KENDİMİZ İÇİN DEĞİL, 80 MİLYON İÇİN YAŞAMAYI SİL BAŞTAN ÖĞRENMEMİZ GEREKİYOR

KENDİMİZ İÇİN DEĞİL, 80 MİLYON İÇİN YAŞAMAYI SİL BAŞTAN ÖĞRENMEMİZ GEREKİYOR KENDİMİZ İÇİN DEĞİL, 80 MİLYON İÇİN YAŞAMAYI SİL BAŞTAN ÖĞRENMEMİZ GEREKİYOR

Kasım ayıyla birlikte 2018 yılının son düzlüğüne girmiş bulunmaktayız. Evet daha koskoca iki ay var önümüzde ama 2018 bize sunduğu on ay içinde oldukça hareketli, şaşırtıcı bir yıl oldu. 10 ay içerisinde ciddi sınavlardan geçtik. Peki bu sınavlar sonrası kendimize aldığımız pay ne oldu? İşte ben size o payın ne olması gerektiğini söyleyeyim…

Her şeyden önce bu ülkeye sahip çıkmamız gerekiyor. Evlatlarımızı yetiştirirken bu düşünceyle hareket edip sadece onların bireysel mutlulukları için değil, toplumdaki sahip olduğu roller için de yatırım yapmamız gerekiyor. çünkü mutluluk başkalarına yansıdığında, başkaları için faydaya dönüştüğünde gerçeklik kazanır. Onun dışında kendi iç dünyamızda yaşadığımız mutluluk sanaldır, gelip geçicidir. Ayrıca ciddi bir bencilliktir. çalışırken bu ülke için çalıştığımızı unutmamamız lazım. Bize emanet olan çocuklarımızın bu ülkenin geleceği olduğunu unutmadan hareket etmeliyiz. Tüketirken tüketimin kurbanı olmamak, üretirken de bu güzel ülke için üretmek gerektiğinin farkında olarak hareket etmek hepimizin önceliği olmalı. İşte bunu başarabilmek için de karşımızda harika bir örnek var. Hiçbir millete nasip olmayan, bizim topraklarımızda yetişen ve tüm dünyaya lider olacak bir güçte olan Atatürk’ümüz var. Kendisinin gösterdiği yolda giderek bu ülkeye nasıl sahip çıkacağımızın lütfen farkına varalım. çünkü hayat mücadelesi içinde maalesef kendi minik dünyamıza dönüyor, zamanla sadece biz ve en yakınlarımızdan ibaretmişiz gibi davranıyoruz. İşte bu yıl bizi kendimize getirmek için özel bir yıldı. Silkelenip, ne oluyor demek için böyle bir yılı yaşadık. Mentörümüz zaten belli, Onun yolundan giderek “kendimiz için değil, 80 milyon için yaşamayı sil baştan öğrenmemiz gerekiyor”.

 

Ekim ayı çok yoğun geçen bir ay oldu. Bu hareketlilik 2018 yılının getirdiklerine rağmen dimdik ayakta olduğumuzun bir göstergesidir. Yeni markalar yaratıldı, dünyaca ünlü markalar Türkiye’ye yatırım yaptı ve var olan markalar yeni koleksiyonlarını tanıttılar… Yeni mekanlar açıldı, sosyal sorumluluk davetleri hız kesmeden devam etti… çeşitli sektörlerin önde gelen isimleriyle yaptığımız röportajlarda gördüm ki herkes üretmeye, içindeki umut ışığını beslemeye ve tabi ki de fark yaratmaya devam ediyor. Açıkçası bu hareketlilik benim içimdeki umut filizlerini yeşertmeye yetti. Biz ise Klass ailesi olarak yine çok çalıştık. Asla umutsuzluğa düşmeden yolumuza devam ettik. özel davetleri yakından takip ederek Klass bakış açısıyla sizlere sunduk. çok özel röportajlar yaptık. 12 yıl sonra sahnelere devasa Troya gösterisi ile dönmeye hazırlanan dünyaca ünlü Baletimiz Tan Sağtürk ile sanat kokan bir röportaj yaptık. Kendisiyle sanatın ülke kalkınmasındaki rolünden ve Tan Sağtürk Akademi ile yaptığı önemli çalışmaları konuşup sizlere sunduk. 20 yıllık dostumun 40 yıllık kariyerinde elde ettiği başarılarla gurur duydum. Bu dünyanın sadece biz insanlar için var olmadığının bilinciyle özel bir dosya konusunun altına imza attık. İş ve sosyal yaşam dünyasının ünlü kadınlarından minik dostları hayvanlarla ilgili düşüncelerini keyifli bir konu eşliğinde bir araya getirdik. Kısacası çok çalışarak, keyif alarak hazırladığımız bir dergiyi daha gururla sizlere sunmanın mutluluğunun yaşadık ve yaşıyoruz…

 

Klass Alın, Klass Okuyun, Klass Olun…