Kendi Üzerimde Görmek İstemeyeceğim Bir Kıyafeti Koleksiyonuma Dahil Etmiyorum

Kendi Üzerimde Görmek İstemeyeceğim Bir Kıyafeti Koleksiyonuma Dahil Etmiyorum Kendi Üzerimde Görmek İstemeyeceğim Bir Kıyafeti Koleksiyonuma Dahil Etmiyorum

Luxez Markasının Kurucusu Ezgi Erkurtoğlu, fark yaratan tasarımlarını ve gelecek hedeflerini Klass’a anlattı..

Genç ve güzel Moda Tasarımcısı Ezgi Erkurtoğlu, sürdürülebilir modayı, özgün tasarımlarıyla bir araya getirdiği başarılı markası Luxez ile moda tutkunlarına sunuyor. Tasarımlarında genellikle kendi tarzından yola çıktığını söyleyen, rahatlığın ön planda olduğu ve trend renklerden oluşan koleksiyonlarıyla fark yaratan Ezgi Erkurtoğlu, “Kendi üzerimde görmek istemeyeceğim bir kıyafeti koleksiyonuma dahil etmem.” diyor. ürünlerini farklı bedenlere uyum sağlayacak şekilde modelleyen ve “çok klasik olacak belki ama moda insanın bütçesi ne olursa olsun kendine yakışanı giymesidir diye düşünüyorum.” diyor. Markasının genel konseptinin gündüzden geceye şıklık algısı yaratmak olduğunu vurgulayan Ezgi Erkurtoğlu, başarı hikayesini, tasarımlarında fark yaratan özelliklerini ve gelecek hedeflerini Klass’a anlattı.

 

 

“Marka kimliğimin aksine genellikle siyah giyiniyorum tabi bu yaz mevsimlerinde değişiklik gösteriyor. Günlük hayatta elbise ve ceket giymeyi çok seviyorum. çok klasik olacak belki ama moda insanın bütçesi ne olursa olsun kendine yakışanı giymesidir diye düşünüyorum.”

 

“Markamın tasarımlarında genellikle kendi tarzımdan yola çıkıyorum. Kendi üzerimde görmek istemeyeceğim bir kıyafeti koleksiyona dahil etmiyorum. Her sezon koleksiyon oluştururken mutlaka global markaların defilelerinde kullandığı renklere dikkat ediyorum.”

 

 

Ezgi Hanım, markanız LUXEZ ve tasarımcı kimliğinizle sürdürülebilir modayı özgün tasarımlarınızla sunuyorsunuz. öncelikle moda dünyasına adım atışınızı ve markanızın kuruluş hikayesini anlatabilir misiniz?

Hayalimde hep kendi markamı yaratmak vardı. Ama üniversite eğitimim moda tasarımı üzerine değildi, İstanbul Bilgi üniversitesi İşletme-Ekonomi mezunuyum. Sonrasında hep modayla ilgilendim. Beymen’de 3 aylık bir staj sürecim oldu. Staj süresi boyunca modanın aslında sadece görsel olarak değil teknik açıdan da birçok bilgiye sahip olmam gerektiğini farketmemle birlikte İstanbul Moda Akademisi’nde çeşitli sertifika programlarına katıldım. Geleceğimi moda üzerine kurmaya karar verdiğimde kendimi daha çok geliştirebilmek için Milano İstituto Marangoni Fashion Design İntensive programına katıldım. Bu program üniversitelerin 4 senede verdiği eğitimin 1 seneye sıkıştırılmış haliydi. Dolayısıyla biraz yoğun geçti. Türkiye’ye döndüğümde kendimi tam anlamıyla hazır hissettiğimde markam için çalışmalara başladım.

 

Global markaların büyük söz sahibi olduğu moda dünyasında kısa sürede başarı yakalayarak dikkat çektiniz. Gördüğünüz bu ilginin ve başarının sırrı nedir?

Şunu kesin olarak söyleyebilirim ki hangi sektör olursa olsun insan sevdiği ve keyif aldığı işi yapınca başarı kaçınılmaz oluyor. Ben sevdiğim ve keyif aldığım işi yaptığım için karşıma olumsuzluklar çıksa dahi çalışmaya devam ettim ve vazgeçmedim.

 

Kişisel olarak moda görüşünüz nasıldır? Hangi tarzları giymeyi seversiniz?

Marka kimliğimin aksine genellikle siyah giyiniyorum tabi bu yaz mevsimlerinde değişiklik gösteriyor. Günlük hayatta elbise ve ceket giymeyi çok seviyorum. çok klasik olacak belki ama moda insanın bütçesi ne olursa olsun kendine yakışanı giymesidir diye düşünüyorum.

 

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Ocak sayısında...