Kitap Adı: Kendime Ait Görünmez Bir İşaret, Yazar: Aimee Bender
Aimee Bender'in kendine has, farklı bir üslubunun olduğunu "Limonlu Pastanın Sıradışı Hüznü" kitabını okuduğumda anlamıştım. Yazarın, "Kendine Ait Görünmez Bir İşaret" kitabını görünce sürükleyici bir üslubu olduğunu düşünerek hemen aldım. Fakat inanılmaz hayal kırıklığına uğradım.
Bender, “Yaratıcı Yazarlık” dersi almış ve farklı bir üslup kazanmış ama bu kadar da gerçeklerden kopuk, saçma sapan ve sıkan bir kurgu olamaz! Romanın kahramanı Mona Gray'in sabun yemesi ile sabundan da tiksindim.
Gray’in, 20. yaş gününde kendine hediye olarak nalburdan balta alması ve matematik öğrettiği çocuklardan birinin bu baltayla bacağını kesmesi ayrı bir bunaltıcı kurgu örneğiydi. Ne istediğini bilmeyen, her şeyi sürekli bırakan, gereksiz bir karakterin, gereksiz yaşadıkları tek bir çatı altında toplanmıştı.
Ayrıca Mona Gray'in eski matematik öğretmeninin ruh durumuna göre sürekli boynuna balmumundan sayılar asması ise ayrı anormal bir olaydı. O kadar yetenekli yazarlar bundan kat be kat romanlarıyla yayınevlerinin kapısını aşındırırken, bu roman nasıl ithal edilmiş, nasıl çevrilmiş bir de bize sunulmuş... Bilmiyorum. Beğenmedim.
Kitap Adı: Handan, Yazar: Ayşe Kulin
Ayşe Kulin'in Handan adlı romanını her zamanki gibi yine bir solukta okudum. Bu kitabı alırken "Gizli Anların Yolcusu" kitabının serisi olan "Bora'nın Hikayesi" ve "Dönüş"ün devamı olduğunu düşünmemiştim. Zaten kitabın ortalarına gelene kadar serinin devam niteliğindeki kitabı olduğu anlaşılmıyor. Bu kitaptaki Handan kahramanı, Halide Edip Adıvar'ın Handan ismindeki romanının kahramanı ile yüzleşiyor. Onunla dertleşirken neler yaşadığı anlaşılıyor. Aslında serinin bilindik hikayesi bir de Handan'ın anlatımıyla can buluyor. Gezi Parkı olaylarından ayrıntılı bir şekilde bahsetmesi ise yakın tarihi aydınlatır nitelikte. Herkesin okuması gereken harika bir kitap.
Kitap Adı: Kadın, Yazar: Yılmaz özdil
Yılmaz özdil'in kadınları konu alan köşe yazılarından derleyerek oluşturduğu "Kadın" adlı kitabını bir solukta okudum. Cehaletin nasıl övüldüğü, kadınların nasıl 2. sınıf vatandaşı olmayı kabul ettiği, "ne kadar geri kalırsan o kadar iyi" felsefesinin altın tepsi içinde topluma sunulduğu, toplumun da işine gelip "alalım alalım biraz daha geri kalmışlık" dediği olaylar bu kitapta öyle güzel işlenmiş ki... Herkesin kitaplığında bulunmalı!
Benden şimdilik bu kadar. Yeni kitaplar okudukça size anlatmaya devam edeceğim!
.JPG)
.jpg)
.JPG)
.JPG)
.jpg)
.JPG)
