme olanağı sunarken bir anlamda da onlara gerektiğinde bir kalkan vazifesi görüyorum.”

 

“Toplamaya devam ettikçe her şeyin bir bütünü oluşturduğunu ve birbiriyle bağlantılı olduğunu anladım. Bir anlamda “geçici bekçilik” görevimi Osmanlı efemerasından başlayarak Osmanlı objelere yaymış oldum, sorumluluğum daha da büyüdü. Artık geldiğimiz nokta da aktif olarak Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşivini Birzamanlar Yayıncılık ile beraber bir interaktif müzeye çevirme zamanı geldi.”

 

“Aile fertlerine takdim edilen istiklal madalyalarını satanları anlayamadığım gibi Osmanlı dönemi Türk bayrağını da müzayede vasıtası ile satmaya çalışanları hiçbir zaman anlayamayacağım ve her zamanda almaya devam edeceğim.”

 

“Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşivi dünya genelinde Osmanlı’da Ticaret ve Sosyal Yaşam ile kartpostal denildiğinde akla gelen ilk ve tek Koleksiyon olma özelliğini taşımaktadır.”

 

“Hali hazırda Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşiv olarak Hollywood eksenli bir ABD film prodüksiyon firmasına Osmanlı dönemi kostüm, giysi ve elbiseleri ile Osmanlı da sosyal ve ticaret yaşamları hakkında danışmanlık hizmeti vermekteyiz.”

 

“Birzamanlar Yayıncılık sürprizi ise 2019 yılında sergi ve kitap ile taçlandıracağı önemli bir projeyi 2020 yılında ilk kez belgesel film niteliğinde hayata geçirecek olması. Böylece ilk kez Bir Zamanlar Yayıncılık dokümanter film segmentine “Tarihi derleme” (Historic Chronicle) belgeseli ile iddialı bir giriş yapacaktır.” 

 

“Kısaca Galeri Bir Zamanlar müzemize geçebilene kadar bizim mini müzemiz olacak ve geçmişimizin kültürel mozaiğini sizlere hoş anılarla yaşatmayı hedefleyecektir. Galeri Bir Zamanlar Nişantaşı’nda hayatına başlarken Bir Zamanlar Yayıncılık ofisleri de aynı mekana taşınacaktır, Teşvikiye’de Hak Pasajında bulunan Bir Zamanlar Yayıncılık sergi ve satış alanı da hizmetlerine devam edecektir.”

 

Orlando Bey, Net Holding’deki üst düzey yöneticiliğiniz ve kişisel yatırımlarınızla birlikte inanılmaz bir tempoya sahipsiniz. Bu kadar yoğun bir tempoda  yaşamınızı nasıl kurguladığınızı öğrenebilir miyiz?

Hayatımın kurgusu belki de beni en çok zorlayan temel unsur. Sebebi ise Net Holding nezdinde işimin yoğunluğu ve coğrafi olarak devamlı Asya, Kıbrıs, Karadağ, Hırvatistan, Bulgaristan, Arnavutluk, Sırbistan ve Türkiye arasında yoğun şekilde mekik dokumama ilaveten aynı zamanda 19 yıldır sürdürdüğüm 1907 Fenerbahçe Derneği Yönetim Kurulu aktif üyeliğim, Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşivi’nin aktif yönetimi, Birzamanlar Yayıncılık yayınevim ve son olarak da Espor takımım eklenince günün her saatini çok iyi planlamam mecburiyet oluyor. Annemin “Oğlum sen çocukken de hiper aktiftin, yerinde duramazdın” demesinin sebebini şimdi anlayabiliyorum. 

Her işim için ayrı ayrı not defterlerim ve her projem için ayrı ayrı çalışma ekiplerim ve çalışma arkadaşlarım mevcut. Takım çalışması olmadan bunlara yetişmem tabi imkan dahilinde olamazdı, takımlarımı oluşturan çalışma arkadaşlarım geniş yetkilere sahip, etkin denetimim altında. Her zaman aynı prensibi kullanıyorum; başarı var ise takım olarak başarılmıştır, başarısızlıkların tamamında tek sorumlu benimdir. Bu prensip çalışma arkadaşlarıma daha rahat çalışabilme olanağı sunarken bir anlamda da onlara gerektiğinde bir kalkan vazifesi görüyorum. 

Unutmadan altını çizmem gereken en önemli olgu ise Net Holding Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanımız Sn. Besim Tibuk’un bana sağladığı sonsuz manevi destektir. Kendisi de Orlando Carlo Calumeno Koleksiyonunu ve Arşivi’ni büyütmek için beni sürekli teşvik ederken, tarihe olan ilgisi ve derin bilgisi sayesinde bizlere yaşattığı keyifli ve uzun sohbetleri benim için tarihte özel yolculuklar olup aynı zamanda yönlendirici ve aydınlatıcı olmaktadır.  Aynı zamanda Birzamanlar Yayıncılık tarafından basılan kitaplarımızı da ilgi ile takip eder ve İstanbul’da gerçekleşen sergilerimize de katılarak bizleri her açıdan destekler. 

Yaşamımın kurgusunda ilk ve en önemli öncelik her zaman işim olan Net Holding ve Merit International’dır, artan zamanım eğer mevcut ise diğer aktivitelerime eşit oranda paylaştırmaya çalışırım. 24 saatim tamamen doludur, etkin planlamadan ödün vermem ancak her yere geç kalma sendromunu da henüz aşamadım, demek ki daha da iyi planlama yapmam lazım. Sosyal yaşamım şirket etkinliklerimiz ile sınırlıdır, sosyal hayatım eşittir iş hayatım, sosyal en önemli faaliyetim ise düşünün spordur. Tatil nedir tam olarak bilemiyorum, 15 gün tatil hayatımda yaşanmamış olgudur. Yapabilenlere gıpta ile bakarım, benim tatil anlayışım yaz döneminde hafta sonu 2 günlük dinlenmelerden ibarettir.    

 

“BU DEĞERLİ KOLEKSİYON VE ARŞİVİN GEçİCİ BEKçİSİ OLARAK UMARIM TEMEL VAZİFEMİ YERİNE GETİREBİLİRİM VE EN KISA ZAMANDA MüZEMİZ HAYATA GEçER”

Küçük yaşlardan beri oluşturduğunuz çok ciddi bir koleksiyona sahipsiniz. Koleksiyonunuz, Osmanlı imparatorluğu döneminde kullanılan gündelik eşyalardan sarayda sultanların sahip olduğu mücevherlere kadar geniş bir yelpazeye sahip. Peki bu birikimi nasıl sağladınız ve Orlando Carlo Calumeno koleksiyonu ne zaman bir müze haline gelecek?

Osmanlı tarihi ve dönemin antikaları İtalyan Levanten asıllı babamın merak alanıydı. Sevgili babamdan öğrendiklerimle ve onun yönlendirmeleri ile ben de bu döneme ilgi duymaya başlamıştım. Kısıtlı harçlığımla koleksiyonunu yapabileceğim tek şey o dönem kartpostallardı. Topladıkça bilgim de arttı. Filatelistlerin dükkanlarında ağırlıklı olarak kartpostallar dururdu. Onlar için kartpostalların üzerindeki damga ve pul önemliydi. çoğu zaman da o pulları çıkarmaya çalışırlardı. Bunu yaparken kartpostallar tahrip olurdu. Koleksiyonerlik, paranızın neye yettiğiyle çok bağlantılı bir olay. O dönemde kartpostalla kimse ilgilenmezdi. Filatelistler yüzlerce kartpostalı yığarlardı, pullarını inceledikten sonra çoğunu çöpe atarlardı. Koleksiyonumun ilk parçalarını bu çöplerden oluşturdum. Daha sonra da kısıtlı imkanlarımla efemera müzayedelerinden toplamaya başladım. 

Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşivi’nin ilk kartpostalı ise 16 yaşında aldığım bir kartpostaldır, İstanbul’dan Bursa’ya gönderilmişti. üzerindeki yazıyı okuyamadığım için bana gizemli gelmişti. Annem, ‘Bunu nereden buldun? Yazılar Ermenice’ dedi. 1897 yılına ait bu kartpostalda; İstanbul’da yaşayan bir Ermeni kadın, bebeğine süt veren kız kardeşine göğsü için çatlamalara karşı ev yapımı merhem tarifi veriyordu. Ve büyük yolculuk bu şekilde başladı. Bu kartpostalı görene kadar Ermenice harflerin nasıl olduğunu bilmezdim, annemin kökenleri Anadolu Ermenileri olduğu için tabi çok hoşuna gitmişti. Böylece kartpostallar ile maceram başladı. Daha sonra üstü yazılı, ilginç, azınlık ağırlıklı kartpostalları toplamaya başladım. Anadolu kartpostallarıyla devam ettim. Neden derseniz kimse Anadolu kartpostalları ile ilgilenmediği için ve o dönem birikimlerimin buna yeterli olduğu için. 

Kartpostallar ile başlayan koleksiyonum zamanla dev bir Osmanlı Efemera dünyasına dönüştü, efemera üzeri basılı evrak demek. ‘Orlando hep Osmanlı azınlık toplar’ diye bilindiği için Osmanlı Dönemi’ne ait azınlıklarla ilgili her şey bana gelmeye başladı. Kitaplar, mecmualar, gazeteler, evraklar, diplomalar, karneler, pasaportlar, tapular, sigorta poliçeleri, fotoğraflar, albümler, afişler, biletler, faturalar, kartvizitler, mektuplar ve zarflar kartpostallarla birlikte geliyordu.  Bu da bana büyük bir keyif ve heyecan vermeye başladı.

Zarfların üzerinde yer alan şahıs ve şirket kaşeleri, dönemin sosyal hayatını anlatan mektuplar, faturalardaki sanatsal tasarım, her kartpostalın büyüleyici, sizi o zamana taşıyan nostaljik kareleri derken aniden Osmanlı gündelik yaşam objelerini de toplamaya başladım.  İlk önce zaman içinde yitirdiğimiz iş kolları ile ilgili objeler toplarken daha sonra Osmanlı dönemi evlerde gündelik kullanılan eşyalara da geçtim. Osmanlı dönemi küpler, seramikler, porselenler, halılar, gazoz, soda, bira, rakı şişeleri, tabaklar, bardaklar, bakırlar, giysiler, takılar, kahve ve çay takımları, tütün kutuları, sigaralıklar, divitler, teneke kutular derken aklınıza gelebilecek, üzerinde Osmanlı karakteri taşıyan her objeyi bünyemize almaya başladım. Toplamaya devam ettikçe her şeyin bir bütünü oluşturduğunu ve birbiriyle bağlantılı olduğunu anladım. Bir anlamda “geçici bekçilik” görevimi Osmanlı efemerasından başlayarak Osmanlı objelere yaymış oldum, sorumluluğum daha da büyüdü. 

Artık geldiğimiz nokta da aktif olarak Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşivini Birzamanlar Yayıncılık ile beraber bir interaktif müzeye çevirme zamanı geldi. Yer ve mekan arayışlarımız sürüyor ancak takdir edersiniz İstanbul taşı toprağı altın statüsünde olduğundan arzu edilen bölgelerde olası müze imkanı sunan gayrimenkuller halen bütçemizin dışında ve sonuç olarak Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşivi’nin tek finansal sponsoru halen benim. Arzum ve isteğim uygun şartlar yerine geldiğinde bu büyüleyici ve geniş yelpazeye sahip eşsiz Osmanlı Koleksiyon ve Arşivi’mi müzeye çevirebilmek ve bu sayede Osmanlıyı güçlü kılan ve Anadolu’muzun temelini oluşturan kaybettiğimiz çok renkli, çok sesli geçmişimizin kültürel mozaiğini herkese sunabilmek ve hatırlatabilmek. Bana kalsa müze için dün bile geç kaldık. Evet maalesef her geçen gün geç kalmaya devam ediyoruz. Bu değerli Koleksiyon ve Arşivin geçici bekçisi olarak umarım temel vazifemi yerine getirebilirim ve en kısa zamanda müzemiz hayata geçer.

 

Koleksiyondaki her bir parça insanı alıp sahip olduğu gerçek dönemine götürüyor. Peki, sizin için “gözdem” dediğiniz parçalar nelerdir?

çok net olarak Osmanlı Dönemi Anadolu Kartpostallarım ve Osmanlı döneminden başlayan erken Cumhuriyet dönemine giden Türk bayraklarım diyebilirim. Kartpostallarım ilk göz ağrım ve sonsuz bitmeyecek engin bir deniz. Osmanlı kartpostalları gerçekten sonsuz koleksiyonunu yapabileceğiniz ve hala bugün bile beni şaşırtabilecek yeni kartpostallar ekleyebildiğim uçsuz bucaksız geniş deniz. Hiç ummadığınız yerlerden beklenmeyen Anadolu kartpostalları çıkabiliyor. örneğin Danimarka baskısı Elazığ bölgesinde yer alan Danimarka misyonu 12 kartlık serisi beni çok şaşırtmıştı. Anadolu’nun göbeğinde 1900’lerin başında Danimarkalı hemşireler benim için açıkça beklenmedik idi. 

Türk bayraklarımın da benim için yeri çok özeldir. Farklı ebat ve boyutlarda farklı dönemlere ait el yapımı çoğu keten üzeri 1850-1930 dönemini kapsayan bayraklarımızdan 10 adeti ofisimde yer alırken büyük ebatta olanlar dahil 100’e yakın bayrağımız ise özenle arşive alınmıştır. Müzayedelerde dayanamadığım parçaların başında yer alırlar. Aile fertlerine takdim edilen istiklal madalyalarını satanları anlayamadığım gibi Osmanlı dönemi Türk bayrağını da müzayede vasıtası ile satmaya çalışanları hiçbir zaman anlayamayacağım ve her zamanda almaya devam edeceğim.

 

Fotoğraflar: Mert Can Alşahin

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Nisan sayısında..