Mutluluk Bir Sonuç Değil, Yaşam Boyu Her Andaki Seçimimiz

Mutluluk Bir Sonuç Değil, Yaşam Boyu Her Andaki Seçimimiz Mutluluk Bir Sonuç Değil, Yaşam Boyu Her Andaki Seçimimiz

Zihinruhbeden Festivali’nin Kurucusu Gülferi Meral Yıldırım festivalde yer alacak etkinlikleri ve festivalin faydalarını Klass’a anlattı...

 

5-6-7- Mayıs tarihinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan “Mutlu İnsan” ZihinRuhBeden Festivali, kendi içindeki gücü keşfetme arzusuyla dolu olan ve hayallerindeki hayatı yaşamaya kendini açan insanları buluşturacak. Bu yıl 3.’sü yapılacak olan festival yine kişisel gelişim, sağlıklı yaşam, psikoloji, tıp, alternatif ve tamamlayıcı tıp, yoga gibi zihin, ruh ve beden sağlığı ile ilgili alanlarda Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen otoritelerini, uzmanlarını, yazarlarını ve öncü organizasyonlarını ortak amaç etrafında birleştiriyor. İster uzun yıllardır zihinsel ve ruhsal alanlarda çalışmalar yaparak kendinizi geliştiriyor olun ister ilk kez tanışıyor olun, her seviyede bilgi ve deneyime hitap eden ücretsiz seminerler ve workshoplar sizleri bekliyor. Ve festivalin kalbi enerji ve neşe dolu özgür Sahne’de atıyor olacak. İşte bu muhteşem festivalin yaratıcısı Gülferi Meral Yıldırım ile yola çıkış hikayesini, festivalin içeriğini ve mutluluğun nasıl hayatımızda yaşam boyu bir seçim olarak kalabileceğini Klass okurları için konuştuk.

 

“Bu festivalde bitkilerle şifadan ruhsal çalışmalara, bedensel terapilerden farkındalık meditasyonlarına kadar çok geniş yelpazede zihninizi, bedeninizi tanıyacak ve mutlu, huzurlu, sağlıklı bir hayata ulaşmanın yollarını öğreneceğiz.”

 

“Hiçbir şeyden ve kimseden şikayet etmeyin, olumsuz moral bozucu ortam ve haberlerden olabildiğince uzak durun, sizi heyecanlandıracak bir konu ya da aktiviteye odaklanın, bol su için, günde en az 10 dakika meditasyon yapın, hareket edin, sağlıklı beslenin. Mutluluk bir sonuç değil, yaşam boyu her andaki seçimimiz. Bunu başarabilmeye giden yolun ip uçlarını da festivalimizde uzmanlarından öğrenecek ziyaretçilerimiz.

 

Gülferi Hanım, öncelikle Ruh Beden Zihin Festivali’nin hayata geliş hikayesini bizlerle paylaşabilir misiniz?

 

Bundan 5 sene kadar önce hayatımın pek çok alanında zorlandığım günlerde bir arkadaşımın tavsiyesiyle birkaç kişisel gelişim eğitimine katıldım. O döneme kadar spiritüel konulara ön yargılarla yaklaşan ben, yoga, meditasyon ve enerji çalışmalarıyla tanışıp bu alandaki kitapları okumaya başladım. Hayatımda yaşadığım zorlukların üstesinden kolaylıkla gelmeye başlarken, bir yandan da kendimi hiç olmadığım kadar iyi hissetmeye ve yaşamın her anından keyif aldığım bir döneme girdim. Fark ettiğim en önemli şey ben değişince dünyanın değiştiği oldu. Hem Türkiye’de hem de Bali’den Peru’ya, ABD’den Güney Afrika’ya, Hindistan’a kadar dünyanın çok farklı noktalarında kişisel gelişim, psikoloji, nöro bilim temelli eğitimlerin yanı sıra spirituel çalışmalara katıldım. Beni en çok etkileyen taraf ise MIT, Oxford ve University of Massachusetts gibi dünyanın en saygın üniversitelerinde aldığım eğitimlerde, binlerce yıllık kadim bilgilerin, uygulamaların, bugünün teknolojisi sayesinde insanın biyolojik yapısında ve beyninde yaptığı değişikliklerin bilimsel kanıtlarını görmek oldu. Festival fikride aslında kendi hayatımda yaşadığım dönüşümü baz alarak, tüm bu eğitimleri, çalışmaları toplumun çok geniş kitlelerine yaymak için, bu alanda çalışan eğitmenleri daha çok kişiyle buluşturup hayatlarına dokunmaya vesile olma isteğiyle doğdu. Bir yandan da bu organizasyon, bir grup iş kadınının gönülden yaptığı bir etkinlik. Benimle birlikte yakın kız arkadaşlarım Meltem Gökhan, özlen Köprülü, Hande Altay, Esra Eren, Esra Uyman, öykü Uğuz ve pek çok eğitmen dostumun desteği ile birlikte büyük bir heyecanla festivali hazırlıyoruz. Bu çerçevede, insana, doğaya, varoluşa saygılı tüm kuruluşlarında desteğini alıyoruz.

 

“FESTİVALDE HEM AKADEMİK DüNYADAN HEM KİŞİSEL GELİŞİM DüNYASINDAN ALANINDA UZMAN İSİMLERİ BİR ARAYA GETİRİYORUZ”

Bu yıl üçüncüsü gerçekleşecek olan festival kapsamında ön plana çıkan etkinlikler neler olacak?

Festivalde geçen yıllarda olduğu gibi hem akademik dünyadan hem kişisel gelişim dünyasından alanında uzman isimleri bir araya getiriyoruz. üç gün süresince Harbiye İstanbul Kongre Merkezi’nde kişisel gelişim, psikoloji, tıp, alternatif ve tamamlayıcı tıp, sağlıklı beslenme, tasavvuf, nefes, mindfulness, meditasyon, hipnoz, homeopati, fitoterapi, yoga, tai-chi, feng shui, müzik terapi, dans, astroloji, bioenerji, detoks, kuantum, metafizik gibi alanlarında uzman çok değerli isimlerin seminer ve workshop’ları olacak. Aynı zamanda festival alanında doğal kozmetik ürünlerinden organik gıdaya, giyimden takıya, feng shui objelerinden doğaya, insana saygılı firmaların ürün ve hizmetlerine ulaşabilecek ziyaretçiler. Festival alanında bulunan özgür Sahne’de gün boyu müzik ve dans gösterileri yer alacak. Yani ziyaretçilerimiz hem mutlu, sağlıklı bir hayata giden yolları keşfederken bir yandan da çok keyifli vakit geçirecek. www.zihinruhbeden.org sitesinden ve zihinruhbeden isimli sosyal medya hesaplarından bizi takip edebilirsiniz.

 

5-6-7 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan festivalde ziyaretçileri ne gibi deneyimler bekliyor olacak ve her bir workshoptan ücretsiz olarak yararlanabilecekler mi?

Festival alanına makul bir giriş ücretiyle giren ziyaretçiler bahsettiğim seminer ve workshopların tamamından ücretsiz olarak yaralanabilecekler. üniversite öğrencileri ve 65 yaş üzeri misafirlerimize giriş ücreti indirimli olacak.

 

“YENİ BİR BİZ, YENİ BİR HAYAT YARATMAK TAMAMEN BİZLERİN ELİNDE”

Dünyanın ve dolayısıyla insanların bir değişim halinde olduğunu zaman zaman deneyimliyor ve zaman zaman da fark ediyoruz. Peki, ruh-beden-zihin dengesi ve farkındalığı sizce insana ve toplumlara neler katacak?

Bugünün dünyasında yaşam şeklimiz havasından suyuna, gıdasından modern yaşamın stresine kadar her noktada sadece insanlığı değil, doğayı ve yaşadığımız gezegeni tehdit etmekte. Tükettiğinin farkında olmayan, tükettiğini üretmeyen her gün çılgınca bir tempoda yaşamdan keyif almadan ömrünü tüketen toplumlar olduk. Kanser, diyabet ve depresyon gibi insanlığı tehdit eden en yaygın hastalıkların temel kaynağı bugünün kötü yaşam koşulları. Dünya Sağlık örgütü’nün raporuna göre depresyon 2020 yılında dünyadaki en yaygın hastalık olacak. Bunun hem bireylerin yaşam kalitesine hem de ülkelerin ekonomisine maliyeti çok büyük. Fakat bunu düzeltmek yine biz insanların elinde. Her şey farkındalıkla başlıyor. önce kendi bedenimizin, duygu ve düşüncelerimizin farkında olmaktan bahsediyorum. Dünyadan ve çevremizdeki olumsuzluklardan şikayet etmek yerine, hepimizin kendimizle başlayacak ve dünya için yapacak iyi şeylerimiz var. Fiziksel veya duygusal yaşadığımız her şeyi kendi seçimlerimizle yaratıyoruz. Mutsuzluk bir hastalık gibi toplumlara yayılırken, mutluğu seçtiğimizde aynı şekilde yaşamlarımızın da büyüdüğünü görebiliyoruz. Bedenimiz, beynimiz kendini iyileştirme ve değiştirme yeteneğine sahip. Nöro bilim çalışmaları çeşitli egzersizlerle ve yeni deneyimlerle beynimizde yeni bağlantılar kurabildiğimizi ve hatta biyolojik olarak yapısını değiştirebildiğimizi göstermekte. Bu da kısaca yeni bir biz, yeni bir hayat yaratmanın tamamen bizlerin elinde olduğunun göstergesi. Bu festivalde bitkilerle şifadan, ruhsal çalışmalara, bedensel terapilerden, farkındalık meditasyonlarına kadar çok geniş yelpazede zihninizi, bedeninizi tanıyacak ve mutlu, huzurlu, sağlıklı bir hayata ulaşmanın yollarını öğreneceğiz.

 

“MUTLULUK BİR SONUç DEĞİL, YAŞAM BOYU HER ANDAKİ SEçİMİMİZ”

Ruh-Beden-Zihin dengesi için siz neler yapıyorsunuz ve yeni başlayanlar için neler önerirsiniz?

Bizler özünde sevgi olan ve bedenimizle bu dünyayı deneyimleyen ölümsüz ruhlarız. Bedenimiz bu dünyadaki aracımız. Düşüncelerimiz beynimizdeki elektriksel aktiviteler, duygularımız ise bu aktivitelerle tetiklenen hormonlar. Bunları yönetmeyi öğrendiğimizde ve bedenimize gıdasıyla, egzersiziyle iyi baktığımızda, zihnimize stresi yönetmeyi öğrettiğimizde hayatı zihinsel, duygusal ve bedensel denge ve bütünlük içinde yaşamak mümkün. Ben sağlıklı gıdalarla beslenmeyi seçerek, hayatımdan spor ve meditasyonu eksik etmeyerek, en önemlisi beni motive eden heyecanlandıran konularda öğrenmeye, okumaya, deneyim kazanmaya, sevdiklerimle vakit geçirmeye özen gösteriyorum. Yeni başlayanlara tavsiyem ki bunu verdiğim mindfulness eğitimlerinde de hep söylerim. Hiçbir şeyden ve kimseden şikayet etmeyin, olumsuz moral bozucu ortam ve haberlerden olabildiğince uzak durun, sizi heyecanlandıracak bir konu ya da aktiviteye odaklanın, bol su için, günde en az 10dk meditasyon yapın, hareket edin, sağlıklı beslenin. Herkes mutluluk, huzur ve bolluk dolu bir hayatı hak ediyor. Ve bunun anahtarı dışarıda değil, herkesin kendi içinde. Mutluluk bir sonuç değil, yaşam boyu her andaki seçimimiz. Bunu başarabilmeye giden yolun ip uçlarını da festivalimizde uzmanlarından öğrenecek ziyaretçilerimiz.