“F” Vitamini Olmadan Asla

“F” Vitamini Olmadan Asla “F” Vitamini Olmadan Asla

Ankara’da yükseliş kolejinde okuduğum yılların ayrı bir yeri vardır yaşamımda. O yılları hatırladığımda gözümün önüne çok güzel ve çok zarif bir genç kız gelir…Ankara'nın en güzel genç kızlarından biri olan sevgili Leyla Moltay Mardin.Hala son derece zarif, güzel ve şıktır. Onu sosyal medyadan da zevkle takip ederim…Leyla'dan gelen bir mesaja bayıldım ve sizinle paylaşmak için heyecanlandım.Dr. Mehmet Öz’e göre, sağlığımız için olmazsa olmazlardan biri “F” vitamini! “F” FRİENDS’den (arkadaş) geliyor! Ve faydaları say say bitmiyor . :)

Yapılan araştırmalara göre, güçlü sosyal iletişimde olmak çok önemli bir etken. Depresyona girme riskini azaltıyor. ölümcül krizlerin oluşmasını engelliyor. Düzenli F vitamini kullanmak yaşınızdan 30 yaş daha genç hale getiriyormuş! İşte buna bayıldım sevgili okur! Abartılı bir yaklaşım olsa da gerçeklik payı büyük. Mehmet öz'ün sosyal iletişimin önemini vurgulayarak yaptığı tespit doğru ama eksik. Derinliği olmayan sosyal ilişkiler yeterli derecede mutlu etmez ve gençleştirmez… 

Asıl olan sosyal hayatınızdaki kişilerle kurabildiğiniz gönül iletişimi yani sevgidir. Sevmek ve Sevilmek ortak bir özlem ve ihtiyaçtır. Sevgi sadece bir duygu değildir. Kaynağı Yaradan olan en etkin fiziksel güçtür. Gençliğin, sağlığın pınarı buradadır... Berrak bir gönülden berrak bir gönle akan sevginin muhteşemliği tarife sığmaz. Dostlarınızla kurduğunuz sevgi bağı muazzam bir alışveriştir. Paha biçilemez. Ruhunuzu besler-sizi geliştirir-güzelleştirir-hücrelerinizi onarır ve yeniler. Gerçek dostlarınızın kıymetini bilmelisiniz... Ben bu konuda şanslı olanlardanım. Yalnız unutmamak gerekir ki şans kapıyı her zaman çalmıyor. Kıymet bilmek gerekiyor. çünkü sevginin gereği olan eylemler yapılmıyorsa dostluklar uzun süre devam edemez. En başta saygı, anlayış, affedebilmek, paylaşmak, olduğu gibi kabul edebilmek gelir. Dostlar birbirini yargılamaz... Sevgiyle kuşatır... Uyarıları sadece sizin iyiliğiniz içindir. Güvenmek omurgasıdır dostluğun... İyi günde- kötü günde ve her şartta. Koşarak özleyerek gittiğiniz can dostlarınız varsa gençlik pınarındasınız demektir...

“F” Vitaminim olmadan asla diyorum ve noktayı koyuyorum.!! ...)))))

 

YENİLGİ RUHUNUZU TESLİM ALMASIN!.. 

Yaşadıklarımın ruhumu ele geçirmeye çalıştığı çok zor dönemlerim oldu. Başıma ne gelirse gelsin ruhumu nadide bir çiçek gibi korumaya çalıştım. Nasıl yaptığımı çözebilmiş olamasam da!!..)) Galiba bazı formüller işe yaradı...

Allah’ın yardımı kesin ama ben de galiba azimli bir öğrenciyim şu dünya okulunda.! Yaşadığım hiçbir şeyi es geçmiyorum... üzerinde bayağı kafa yoruyorum. Sorumluluğu karşımdakine atmak gibi bir yanlışa düşmemeye (!) çalışıyorum. Canım yandığında bazen bu yanlışa düşsem de rotayı kendime çevirebiliyorum. Kendime yönelip yanlışımı ve niye bunları yaşadığımı bulma çabam doğru bir adım. çünkü hem olayların hem karşımdakinin menfi etki alanından uzaklaşabiliyorum. Düşüncelerim farklı alanlar arasında dolaşıyor tek bir noktaya demir atmıyor.  Böylece ruhum nefes alıyor, tünelin sonundaki aydınlığa doğru yürüyor. Yaşadığımız hayal kırıklığı ruhumuza yenilmişliğin acısını da ziyadesiyle yaşatıyor. Pişmanlıklar, keşkeler, öfkeler, suçlamalar veya suçlanmalar art arda geliyor. Genellikle olayları gereğinden fazla büyütmeye, çokça paylaşmaya meyilliyiz.  Paylaşınca hafifliyoruz ama konuştukça acımızın tazelendiğini fark etmiyoruz!  Ben de sizler de psikolojik olarak derdimizi paylaştığımızda onaylanmak isteriz! Haksızda olsak, makul düşünemediğimiz için onaylanma isteğimiz değişmez.  Sizi yeterince dinlemeyen, anlamaya çalışmayan birine açılmak berbat bir şeydir… Bu konuda dikkatliyim ve seçiciyim. Dostlarımdan yana şanslıyım şükürler olsun.

Yaşadıklarımızın ruhumuza verdiği yenilgi hissinden kurtulmak bize bağlıdır… öncelikle düşüncelerimizi yönetebilme becerimizi geliştirmeye çalışmalıyız.

Bize yapılanlara yönelmek, sürekli dert yanmak bizi iyi bir yere vardırmaz. çözüm net: Kendinizi her halinizle kabul edin sevin, tek ve özel olduğunuzu bilin. Emin olun; siz istemedikten sonra hiçbir olay veya kişi ruhunuzu teslim alamaz.  Yaşanılan acı tecrübelerin nedeni, seçimlerimizden veya hatalarımızdan da olabilir. Tekamülüm için gerekliydi yaşadım dersimi aldım der, geçersiniz karşı kaldırıma.!!..