Conax Su Arıtma Sistemleri Sayesinde Sebzeleri pH’ı Yüksek Su İle Yıkayabiliyorsunuz

Conax Su Arıtma Sistemleri Sayesinde Sebzeleri pH’ı Yüksek Su İle Yıkayabiliyorsunuz Conax Su Arıtma Sistemleri Sayesinde Sebzeleri pH’ı Yüksek Su İle Yıkayabiliyorsunuz

Conax Su Arıtma Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Fırat Karabalık, 2019 yılı çalışmalarını ve yeni yatırımlarını Klass’a anlattı...

Conax Su Arıtma Sistemleri, insan vücudunun ihtiyacı olan ve Dünya Sağlık örgütü ile Dünya Su örgütü’nün belirlediği değerlere sahip suyu müşterilerine sunuyor. Yerli üretime önem veren ve yaptıkları çalışmalar ile dünya teknolojisini yakından takip eden Conax Su Arıtma Sistemleri, yurtiçi ve yurtdışındaki yatırımları ile ilk günden bugüne sürekli büyüyen bir grafik çiziyor. Anadolu’daki distribütörlüklerini arttırarak Türkiye’deki tüm bölgelerde yer almayı hedeflediklerini belirten Fırat Karabalık, 2019 yılı çalışmalarını ve yeni yatırımlarını Klass’a anlattı.


 

“Yeşilliğinizi arıtma cihazıyla yıkadığınızda tamamıyla temiz hatta pH’ı yüksek bir suyla sebzenizi yıkıyorsunuz. çay da bu şekilde… Arıtma su ile yapılan bir çayla ambalajdaki su veya çeşme suyuyla yapılan çay arasında çok bariz bir fark ortaya çıkıyor.”

 

“Biz Sultangazi Spor Kulübü’nü alırken sadece futbol şubesi vardı. Atletizm şubesini kurduk. Atletizmde hemen olumlu sonuçlar almaya başladık ve Balkan Şampiyonu olduk. Bunun dışında atletizm branşında milli takıma sporcu verdik. Şimdi basketbol şubesini ve uzak doğu sporlarıyla ilgili bir şube açıyoruz. Sultangazispor sadece futbolla değil tüm spor dallarıyla anılacak bir kulüp haline gelecek.”

 

Fırat Bey, Conax olarak kuruluşunuzun ilk gününden bugüne kadar sürekli büyüyerek kendini geliştiren ve yeni hedefler koyan bir yapıya sahipsiniz. 2018 yılında Conax olarak ne gibi çalışmalar yaptınız ve sizler için nasıl bir yıl geçti?

2018 yılında Conax yerli üretim ile ilgili çok ciddi yatırımlar yaptı. Manisa’da 10 bin metrekare olan fabrikamızı faaliyete geçirdik. Yeli üretimimizi 2018’in sonunda yüzde 85’e çıkarttık. Şu an ürettiğimiz ürünlerin yüzde 85’i yerli oldu. İthalat ürünleri minimuma indirdik. 2018’de ülkemizde olan döviz dalgalanması hedeflerimizde gecikme yaşamamıza sebep oldu. çünkü 2018 sonunda %100 yerli üretim hedefi koymuştuk. Ama bunu 2019’da inşallah faaliyete geçireceğiz. İhracat çalışmalarımız da hız kazandı. Almanya Bochum’da Conax’ın Avrupa şubesini açtık. Cezayir’e distribütörlük verdik. 2018’i genel olarak toparlarsak Conax için iyi bir yıl oldu diyebiliriz.

 

“TüRKİYE’DEKİ TüM BöLGELERDE YER ALMAYI HEDEFLİYORUZ”

2019’a nasıl başladınız ne gibi yeni projeler hayata geçirdiniz?

2019’da bir önceki yılda eksik olarak bıraktığımız yerli üretimini tamamlamak istiyoruz. Anadolu’da distribütörlüklerimizi oluşturacağız. Şu an üç tane distribütörlüğümüz var. Ege Bölge Müdürlüğü’nü İzmir’de hayata geçirdik. Bunun yanı sıra Akdeniz Bölge Müdürlüğü ile Doğu ve Güneydoğu Bölge Müdürlüğümüzü kurduk. 2019’da İç Anadolu, Karadeniz ve Trakya Bölge Müdürlüklerimizi kurmayı hedefliyoruz.

 

“SU İHTİYACI OLAN HER ALANA UYGUN CİHAZLAR üRETİYORUZ”

Cihazlarınız hakkında biraz bilgi almak istersek, ne tür cihazlarınız var?

Biz sadece evsel içme suyu cihazları üretmiyoruz. Endüstriyel ürünler de üretiyoruz. Kafelerde, restoranlarda, pastanede, fabrikada yani su ihtiyacı olan her alana uygun cihazlar üretiyoruz. Meyve ve sebzelerin özellikle yeşilliklerin mutlaka bir arıtmayla yıkanması lazım. Şebeke suyu ile yıkıyorsunuz ama klor ve şehir şebekesinin içinden gelen mikroplar yine sizin o yeşilliklerinizin üzerinde kalıyor ve onu yiyorsunuz. Böyle bakınca bir şey değişmemiş oluyor. Pazarda, serada değen elleri yıkıyorsunuz ama yine o mikroplu suyla yiyecekleri yıkayıp yemiş oluyorsunuz. Yeşilliğinizi arıtma cihazıyla yıkadığınızda tamamıyla temiz hatta pH’ı yüksek bir suyla sebzenizi yıkıyorsunuz. çay da bu şekilde… Arıtma su ile yapılan bir çayla ambalajdaki su veya çeşme suyuyla yapılan çay arasında çok bariz bir fark ortaya çıkıyor. Biz villalar için ayrıca bir sistem yapıyoruz. Piyasada satılan 30-40 liralık çamaşır makinelerinde kireç çözücü ürünleri kullanmaya gerek kalmıyor. çünkü o ürün de kanserojen. O ürünle bulaşık ya da çamaşır yıkadığınızda durulamak için yaklaşık 70 litreye yakın temiz su gerekiyor. çünkü o klor ve kireç anca temizlenebiliyor. Ama eğer müstakil bir ev ise ve yer uygunsa bina girişine bir sistem kuruyoruz, o ürünü kullanmanıza gerek kalmıyor, 70 litre su da boşa gitmiş olmuyor. Kanserojenli kimyasal bir şeyde kullanmamış oluyorsunuz. Saf su ile bulaşığınızı ve yiyeceklerinizi yıkıyorsunuz. Daire sayısı fark etmeksizin büyük sitelerin girişlerine de müdahale edebiliyoruz. Yani şebeke suyunun saatinden hemen sonra kurduğunuz sistemle kireci, kloru, pası, kiri tamamen temizliyoruz. Bu suyu daha temiz hale getiriyor. Ama içmek için mutlaka tezgah altı sistemin olması gerekiyor.

 

Röportaj: Erdi Kartal

Fotoğraflar: Mert Can Alşahin

Devamı ve daha fazlası Klass Magazin Nisan sayısında..