Oğlumuzun Mutlu,Sağlıklı,Özgür, Cesur ve Çalışkan Bir Birey Olmasını Temenni Ediyorum

Oğlumuzun Mutlu,Sağlıklı,Özgür, Cesur ve Çalışkan Bir Birey Olmasını Temenni Ediyorum Oğlumuzun Mutlu,Sağlıklı,Özgür, Cesur ve Çalışkan Bir Birey Olmasını Temenni Ediyorum

Ünlü Avukat Tuğba Keskin, en özel annelik duygularını, iş ve akademik hayatını Klass’a anlattı...

Avukat Tuğba Keskin ve elektromekanik taahhüt grubu Keskin Konsept Şirketler Grubu'nun sahibi Makina Yüksek Mühendisi Uğur Keskin'in, çırağan Sarayı'nda gerçekleşen muhteşem bir düğün ile kutladıkları evlilikleri, iki yıl önce, Miami'de dünyaya gelen oğulları Ahmet Demir Keskin ile taçlanmıştı. Sosyal yaşam dünyasının genç annelerinden Tuğba Keskin ile 25 yaşında oğlunu kucağına alması ile atıldığı annelik macerasını, iş ve akademik hayatını Anneler Günü dolayısıyla Klass okurları için konuştuk.

 

Tuğba hanım, geçtiğimiz yıl anneler günü dolayısıyla bir röportaj gerçekleştirmiştik. O günden bugüne neler değişti?

çocukların her anları eşsiz ve inanılmaz bir hızla büyüyorlar. Bu nedenle bir yıl, insan hayatında çok bir şey değiştirmese de bir bebek açısından inanılmaz bir gelişim süreci. Oğlum artık 2.5 yaşında. En başından beri çok özgür ve akıllı bir bebekti ve hala öyle devam ediyor. Ama bebekliğinin son demlerini yaşadığı, çocukluğa geçmek üzere olduğu bu dönemde yapabildikleri ile ‘ne zaman bu kadar büyüdü?’ diye düşünmeden edemiyorum.

 

“OĞLUMUZ DOĞDUĞU ANDAN İTİBAREN KENDİ MİZACINI ORTAYA KOYAN BİR BEBEK”

çocuğunuz nasıl bir karaktere sahip?

İnsan gelişiminde çevresel faktörleri asla göz ardı etmemekle birlikte insanların doğuştan da bir mizaca sahip olduklarını düşünüyorum. Oğlumuz da doğduğu andan itibaren kendi mizacını ortaya koyan bir bebekti. Bu nedenle onu tanıyan herkesin çok güler yüzlü, akıllı, iyi huylu, sevgi dolu, hareketli ve özgür bir bebek olması noktasında buluşmasına şaşırmıyorum.

 

çocuğunuzu nasıl yetiştiriyorsunuz?

Anne olarak görevimin öncelikle yavrumun sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir ortamda büyümesini sağlamak ardından da kendini gerçekleştirmesine imkan tanıyarak hayata en iyi şekilde hazırlamak olduğunu düşünüyorum. Ne çok baskıcı ne de kuralsız davranıyor, hem özgür bir birey olmasına imkan tanıyıp hem de aile ve hayat görgüsünü şimdiden kazanması için çaba sarf ediyorum.

 

Nasıl bir annesiniz? çocuğunuza nasıl yaklaşıyorsunuz?

Bir çocuğun fiziksel ihtiyaçları kadar duygusal ihtiyaçlarının da karşılanması gerektiğine inanan bir anneyim. Anneye güvenli bağlanma sürecini gerçekleştirip hayatı boyunca kendinden emin, birey olma bilinci ve gücüne sahip bir insan olmasını önemsiyorum. Yaşına uygun eğitim ve oyun imkanını, doğayla temas halinde büyümesi ortamını sağlamaya gayret ediyorum.

 

“HAMİLELİĞİMDE DUALARIMDA YAVRUMUZUN SAĞLIKLA ARAMIZA KATILMASINDAN SONRA GELEN ŞEY, HER ŞEYİYLE BABASINA BENZEMESİYDİ VE NE MUTLU BANA Kİ öYLE DE OLDU”

Oğlunuz size mi eşinize mi daha çok benziyor?

Hamileliğimde dualarımda yavrumuzun sağlıkla aramıza katılmasından sonra gelen şey, her şeyiyle babasına benzemesiydi ve ne mutlu bana ki öyle de oldu. Oğlumuzun doğumu ile birlikte; adeta minik bir Uğur minyatürü de aramıza katılmış oldu ve tabii ki ben bu durumdan oldukça memnunum:)

 

ANNE OLDUKTAN SONRA İKİ YILDA İKİ YüKSEK LİSANS”

Kariyerinize ve eğitiminize hala devam ediyorsunuz. Neler yaptınız? Hem çocuk hem iş hem de akademik hayatınızı nasıl idame ettiriyorsunuz?

Yapım gereği elimden geldiğince kendimi geliştirmeye çalışırım. Oldukça genç yaşta evlendiğim için haliyle eğitimimi de evliliğim esnasında tamamlıyor oldum. Amerika’da American University Washington College of Law’da Contracts and Torts, İngiltere’de London School of Economics and Political Science’ta Cyber Law eğitimi alıp, avukatlık ruhsatıma hak kazandıktan sonra yüksek lisans yapma fikri her zaman aklımda vardı; ancak araya bebek girince haliyle biraz büyümesini bekledim. Oğlumuz sekiz aylık olunca da ilgi alanım olan alanda yüksek lisans yapabilmek için İstanbul Bilgi üniversitesi’ne başvurdum ve burslu olarak kabul edildim. Bilişim ve Teknoloji Hukuku yüksek lisansımın tezini yazarken bu kez Marmara üniversitesi’nde Halkla İlişkiler yüksek lisansı yapmaya başladım. Böylece anne olduktan sonra iki yılda ikinci yüksek lisansımı yapmaya başlamış oldum. Bir yandan özel işlerim ve şirket çalışmalarım bir yandan eğitimime devam etmek ve tez yazmak, yoğun iş temposu ile birlikte hareketli sosyal yaşantımız da eklenince günlerimin oldukça dolu geçtiğini söylemek mümkün. Ancak önceliğimi her zaman oğluma veriyor, haricindeki her şeyi de dengede tutmaya çaba sarf ediyorum.