İki Yaka Yarım Aşk Göç ve Mübadele Kavramlarını Tekrar Gündeme Gelmesini Sağlayacak

İki Yaka Yarım Aşk Göç ve Mübadele Kavramlarını Tekrar Gündeme Gelmesini Sağlayacak İki Yaka Yarım Aşk Göç ve Mübadele Kavramlarını Tekrar Gündeme Gelmesini Sağlayacak

Merakla beklenen ‘İki Yaka Yarım Aşk’ filminin senaristi ve yönetmeni Nurdan Tümbek Tekeoğlu ile filmin başrol oyuncusu Selda Alkor göç ve mübadele dönemini anlatacak filmlerini Klass’a anlattı..

Hayatını anneannesi ve annesinden mübadil hikayeleri dinleyerek geçirdiğini, onların çok zor koşullarda hayata tutunmalarını, başka ellerde yeni hayatlar kurmalarını hep taktir ettiğini söyleyen ödüllü yapımcı Nurdan Tümbek Tekeoğlu bu kez senarist – yönetmen olarak ‘İki Yaka Yarım Aşk’ adlı kısa film çalışması ile karşımıza çıkmaya hazırlanıyor. “Bu proje benim için sadece bir kısa film yapmanın ötesinde… Küçük bir çocuğun dünyasından göçün yarattığı ağır travmayı anlatmaya çalıştım. Yıllarca bana anlatılanları, başkalarına resimleyerek anlatma ihtiyacı hissettim” diyen Tekeoğlu, kısa metrajlı filmini, projelerin kitleler tarafından desteklendiği ‘crowdfunding’ fikri üzerine kurulmuş bir kitlesel fonlama platformu olan www.fongogo.com üzerinden finanse edeceğini söylüyor. Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nun göç ve mübadele kavramlarını yeniden gündeme getirecek filminin başrolünde ise usta oyuncu Selda Alkor oynuyor. Filmde oynamayı “Mübadele yıllarının hikâyeleri genelde dramatik olur bu da beni etkileyen en önemli faktördür” diyerek kabul ettiğini söyleyen Selda Alkor ve yönetmen Nurdan Tümbek Tekeoğlu ile ‘İki Yaka Yarım Aşk’ı ve çok daha fazlasını Klass okurları için konuştuk.

 

  • Selda Alkor: “Nurdan Hanım ile katıldığım festivallerde karşılaştığımda sık sık sinema adına sohbetlerimiz oluyordu; zaten eşi de yönetmendir ve sinemaya gönül vermiş bir aile. Benim şahsımı ve oyunculuğumu seven insanlar bu hikâyede birlikte olmak istediler. Ben de hikâyeyi sevdim. Hem dönem işi hem de sinema gönüllüsü arkadaşımın ilk işinde yanında olmak istedim.”

 

  • Nurdan Tümbek Tekeoğlu: “Bu proje benim için sadece bir kısa film yapmanın ötesinde… Küçük bir çocuğun dünyasından göçün yarattığı ağır travmayı anlatmaya çalıştım. Yıllarca bana anlatılanları, başkalarına resimleyerek anlatma ihtiyacı hissettim.”

 

  • Nurdan Tümbek Tekeoğlu: “Göç, göçmen, muhacir, yabancılık, hasretlik... İnsan çocukluğunda bu kelimelerin ne anlama geldiğini pek bilemez. Büyüdükçe, kabuk bağlamış bir yaramızın kanamaya başladığını hissederiz. üçüncü nesil biz mübadil torunları, bu duyguları en çok hissettiğimiz yaşlardayız.”

 

 

Nurdan Hanım “İki Yaka Yarım Aşk” ile izleyiciyi kalbinden vurmaya hazırlanıyorsunuz. Kısa film olarak beyaz perdeye aktaracağınız filminizin hikayesini sizden öğrenebilir miyiz?

Nurdan Tümbek Tekeoğlu: Yıllarca anneannemden ve annemden mübadil hikayeleri dinledim. çok zor koşullarda hayata tutunmalarını, başka ellerde yeni bir hayat kurmalarını hep takdir etmişimdir. Bu proje benim için, sadece bir kısa film yapmanın ötesinde… Küçük bir çocuğun dünyasından göçün yarattığı ağır travmayı anlatmaya çalıştım. Yıllarca bana anlatılanları, başkalarına resimleyerek anlatma ihtiyacı hissettim.

 

“üçüNCü NESİL BİZ MüBADİL TORUNLARI, BU DUYGULARI EN çOK HİSSETTİĞİMİZ YAŞLARDAYIZ”

Gerçek yaşanmışlıkları kaleme aldınız, şimdi de beyaz perdeye aktarıyorsunuz. ‘İki Yaka Yarım Aşk’ göç ve mübadele kavramlarının yeniden gündeme gelmesini sağlayacak. Bu projeyi hayata geçirmeye ne zamandır istek duyuyordunuz?

N.T.T.:Göç, göçmen, muhacir, yabancılık, hasretlik... İnsan çocukluğunda bu kelimelerin ne anlama geldiğini pek bilemez. Büyüdükçe, kabuk bağlamış bir yaramızın kanamaya başladığını hissederiz. üçüncü nesil biz mübadil torunları, bu duyguları en çok hissettiğimiz yaşlardayız. Bu çalışmam da bu duyguların yansıması. Selda Alkor’un başrollerden birini üstlendiği ve uluslararası film festivallerinde de gösterilmesi planlanan ‘İki Yaka Yarım Aşk’ isimli kısa film göç ve mübadele gibi kavramların tekrar gündeme gelmesini sağlayacak.

 

 

Selda Hanım, Nurdan Tümbek Tekeoğlu’nun yönetmenliğini yapacağı kısa film çalışması ‘İki Yaka Yarım Aşk’da başrol olarak rol alacaksınız. öncelikle Nurdan Hanım ile yolunuzun nasıl kesiştiğini öğrenebilir miyiz? Daha önceden tanışıyor muydunuz?

Selda Alkor: Nurdan Hanım ile katıldığım festivallerde karşılaştığımda sık sık sinema adına sohbetlerimiz oluyordu; zaten eşi de yönetmendir. Sinemaya gönül vermiş bir aile. Benim şahsımı ve oyunculuğumu seven insanlar… Bu hikâyede birlikte olmak istediler ve ben de hikâyeyi sevdim. Hem dönem işi hem de sinema gönüllüsü arkadaşımın ilk işinde yanında olmak istedim.

 

“MüBADELE YILLARININ HİKÂYELERİ GENELDE DRAMATİK OLUR BU DA BENİ ETKİLEYEN EN öNEMLİ FAKTöRDüR”

12 yaşında babanızı 15 yaşında annenizi kaybetmiş olmanız hikâyenin baş kahramanı Cemil’in de çok küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiş olması projeyi kabul etmenizde sizi etkileyen bir faktör oldu mu? ‘İki Yaka Yarım Aşk’da canlandıracağınız karakterde ve hikâyede sizi en çok ne etkiledi? 

S.A.: Mübadele yıllarının hikâyeleri genelde dramatik olur. Bu da beni etkileyen en önemli faktördür. Benim hayat hikayeme benzediği için değil hikâyenin genel yapısı beni etkiler. Canlandıracağım karaktere oyunculuğumun dışında fiziki yapımın benzerliği de etkilidir.

 

Kısa metrajlı film projelerine nasıl bakıyorsunuz? Sinemaya ve emek verenlerine katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

S.A.: Bana göre kısa filmler uzun metrajlı sinema filmlerinin temelini oluşturuyor. Anlatmak istediğiniz konuyu daha kısa sürede anlatmak zorundasınız. Sektörün içindeki emek verenlere de kısa süreliğine de olsa iş imkânı doğarken aslında her kısa film ayrı bir ders niteliğindedir. İşte bu yüzden festival kapsamında kısa film jüri üyeliği koltuğuna defalarca oturdum.

 

Hikâye birden fazla ülke ve şehirde geçiyor. Sizin sahneleriniz nerede çekilecek?

S.A.: öykü de benim canlandıracağım karakterin hikayesi İzmir- Karaburun'da geçiyor.

Hikayedeki başrol karakterin ilerleyen yaşını ben canlandırıyorum. Dolayısıyla sahnelerim İstanbul’da çekilecek.

 

Sinemada yaptığınız işler ve yaşam tarzınızla hep farklı bir duruşa sahip oldunuz. Bunun sebebi neydi?

S.A.: Mevlana'nın sözündeki gibi "Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün" sinemada ve yaşam tarzımda bu felsefeyle duruş sergiledim. Belki farkım buydu. Fıtratımda başka türlü olmak yok, zaten ben buyum.

 

çok güzel bir kadın ve herkesin hayran olduğu bir oyuncu olarak yaşamak, 48 yıldır da mutlu bir evliliği sürdürebilmek… Bunu nasıl başardınız?

S.A.: Mutluluk hapımı hiç yanımdan ayırmadım. Muhteviyatında beş ‘S’ mevcut; ‘Saygı’, ‘Sevgi’, ‘Samimiyet’, ‘Sadakat’ ve ‘Sorumluluk’.

 

Nurdan Hanım, tekrar size dönersek filminizi nasıl finanse edeceksiniz?

N.T.T:Lozan Mübadilleri Vakfı isimli STK tarafından da desteklenen ve ilk defa senaryosunu yazdığım ve yönetmenliğini üstlendiğim ‘İki Yaka Yarım Aşk’ın finansmanı, kitlesel fonlama web sitesi www.fongogo.com üzerinden sağlanacak. Göç ve mübadele gibi konulara ilgi duyanlar bu web sitesi üzerinden destek vererek, kısa filmin hazırlanmasına yardımcı olabilecek. Destekçilerin isimleri filmde yer alırken, bağış miktarına göre çeşitli jestlerle ödüllendirilecekler.

 

Fongogo’yu bize tanıtır mısınız?

N.T.T.:Fongogo, projelerin kitleler tarafından desteklendiği ‘crowdfunding’ fikri üzerine kurulmuş bir kitlesel fonlama platformudur. Bir internet şirketi olan Fongogo, gerek birey ve şirketler, gerekse vakıflar için hizmet vererek sosyal medya odaklı bir pazar alanı yaratma amacı güder.

 

Sizin sadece ulusal değil uluslararası ödülleriniz de var. Son olarak okuyucularımıza ödüllü projelerimizi anımsatır mısınız?

N.T.T.:2009 yılından bu yana ‘İfakat’, ‘öyle Sevdim ki Seni’, ‘Sıra Dışı İnsanlar’, ‘Rudolf Nureyev: Düşlerinin Adası’, ‘İkiz Yıldızlar’ gibi birçok ulusal ve uluslararası ödüle sahip filmin yapımcısıyım.