Hayata Dair Bitmeyen Bir Davamız Var

Hayata Dair Bitmeyen Bir Davamız Var Hayata Dair Bitmeyen Bir Davamız Var

Nişantaşı Hukuk & Danışmanlık bürosu ünlü ceza avukatı Nazım Zengin ve ünlü boşanma avukatı Murad Can hukuk alanındaki çalışmalarını Klass’a anlattı..

Nişantaşı Hukuk&Danışmanlık Bürosu ünlü Ceza Avukatı Nazım Zengin ve Boşanma Avukatı Murad Can, üstlendikleri davalarda elde ettikleri olumlu sonuçlarla dikkatleri üzerlerine çekiyorlar. ‘Kaybetmek bilmeyen ikili’ olarak ün salan Avukat Zengin ve Can, iş hayatında yakaladıkları başarıyı sosyal yaşamlarına da adapte ediyorlar ve hukuk insanlarının pozitif yüzünü temsil ediyorlar. “Hayata dair bitmeyen bir davamız var” diyen Av. Nazım Zengin ve Av. Murad Can hukuk alanındaki çalışmalarını, başarı sırlarını ve hayattaki duruşlarını Klass okurları için anlattılar.

 

 

Nazım Zengin

“Başarı birkaç faktöre bağlıdır. öncelikle inanmak… çünkü inanmak başarmanın yarısıdır. Bu nedenle ne ben ne de Avukat Murad Can inanmadığımız, içimize sinmeyen hiçbir işi asla almıyoruz. Diğer bir faktör, mesleki donanıma sahip olmak, ekip çalışması yapmak, azim ve kararlılık.”

 

Murad Can

“Kimilerine istediğimiz ve aldığımız tazminat miktarları yüksek gözükse de sosyal yaşamda, cemiyet hayatında yer alan, rol model olan insanların ayrı bir yaşam standartları vardır. Boşanmalarının yıpratıcılığı da söz konusu olduğunda aldığımız tazminat miktarlarının normal karşılanması gerekir.”

 

 

Nazım Bey, Türkiye’deki hukuk kariyerinize devam ederken bir ara Brezilya’ya gittiniz. Brezilya’da bulunduğunuz süreçte neler yaptınız?

Nazım Zengin: Brezilya’ya gitme nedenimiz, 35 senedir Brezilya’da yaşayan değerli dostumuz ve aile büyüğümüz Hilmi Görkay’ın ricası üzerine olmuştu.  Hilmi Bey’in Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Antenna Tech ve Ready Chemical şirketlerinin finans ve hukuk departmanlarının yeniden yapılandırılması amaçlıydı. Bunu gerçekleştirdik. Tabi bu arada Türkiye’deki hukuk faaliyetlerimize ortağım Avukat Murad Can’la birlikte aralıksız devam ettik.

 

Brezilya Türkiye arasındaki mesafeyi düşünürsek yorucu olmuştur…

N.Z.: Şüphesiz 16-17 saatlik uçak yolculuklarının yorucu tarafları vardı. Ama mesleğini aşkla yapan insanlarız. Neticede hem Türkiye’de hem de Brezilya’da güzel işler çıkarmış olmak, yeni dostlar edinmek bunu tatlı bir yorgunluğa dönüştürüyor.

 

ünlü bir ceza avukatısınız. Ceza dosyalarının sizde oluşturduğu bir stres oluyor mu?

N.Z.: Size şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Aslında bizim davamız tektir. Hayata dair bitmeyen bir davamız var. Her bir müvekkilimizin hak ve hukuku değerlidir ve önemlidir.  Dosyasını aldığımız kişiler de bunu bilir. Sadece inandığımız davayı alır, sonuna kadar arkasında dururuz. Gerek müvekkillerimiz de gerekse bir şekilde yolu bizimle kesişen insanlar, hayata bakış felsefemizi anlarlar, bize güvenirler.

 

Nazım Bey, Murad Bey ve sizin için “kaybetmek nedir bilmeyen ikili” tanımlaması yapılıyor. Mesleki anlamda başarınızı neye borçlusunuz?

N.Z.: Başarı birkaç faktöre bağlıdır. öncelikle inanmak… çünkü inanmak başarmanın yarısıdır. Bu nedenle ne ben ne de Avukat Murad Can inanmadığımız, içimize sinmeyen hiçbir işi asla almıyoruz. Diğer bir faktör, mesleki donanıma sahip olmak, ekip çalışması yapmak, azim ve kararlılık.

 

Nazım Bey aynı zamanda Sinema-Tv. öğrenimi gördüğünüzü biliyoruz. Bu öğrenimin size ne gibi katkıları oldu?

N.Z.: Avukatların hareket alanı gerçekler ve hukuk kuralları olsa da duygulardan bağımsız değildir. İyi bir hukukçunun çok okuması, gözlemci olması gerekir. Sinema hayal gücünün sonsuz özgürlüğünü sunuyor. Bu bağlamda görsel bir sanat olan sinemanın getirdiği estetik kaygıları önemsiyorum. Yazmış olduğum dilekçelerin okunduğunda zihinlerde adeta bir resim gibi canlanmasını isterim.

 

Murad Bey, kamuoyunun gündeminde olan boşanma davalarıyla ve milyon dolarlarla ifade edilen yüksek tazminatlarla adınız sıkça anılmaya başladı. Sizce de bu rakamlar çok uçuk değil mi?  

Murad Can: Boşanma davaları özel ilgi gerektiren davalardır. Medyatik insanların davaları ise çok daha zordur. Onları ticari şirket birleşmesi veya ayrılığı gibi ele almam. Müvekkillerimiz sürekli objektiflerin önünde olup, toplumun da dikkatle takip ettiği, duygu yoğunluğu olan insanlardır. Bu nedenle özel yaşamlarının zarar görmemesi gerekir. Müvekkillerimizin özel yaşamları, sırları, hak ve hukukları konusunda çok hassas davranıyoruz. Kimilerine istediğimiz ve aldığımız tazminat miktarları yüksek gözükse de sosyal yaşamda, cemiyet hayatında yer alan, rol model olan insanların ayrı bir yaşam standartları vardır. Boşanmalarının yıpratıcılığı da söz konusu olduğunda aldığımız tazminat miktarlarının normal karşılanması gerekir.

 

Murad Bey, yoğun bir tempoda çalışan bir avukat olmanıza rağmen oldukça fit bir görünüme sahipsiniz. Bunun yanı sıra sizi sporcu kişiliğinizle de tanıyoruz. Bu konuda bir kitap hazırlığı içinde olduğunuzu da biliyoruz…

M.C.: Dediğim gibi, gerek aile hukukuna ilişkin meseleler, gerekse ticari davalar oldukça zamanımı alıyor. Ama spor yaşamımın bir parçası ve mesleğimi layıkı ile icra etmemde vesiledir. Uzun yıllardır boks ve fitness yapıyorum. Her sabah 05.00’te kalkıp 5 km. koşuyorum. Spor yapan insanların beslenmeleri de özel olmak zorundadır. Yıllardır edindiğim bilgi ve tecrübeleri anlattığım “Sporcu beslenmesi ve sağlıklı vücut geliştirme kitabım” yakında raflarda yerini alacak. Bir başucu kitabı olacağını ümit ediyorum.

 

Düzgün, fit bir vücuda sahip olmak isteyenlere önerileriniz nelerdir?

M.C.: Yüce önder Atatürk’ün dediği gibi sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Pozitif enerjinin yüksek tutulması gerekir. Sağlıklı beslenme, düzenli spor. Daha spesifik bilgi almak isteyenler çekinmeden beni arasın.

 

Murad Bey sizin için ayrıca iyi giyinen, stil sahibi avukat tanımlaması var.

M.C.: Gerek avukatlık mesleği, gerekse sosyal yaşam iyi giyinmeyi gerektirir. Mesleğim gibi bu konuda da tevazu göstermeyeceğim. Bu konuda da örnek olmak hoşuma gidiyor.

 

Fotoğraflar: Yavuz Kaynar

Mekan: Double Tree By Hilton Piyalepaşa