CNR Avrasya Boat Show Kapsamında “Kadın, Spor ve Deniz” Paneli Düzenlendi

CNR Avrasya Boat Show Kapsamında “Kadın, Spor ve Deniz” Paneli Düzenlendi CNR Avrasya Boat Show Kapsamında “Kadın, Spor ve Deniz” Paneli Düzenlendi

CNR Avrasya Boat Show kapsamında gerçekleştirilen ‘Kadın, Spor ve Deniz’ panelinde bir araya gelen ünlü isimler, kadınların erkeklerden daha başarılı olduğu mesajını verdi. Ünlü manken ve sörfçü Çağla Kubat, “Dünyada ilk 10 isim arasında kadın sporcular bulunuyor. Artık erkekler kadınların gerisinde kalıyor” dedi.

 

Panelin moderatörü yapan Yrd. Doç. Dr. Ebru Güzel, denizlerde erkek egemenliği düşüncesini kırmak istediklerini söyledi. Türkiye’de kadın ve kadın sporcu olmanın zorluğunu değinen Birgül Erken, “Bu yıl bisikletle su altında en uzun mesafeyi kat ederek Guinness Rekorlar Kitabı’na adımı yazdırmayı hedefliyorum” diye konuştu.
 

 

Dünyanın ikinci en büyük tekne ve yat fuarı Uluslararası Deniz Araçları, Ekipmanları ve Aksesuarları Fuarı (CNR Avrasya Boat Show) kapsamında düzenlenen etkinlikler tüm hızıyla sürüyor. CNR EXPO Yeşilköy’de devam eden ve CNR Holding kuruluşlarından Pozitif Fuarcılık ile Deniz Endüstrisini ve Denizciliği Geliştirme Derneği (DENTUR) iş birliğinde organize edilen fuar kapsamında ‘Kadın, Spor ve Deniz’ paneli gerçekleştirildi.
Moderatörlüğünü Yrd. Doç. Dr. Ebru Güzel’in yaptığı ve ünlü manken ve rüzgar sörfçüsü çağla Kubat, Sabine Dedeoğlu, Birgül Erken, Deniz İrengün, Neslihan Karayel, Selma Rodopman, Esra Tekkaya’nın katıldığı panelde kadınların gözünden deniz anlatıldı.
Deniz ve denizciliğin erkek egemen bir toplumu yansıttığına değinen moderatör Yrd. Doç. Dr. Ebru Güzel, deniz ve denizcilik sektöründe erkek egemenliği düşüncesini kırmak ve kadınlara deniz sporlarını sevdirmek için ‘Kadın, Spor ve Deniz’ panelinde bir araya geldiklerini söyledi.

 

“Erkekler kadınların gerisinde kalıyor”
Deniz tutkusunun çok küçük yaşlarda başladığını ifade eden ünlü manken ve rüzgar sörfçüsü çağla Kubat, ailesinin kendisini sürekli spora teşvik ettiğini kaydetti. Kubat şöyle devam etti:
“Hemen hemen bütün sporları denedim. Ama kalbim rüzgâr sörfüne kapıldı. Miss Turkey’e katıldım, dizilerde oynadım ama sporu asla bırakmadım. Dünya olimpiyatlarında Türkiye’yi Türk kadınını tanıtma fırsatı yakaladım. Dünyada kadın sporcular ilk 10 arasında yer alıyor. Erkekler kadınların daha gerisinde kalıyor. Kadınlar farklı ülkelerde farklı denizlerde antrenman yapıyor. Erkekler ise sponsorluklarını daha iyi ekipmanlara harcıyor. Biz kadınlar deniz tutkumuz için kilometrelerce yol gitmeyi göze alabiliyoruz. Bu da başarımıza yansıyor.”

 

“Bisikletle su altında en uzun mesafeyi kat edeceğim”
‘Su kadınları’ olarak bir araya geldiklerini belirten Birgül Erken, Türkiye’de kadın ve kadın sporcu olmanın oldukça zor olduğunu dile getirdi. Su altı fotoğrafçısı iken ‘serbest dalış’ sporu ile yolu kesişen Erken, “Serbest dalış ile tanıştıktan sonra spora uygun yaşamaya başladım. Günde en az 3.5 saat suda ve karada spor yapıyorum. Sporu, meditasyon ve nefes çalışmaları ile de destekliyorum. Ayrıca Guinness Rekorlar Kitabı’na adımı yazdırmaya hazırlanıyorum. Bu yıl içerisinde bisikletle su altında en uzun mesafeyi kat ederek Türkiye’yi ve adımı dünyaya duyuracağım” dedi.

 

“Kadın dayanışması, güzel bir sinerji yaratıyor”
Doğumunda bir gün öncesine kadar su kayağı dersleri veren Deniz İrengün, deniz sporlarında hakemlik kariyerine kadar yükseldiğini vurguladı. İrengün, “Kadınlar birçok atılımda daha cesur ve yenilikçi. Kadınlar bir arada daha dayanışma içerisinde çalışıyor ve ortaya güzel bir sinerji çıkıyor. Tıpkı Neslihan, Sabine ve benim önderliğimde doğan Uluslararası Yelken Kadınlar Haftası gibi” açıklaması yaptı.

 

“Erkek ve kadın eşitliği için 200 yıl gerekiyor”
Yelken sporu ile 2001 yılında Bodrum’da tanışan Neslihan Karayel da “Yelken sporu ile tanıştıktan sonra bu benim için bir hobiye dönüştü. Ardından denize ilgim daha da arttı ve açık deniz yat kaptanı oldum” dedi. Kadınların erkeklere göre daha titiz ve daha çalışkan olduğunun altını çizen Karayel, “Ancak öğretilmiş bir çaresizlikle yetiştiriliyor. Yapılan bir araştırmaya göre erkek-kadın eşitliğinin olabilmesi için 200 sene daha geçmesi gerekiyor. İzlanda’da artık aynı pozisyonda çalışan erkek ve kadınlar aynı maaşı alıyor. Bizim de bu konuda çalışmalar yapmamız gerekiyor. Biz de kadınlar olarak farkındalık yaratmak için Uluslararası Yelken Kadınlar Haftası’nı hayata geçirdik. Bu seneki sloganımız ise Kırmızı Yelken…”

 

“Deniz, disiplin işidir, şakası olmaz”
Yelken eğitmenliği yapan Sabine Dedeoğlu ise doğup büyüdüğü Almanya’da çocukların istediği sporu yapabildiğini dile getirdi. Dedeoğlu, “Ben de bütün sporları denedim. Ancak kalbim aile sporumuz olan yelkende kaldı. Yelken sporunu öğrenmek isteyenlere de eğitimler veriyorum. Ama Alman disiplini ile çalıştığım için beni ters biri olarak görüyorlar. Oysa ki ben işimi ciddiye alıyorum. çünkü denizin şakası olmaz.”

 

“Başarının kadını-erkeği olmaz”
Fenerbahçe Doğuş Yelken Şube Sorumlusu Selma Rodopman, yelkenin doğa ile uyumlu bir spor olduğunu kaydetti. Rodopman, “Toplam 530 lisanslı öğrencimiz var. Sporcu sayısı yükseldikçe başarıya giden yolda önümüz açılıyor. Bir sporcunun yılda 300 gün antrenman yapması gerekiyor. Bu 300 günün 200 günü ise denizde geçiyor. Başarının kadını erkeği olduğunu düşünmüyorum. Kim daha çok çalışıyorsa o başarılı oluyor” değerlendirmesinde bulundu.

 

“Spor ailede başlar”
Deniz sporlarındaki başarısının yanı sıra mimar ve blog yazarı da olan Esra Tekkaya, her şeyin ailede başladığını söyledi. Tekkaya şunları söyledi:
“Hem spor hem de deniz tutkusu ile büyütüldüm. Yelkencilik de benim kaçınılmazımdı. üniversite tercihlerimde hep denizi olan şehirleri yazdım. Kocaeli’nde üniversiteye başladım ve ilk işim yelken kulüpleri aramak oldu. Eşimle de bu sayede tanıştık. Şimdi ise eşimin adına kurduğumuz denizcilik şirketinde 20 kişiden oluşan ‘Team Leadies First’ isimli bir ekibim var. Birçok yarışlara katıldık ve ödüller aldık. Hedefimiz Türkiye’de yelkenciliği geliştirmek ve yaygınlaştırmak.”