Hayattaki En Büyük Mottom; Ne İstiyorsam Onu Yap

Hayattaki En Büyük Mottom; Ne İstiyorsam Onu Yap Hayattaki En Büyük Mottom; Ne İstiyorsam Onu Yap

Şarkıcı Simge Sağın başarısının sırrını, aşk hayatını ve gelecek planlarını Klass’a anlattı..

Herkes onu “Miş Miş” şarkısıyla iddialı bir çıkış yapan kız olarak tanıdı… Altın Kelebek dahil birçok ödül kazanan Simge Sağın, şarkıları ve sahne performansı kadar kliplerinde sergilediği düzgün fiziğiyle de dikkat çekiyor. Simge’yi geniş kitlelere tanıtan ‘Miş Miş’ şarkısı YouTube’da 180 milyondan çok izlendi. Ardından gelen ‘Yankı’ klibiyle 110 milyonu geçti. Bunu ‘Kamera’, ‘Prens ve Prenses’ ve ‘üzülmedin mi’ isimli şarkıları takip etti. Geçen haziranda çıkardığı ikinci albümü ‘Ben Bazen’in ikinci klibi ‘öpücem’ ise 108 milyon kez izlendi. Tüm bu başarıları önce büyük aşk yaşadığı aranjör Ozan Bayraşa’ya ve başarılı ekibine borçlu olduğunu söyleyen Simge Sağın, dünü, bugünü ve özel yaşamını tüm bilinmeyenleriyle anlattı.  

 

“Allah bana bir hediye gönderdi. Ozan Bayraşa. Bir düzenlemesini dinledim ve “Beni bu çocuğa götürüyorsunuz” dedim. Aslında onu yaşlı bir adam zannediyordum, baktım genç. İlk gördüğümde çok etkilendim. Deli doluydu, enerjisi bana iyi geliyordu. Tanıştıktan sonra onu yanıma çok davet ettim. Kahvaltıya, yemeğe çağırdım. Bir-iki sefer gelemedi ama sonra buluştuk ve âşık olduk. Dinlediğiniz şarkıların hepsi o aşkla yapıldı. Bu, bir şarkıcının başına gelebilecek en hakikatli gerçekti.”

 

“Gitgide gençleşiyorum. Bir de özgüven geldi. Sebebi sanırım belki biraz özgürlük, yalnızlık hissi, tek başınalık... Artık hayattaki en büyük mottom “Ne istiyorsam onu yap”.”

 

Yıl 2015... ‘Miş Miş’ isimli şarkınız bir gecede milyonlarca kez dinlendi. Her şey bu kadar kolay mı gelişti?

Keşke... Ama hiç kolay değildi. Defalarca yere düştüm, “Nasıl kalkacağım?” dedim. Herkesin beni tanıdığı ‘Miş Miş’ şarkısı öncesinde hiç tutmamış işlerim, hatta ‘Yeni çıktı’ isimli bir albümüm vardı. Dolayısıyla sizler beni ‘Bir şarkıyla patlayan kız’ olarak görüyordunuz. Oysa o albümüme de çok inanmıştım. Her dinleyen “Bu iş kesin patlar” demişti. Hayat sürprizlerle dolu ve size kötü sürprizler de yapabiliyor. O zamanlar şimdiki kadar güçlü değildim. Tecrübesizdim. Artık arkamda işlerimi yürüten ciddi bir ekibim var.

 

“BUZDOLABIMIN BOŞ OLDUĞU BİR GüN ZİYARETE GELEN VOKALİST ARKADAŞIM BENİ AĞLAYARAK MARKETE GöTüRDü, DOLABIMI DOLDURDU”

Maddi zorluklar yaşadınız mı?

çoook. Mesela buzdolabımın boş olduğu bir gün var. Serdar Ortaç’la çalışan vokalist arkadaşım Nihan çilesiz, 2011’de Ortaköy’deki evimde bir gün beni ziyarete geldi. “İçim kazındı” dedi. Bunu demesinden o kadar korkuyordum ki... Mutfağa gitti, buzdolabını açtı, bomboş! Hiçbir şey yok. O gün beni ağlayarak markete götürdü, dolabımı doldurdu. Evet, parasızdım ve parasızlığı dibine kadar yaşadım. Bunlar da beni çok güçlendirdi. Mesela şu an 45 kiloyum ama bir dönem çok kilo almıştım. Sürekli makarna yiyordum. İnsanlar, “Neden bu kadar kilo aldın?” diye sorduklarında, “Sadece makarnaya param yetiyor” diyemiyor, uyduruk cevaplar veriyordum.

 

“BEN BABAMIN KIZI DEĞİL, OĞLUYDUM VE HEP DİMDİK AYAKTA DURDUM, DURMALIYDIM”

Aileniz neredeydi? Size destek olmuyorlar mıydı?

Asla onlara bir şey söylemezdim. çünkü hep kendi kanatlarımla uçmak istedim. Bunun arkasında da babamdan bana gelen güç vardı. Bunları anlatırken de beni bir yerlerden duyduğunu biliyorum. Ben babamın kızı değil, oğluydum ve hep dimdik ayakta durdum, durmalıydım. Babam gitaristti. Sonra o işi bıraktı, elektrik teknisyenliği yaptı. Ama bizim ailede hep müzik oldu.