Ne Söylediğimiz mi? Nasıl Yaşadığımız mı?

Ne Söylediğimiz mi? Nasıl Yaşadığımız mı? Ne Söylediğimiz mi? Nasıl Yaşadığımız mı?

Doğrusu lafa gelince mangalda kül bırakmıyoruz. Gerçekleşmeyeceğini bildiğimiz vaatlerden geçilmiyor ortalık. Hele seviyormuşuz gibi, özlüyormuşuz gibi sahte sözler yok mu? Bir de kendisi ermiş gibi vaaz verenler var ki! Allah korusun!! Ben yine de iyimser olmaktan vazgeçmeden düşünüyorum. Anlamaya çalışıyorum, altta yatan sebepleri bulmak gayretindeyim. Sanıyorum; insanın kabul görme ve onaylanma isteği nedenler arasında. Dışlanma ve yalnız kalma korkusu da ciddi bir tetikleyici faktör. Birçok insanda bir yere bir topluluğa ait olma, sığınma telaşı görüyorum. Öyle ki inandıkları doğruların dışında olduğunu bile bile yapıyorlar. Berbat bir durum. İçi başka dışı başka yaşamaya devam etmek. Ben her konuda olduğu gibi kendimi sorgulamaya devam ediyorum. İnandığım, savunduğum doğrular gibi yaşayabiliyor muyum ?!. Büyük bir gayretle yaşamaya çalışıyorum. Zorlandığım da susuyorum.

-SöZüN FAYDASI YOKSA SöYLEME-der HZ. MEVLANA…

Hayatın içinde düşe kalka, sürüne sürüne öğrendim bu gerçeği…Hani kör kadı doğruculuğu vardır ya!.. Ne büyük hataymış aslında…Sözleriniz; Yerinde -zamanında- dozunda söylenmiyorsa atın çöpe!..Esas olan; sözlerinizle, yaşadıklarınızın uyum içinde olmasıdır!.. Uyarırken, vaaz verirken aksini yaşıyorsanız zerre kadar etkisi yoktur…

YA GöRüNDüĞüN GİBİ OL YA DA OLDUĞUN GİBİ GöRüN der ya MEVLANA…

İnanın zor değil... Kendinizi sevdikçe, öz güveniniz arttıkça zorlanmayacaksınız…Hiçbirimiz mükemmel değiliz ancak farkındalık ve düzeltme çabası önemlidir…Bırakın onaylanma -dışlanma- korkusunu… Sizi vicdanınız onaylasın ve dışlamasın!...

GERçEK Güç NEDİR? NEREDEDİR?

Dünya da anket yapılsa, büyük çoğunluk "En büyük güç PARADIR" der…Devamın da ise; MEVKİ -İKTİDAR- üN gibi benzer kavramlar gelecektir…Onlara sormak isterim; bu taşınmazların hangisi sizinle gidecektir?

Bu soruya normal aklın vereceği cevap kesinlikle Hİç BİRİSİ olacaktır…O halde nedir aslında sonsuza kadar sahip olamayacaklarınız için bu kavganız?Gücü bu taşınmazlar da arayanların sonu mutlaka hüsran olacaktır…İlahi Kanunlar şaşmaz ve değişmez. Dışına çıkanlara yaptıkları misli ile döner…O gün geldiğin de ne kadar aciz olduklarını görecek beyhude çırpınacaklardır…Allah; insanlarla olaylarla konuşur, uyarır da farkında olmak işlerine gelmez. Toprak yerinden oynadığında, denizler, okyanuslar azgın dalgalarla geldiğinde,Uçaklar da yakalandıkları türbülanstaki paniklerinde, hastalıkta, terörde,çaresizliklerini, aslında bir hiç olduklarını görür Allah'ım yardım et diye yalvarırlar. Sahip oldukları hiçbir şeyin aslında onların olmadığını anladıklarında ise çok geçtir. Güç sandıklarını elde edebilmek için yaptıkları haksızlıklarla, aldıkları ahlarla,kirli oyunlarıyla yüzleşmeleri ne büyük bir acı ne büyük bir yangın olacaktır!! Belki içinizde, her türlü kötülüğü yapıp gül gibi yaşıyorlar diyenler olabilir. Dışarıdan bakıp yanılmayın derim ve her işin sonuna bakmayı yeğlerim…

GERçEKTE EN BüYüK Güç: İNSANIN VİCDAN SAHİBİ OLMASI,

İLAHİ KANUNLARA UYGUN -HAKSIZLIKTAN - HARAMDAN UZAK YAŞAMASIDIR…

NEFSİNE HAKİM OLABİLEN, öZ DEĞERLERİNİ HER ŞARTTA

KORUYABİLEN İNSAN, EN HUZURLU VE EN GüçLü İNSANDIR…

Hİç ŞüPHENİZ OLMASIN DOSTLARIM…