Fırıldak Ailesi’ni İzleyenler Sinema Salonundan Mutlu Ayrılacaklar

Fırıldak Ailesi’ni İzleyenler Sinema Salonundan Mutlu Ayrılacaklar Fırıldak Ailesi’ni İzleyenler Sinema Salonundan Mutlu Ayrılacaklar

Grafi2000 Prodüksiyon Kurucu Ortağı Varol Yaşaroğlu 3 Şubat’ta vizyona girecek olan animasyon filmleri ‘Fırıldak Ailesi’ni, animasyon dünyasındaki başarılarını ve gelecek planlarını Klass’a anlattı..

“Fırıldak Ailesi’ni İzleyenler Sinema Salonundan Mutlu Ayrılacaklar”

 

TV'de ve internette fenomen olan Fırıldak Ailesi, ilk uzun metrajlı filminde, "Batsın bu Orta Dünya!" sloganı ile Orta Dünya'nın altını üstüne getirecek. Bir tarafta büyülü ormanlar, ejderhalar, tılsımlar... Diğer tarafta ise halay çekip okeye dördüncü arayan Fırıldak Ailesi! Bir gece köydeki tüm kadınların kaçırılmasıyla başlayan macera, Sabri Fırıldak ve arkadaşlarını korkunç yaratıklarla dolu büyülü ormana sürükleyecek. Kadınlarını geri almak için ise kahramanlarımızın kötülerin başı Tarumar ile büyük bir savaşa girmeleri gerekecek. ‘Koca Kafalar ve Koca Kafalarla Baba Haber Bülteni’ ardından ‘Fırıldak Ailesi’ ile hayatımıza giren Grafi2000 Prodüksiyon, animasyon çalışmalarına TV ve internet üzerinden devam ederken hem çocukları hem yetişkinleri güldürmeye devam ediyor. 3 Şubat’ta vizyona girecek animasyon filmleri ‘Fırıldak Ailesi’ ile izleyiciye gülme garantisi veren projenin yaratıcısı ve Grafi2000 Prodüksiyon’un Kurucu Ortağı Varol Yaşaroğlu, BKM iş birliği ile hataya geçirdikleri filmlerine çok güveniyor ve herkesi filmi izlemek üzere sinema salonlarına davet ediyor. Varol Yaşaroğlu, Fırıldak Ailesi’nin kahramanları ile seslendirenlerini, Grafi2000 Prodüksiyon’un yeni projelerini, animasyon sektörünü ve başarılarının sırrını Klass okurları için anlattı.   

“2014 Mart ayında senaryo çalışmalarına başladık. O dönemden beri film üzerinde çalışıyoruz; birçok değişiklikler yapıldı. Geceler boyunca oturduk, çalıştık, senaryolar üzerine tekrar espriler yazıldı. Animasyon çalışmaları oldukça uzun sürdü. Seslendirme aşaması ise bizim en önem verdiğimiz süreç oldu.”

 

“Türkiye’de yabancı çizgi filmlerin seslendirmesinde, animasyon sinema filmlerinde genelde ünlüler kullanılıyor. Bazıları şu yüzden yapıyor: “Burada bir ünlü olsun, PR olsun biz bundan yararlanalım.” Fakat biz pek öyle düşünmedik. Gerçekten tabi ki ünlü bir karakterin getirisi olacaktır ama bizim o karakteri daha da yükseltecek üzerindeki espriyi daha da arttıracak isimlere ihtiyacımız vardı. Seçimlerimizi bu doğrultuda yaptık.”

 

Sizi Grafi2000 Prodüksiyon’un kurucu ortağı, ‘Koca Kafalar’ ve ‘Fırıldak Ailesi’ gibi çok başarılı animasyon çalışmaların yaratıcısı olarak tanıyoruz. Bize öncelikle kendinizden ve animasyon dünyasındaki yolculuğunuzdan bahseder misiniz?

Ben 5 yaşından beri çizen bir adamım. çocukken Pembe Panter’in hastasıydım. Hep “Büyükler çizgi filmlerin değerini bilmiyorlar” derdim. Daha o zamanlar büyüdüğümde de bu çizgi filmleri izleyeceğim ve izlettireceğim diye kendi kendime söz verdim. Büyüdüğümde de kendime verdiğim bu sözü tuttum. İnternetin ilk zamanlarından beri internette animasyonlar yapan ‘Grafi2000.com’ adlı siteyi kuran birisiyim. Orada çok basit animasyonlar yapıyorduk ama milyonları etkilediğimizi gördük. Şu anki şirketimin ortağı Berk Bey o zamanlar yaptıkları işlerle internette fırtınalar estiriyordu. Biz bunu hep devam ettirdik. Kanal D’de Grafi2000 Komedi diye bir program yaptık. Hatta ünlüler konuk oluyordu; Cem Yılmaz, Mazhar Alanson, Beyazıt öztürk gibi herkes o programda animasyon karakterlerle sohbet havasında geçiyordu. Hatta sunuculuğunu yapıyordu. Daha sonra ‘Koca Kafalar’ başladı ve internette fenomen oldu. Sonra bunu rahmetli Mehmet Ali Birand ‘Koca Kafalarla Baba Haber Bülteni’ diye Kanal D’ye taşıdı. Ardından biz Fırıldak Ailesi’ni ortaya çıkarttık. Star Tv’de 13 Bölüm yayınlandı. Fakat biliyorsunuz Türkiye’de bu tarz kısa yapımların reyting alma olasılığı ancak kanalın desteklemesiyle olabilecek bir şey. Aslında iyi de reyting alıyordu. Ancak reklam gelirleri sebebiyle devam edemedik. Fırıldak Ailesine çok güveniyorduk ve yılmadık. Youtube’ta kendimiz Youtube Grafi2000 kanalını açtık. Fırıldak Ailesini oradan yayınlamaya başladık ve sponsor destekledi. Bir sponsor bulduk. Karaca firmasının kardeş bir kuruluşu var ‘Noel Dayı’ adında. Onlar sponsor oldular. Yaklaşık üç sezon internette yayınladık. Fırıldak Ailesi’nin gerçekten fanları oluştu. Artık her şeyi ezbere biliyorlar. Hatta karakterlerin ayrı ayrı fanları oluşmaya başladı. Kimisi Orhan karakterini seviyor, kimi Sabri’yi seviyor. Sabri’yi Bülent Kayabaş’ın bile seslendirdiğini biliyorlar. Bülent Bey rahatsızlandı, artık seslendirememeye başladı. İzleyici yorumlarına bakıyoruz “Neden ses değişti, biz Bülent abiyi istiyoruz” gibi yorumlar aldık. Bu bizim için gerçekten çok mutluluk verici bir durum. Ama şu anki sinema filmimizde de yine Bülent Kayabaş seslendirdi. Ona da çok sevindi izleyiciler. Böyle olunca BKM’nin de dikkatini çekti. Onlarla da görüştük. “Tutmuş bir karakterin üzerinden film yapmak bizim için de elverişli. Onun üzerine gitmek daha doğru” dediler.

 

Türk Sineması animasyon yapımlarda henüz gerekli gelişmeyi kaydedebilmiş değil. Ama siz şu anda BKM ile Fırıldak Ailesi’ni sinemaya taşıyorsunuz. Proje ne aşamada? Karakterleri kimler seslendirecek?

2014 Mart ayında senaryo çalışmalarına başladık. O dönemden beri film üzerinde çalışıyoruz; birçok değişiklikler yapıldı. Geceler boyunca oturduk, çalıştık, senaryolar üzerine tekrar espriler yazıldı. Animasyon çalışmaları bayağı uzun sürdü. Seslendirme aşaması ise bizim en önem verdiğimiz süreçti. Fırıldak Ailesi Star Tv’de dizi olarak yayınlandığında bile biz ilk ses castını yaparken iki ayımızı geçirdik. Doğru sesleri bulmak için çok fazla çaba sarf ettik. çünkü ilk defa bir Türk ailesinin animasyon komedisi yapılıyor. Genelde yabancı çizgi filmler seslendirildiği için oradaki anne-babalar daha farklı konuşuyorlar, daha kibarlar. Bizim Türk ailemizin öyle olmaması gerekiyordu. Daha doğal olması gerekiyordu. İzleyenlerin film içinde kendinden bir şeyler bulmaları gerekiyor. Bülent Kayabaş’ı öyle bulduk. Hatta ben çok da şaşırdım aslında Bülent abi Disney’in Winnie The Pooh karakterlerini de seslendiriyormuş ve benim bundan hiç haberim yoktu. Onlar da bayağı aramışlar en sonunda Bülent abide karar kılmışlar. Baktığınızda çizgi film ama dünyada da böyledir. Ses aslında ilk şarttır. O sesin çok iyi olması gerekiyor. Film başladığında senaryoda belirli tiplemeler var ve tabi ek karakterler var. çünkü film büyük bir proje ve toplamda 90 dakika.

 

“FİLME GİRENLER GERçEKTEN MUTLU AYRILACAKLAR; EPEY GüLECEKLER”

Dünyada ve ülkemizde de animasyon film seslendirenler genelde ünlü isimlerden seçiliyor. Bunun filme bir getirisi olduğu aşikar. Siz de böyle bir seçim yaptınız mı?

Türkiye’de yabancı çizgi filmlerin seslendirmesinde, animasyon sinema filmlerinde genelde ünlüler kullanılıyor. Bazıları şu yüzden yapıyor: “Burada bir ünlü olsun, PR olsun biz bundan yararlanalım.” Fakat biz pek öyle düşünmedik. Gerçekten tabi ki ünlü bir karakterin getirisi olacaktır ama bizim o karakteri daha da yükseltecek üzerindeki espriyi daha da arttıracak isimlere ihtiyacımız vardı. Seçimlerimizi bu doğrultuda yaptık. örneğin savaşı yönetecek bir komutanla bir futbol direktörünün konuşma tarzları aynıdır diye düşündük. Bunun için de Yılmaz Vural Bey’e gittik. O da seve seve yaptı. Mahmut Tuncer’le daha önce çeşitli programlarda mizahi anlamda paslaşırız kendisiyle. Bir fragman yapıp Hollywood filmlerine gönderme yapalım dedik. Mahmut Bey ilk defa İngilizce onun seslendirmesini yaptı. Biz onu internette dolaştırdık ve çok fazla beğenildi. Bundan sonra düşündük ki Mahmut Tuncer’in filmde de rolü olsun. Bayağı filmde karikatürize animasyon haliyle kendini oynadı, seslendirdi. Ve o kadar güzel renk kattı ki filme girenler onunla kahkahalara boğulacaklar. Sonra 3 Adam seslendirme yaptı. 3 Adam’ın seslendirmesine de dünyada bir ilk diyoruz. Şöyle bir espri bulduk ona da ortada 3 adam var fakat 1 tane karakter var. 1 karakteri 3 adam birden seslendiriyor. Karakter bir İbrahim gibi konuşuyor bir Eser gibi konuşuyor bir Oğuzhan gibi konuşuyor. Böyle bir kimlik karmaşası yaşıyor kendi içerisinde. Bunun da esprisini filmde bayağı yaptık. Bu da çok komik geldi insanlara. Murat Boz yine karikatürize tiplemesiyle orada bir şarkı seslendiriyor can alıcı yerinde. Kadınlar matinesi oluyor, orada Murat Boz şarkısını seslendiriyor. O da tam yerine oturdu. Sürpriz isimler var; mesela Tayfun Talipoğlu var yine karikatürize tiplemesiyle. O da işin içerisinde bir belgesel havasında bir sunum yeri var filmin. Orayı seslendirip aynı zamanda da oynuyor. Gerçekten hepsi nokta atış yapıp görevlerini son derece iyi bir şekilde yerine getirdiler. Açıkçası filme çok inanıyoruz çok komik bir film. Biz teaserları yayınladığımızdan itibaren büyük ilgi gördü; şimdi fragman da devreye girdi. Teaser ve fragmanda çok eğleniyor insanlar ama teaser ve fragmanda filmin çok az kısmı görünüyor. Hatta birisi “Filmdeki bütün esprileri gösterdiniz” yazmış. Halbuki bunlar bizim için aslında en esprisiz kısımları diyebiliriz. Filmin çok daha komik yerleri var. Filme girenler gerçekten mutlu ayrılacaklar diye düşünüyorum.

 

Fırıldak Ailesi 3 Şubat’ta vizyona giriyor. Peki, filmden beklentileriniz neler?

Biz elimizden geleni yaptık, bu süreçte çok emek harcadık. Filmden tek beklentimiz; insanların gerçekten gülmek istiyorlarsa teaserlardan da etkilendilerse filme gidip doya doya eğlenmeleri… Rakam olarak bir şey söyleyemem bu seyircinin takdiridir. Tabi ki izlenme oranlarının yüksek rakamlara ulaşmasını çok isterim. Ama bu gerçekten seyircinin takdiridir. Seyirci beğenirse zaten onun notunu veriyor. Ama ben şunu biliyorum ki önemli olan bizim bunu duyurmamız. Filmi duyup da izlemeye gelen insanın sinemadan mutsuz ayrılabileceğine inanmıyorum.

 

 

Filmin konusu:

BATSIN BU ORTA DüNYA!

Filmin konusu: Orta dünyada 4 ayrı köyde 4 farklı canlı türü yaşamaktadır. İnsanlar, cüceler, kediler ve şoparlar. Bir gece herkes uyurken, tüm türlerin kadınları gizlice kaçırılır. Sabah uyandıklarında köylerde hiç kadın kalmadığını fark eden köylüler, önce kadınların dırdırlarından ve problemlerinden kurtuldukları için sevinirler, ancak bir süre sonra, kadınsız bir dünyanın ne kadar zor ve zevksiz olduğunu fark ederler ve bir araya gelerek kadınlarını aramak üzere macera dolu bir yolculuğa çıkarlar. Tüm kadınları kaçıran kişi, Orc'ların başı olan Baş Kötü'dür. Amacı, kadınsız kalan diğer türlerin yavaş yavaş yok olmasını sağlamaktır. Ancak planı istediği gibi ilerlemez. çünkü Sabri Fırıldak ve arkadaşları büyülü iksirin gücünü de kullanarak Baş Kötü'yü alt etmeyi başarırlar.

 

“FIRILDAK AİLESİ GİŞEDE İYİ İŞ YAPARSA BUNUN DEVAM SERİLERİ MUTLAKA çEKİLİR”

Peki, gelecekte Fırıldak Ailesi’nin devamı ya da yeni bir proje fikri var mı?

Fırıldak Ailesi gişede iyi iş yaparsa bunun devam serileri mutlaka çekilir. Grafi2000 Prodüksiyon olarak animasyon konusunda çalışmalarımız sürekli devam ediyor. Mesela Carton Network yabancı bir kanal ilk defa Türkiye’de yerli bir çizgi film yapacağız dediler. Biz onlara Kral Şakir adında bir proje sunduk; birçok şirket arasından bizi seçtiler. 24 bölüm yayınlandı. O da 6-11 yaş grubundaki çocukların fenomeni oldu. Şimdi onun etkinlikleri başlıyor; ilk başta Forum İstanbul’da. Dergisi çıkacak. Onun da ilerdeki sinema filmi hazırlıklarına şimdiden başladık. Onu da yapmak istiyoruz. ‘Trafik İşaretleri’ adında bir projemiz var. Hem de bir sosyal sorumluluk projesi de sayılabilir. Türkiye’de bilindiği üzere trafik konusunda çok ciddi sorunlarımız var. Biz çocukların hem eğlenebilecekleri hem de trafik kurallarını anlayabilecekleri ‘Piktus’ adında bir proje ürettik. Trafik işaretlerine genel olarak piktogram deniliyor. O trafik işaretlerinin canlandığını düşünün. Onlar canlanıp bizim karakterlerimize dönüşüyorlar ve onların maceraları oluyor. Gerçekten evrensel bir proje. Dünyanın her yerinde trafik işaretleri var. Artık o trafik işaretlerine bakanlar ‘Piktus’ları hatırlayacaklardır’ diye bir sloganımız var. Onun dışında Youtube’ta Grafi2000 kanalımız var, ‘Grafi2000 çocuk’ diye bir kanal daha açtık. Bu çocuk filmleri özellikle çok yükseliş trendinde. Bir örnek daha vereyim; biz Kanal D’de ‘çocuk Ali ile Mikrop Necati’ diye bir maceraya başlamıştık. 8 bölüm falan yayınlandı. Şu anda Youtube’ta bir videosu 15 milyon izlenmiş. Ve mesela birisine soruyorum beğeniyor musunuz diye, çocuklarının ‘çocuk Ali ile Mikrop Necati’ sayesinde diş fırçalamayı öğrendiklerini söylüyorlar. Aslında bu da sosyal sorumluluk projesi olmuş sayılıyor. çok didaktik olma yolunda da değiliz. çünkü çocuklar özellikle de yeni jenerasyon çok fazla didaktik şeylerden hoşlanmıyorlar. Dişlerini fırçala, erken yat gibi direktif emirlerden de hoşlanmıyorlar. Onlar aslında gördüklerinden etkileniyorlar ve işin içindeki o mizahtan hoşlanıyorlar. Yani siz mizahla eğlenceyle çocuğu çekerseniz çocuk o içeriğe bayılıyor zaten. Ve bilinç altında da bir şeyler öğretiyorsanız bence en doğru yol bu. Yani çocuk ‘Bunu yapmalısın, bunu öğrenmelisin’ yapısında değil. O yüzden eğlendirmeye güldürmeye devam edeceğiz. ‘Kral Şakir’ de öyle. çocuk izliyor ve yanındaki büyük de o mizahtan etkilenerek izleyebiliyor. Fırıldak Ailesi de öyle. Fırıldak Ailesi, espri tarzıyla çocuklar, teen-age, üniversite kesimi, büyükler derken epey geniş bir kesime hitap ediyor. Bence sinema tarzı da öyle olmalı. Şimdi Disney bunu yapıyor. Sonuçta çocuk gitmek istiyor ama yanında ebeveyni de gidiyor. Ama ebeveyn o filmden sıkılırsa aslında o zaman da doğru bir şey yapılmamış oluyor. Hepsinin hoşlanıp filmden mutlu ayrılmaları gerekiyor. Bizde sinema filminde biraz buna özen gösterdik.

 

Peki, Fırıldak Ailesi Türkiye’deki animasyon sektörüne nasıl bir fayda sağlayacak sizce?

Gerçekten gişede iyi bir başarı elde edilirse bu animasyon sektörü için çok önemli bir şey. çünkü biz aslında bu filmi yaparken çok aşırı büyük bütçelerle çalışamadık. İçeriği çok önemsedik. Biliyorsunuz ki bu sektör çok pahalı bir sektör. Yurtdışında bu filmler milyon dolarların üzerinde ortaya çıkıyor. Bu film iş yaparsa bu sefer yatırımcı “Demek bundan böyle bir sonuç alınabiliyor. Büyük gişeler yapılabiliyor” diyecek ve o zaman yatırımcı para yatıracak. Ve bu sektörü çok canlandıracak. Aslında şu an birçok firma; örneğin TRT çocuk çok animasyon aldı ve birçok animasyon şirketi kuruldu. Değişik şirketler kuruldu. Bunların hepsi onların yarattığı karakterlerdi. Artık sinemaya taşımaya başladılar. Değişik animasyon filmleri artık Türk yapımları sinemalarda boy göstermeye başladı. Ama böyle aşırı boyutta ciddi bir başarı elde edilmedi. çok ciddi bir başarı elde edilirse o zaman “film böyle yapıldığında ciddi başarılar elde edilebiliyormuş” olacak. O zaman sektörde büyük bir canlanma olur. Ama ben ve ekibim çok sevdiğimiz bir işi yapıyoruz ve işimizi yaparken çok gülüyoruz. şunu düşünüyorum en önemlisi de bu biz sevdiğimiz işi yapıyoruz ve güldüğümüz bir işi yapıyoruz. Bu da seyirciye geçerse bence bu iş olur diye düşünüyorum.