CESARET VE GÜVEN BANA BABAMDAN KALAN BİR MİRAS

CESARET VE GÜVEN BANA BABAMDAN KALAN BİR MİRAS CESARET VE GÜVEN BANA BABAMDAN KALAN BİR MİRAS

Biz Klass ekibi olarak her ay yoğun bir şekilde çalışır ve özellikle her ayın son haftası yoğunluğumuzu kat kat arttırır, uzun süren mesailerle işimizin başında oluruz. Bu yüzden ekipteki herkes bu son haftalarının yoğunluğuna göre hareket ederek tüm işlerini bu günlerde rahat etmek üzere kurgular. Hatta evlenecekleri tarihi bile bu haftaya göre ayarlayan arkadaşlarım olmuştur. İşte biz her ay böyle bir armonide çalışır dururuz. Ama bundan tam sekiz yıl önce yine dergimizin son haftası dediğimiz ve tam konsantre çalıştığımız bir zamanda telefonum çaldı ve duyduğum haberle apar topar memleketime gittim. Çünkü babam hayata gözlerini yummuştu…

Size daha önce de bahsettim. Ben çocuk denecek yaşta ailemin yanından ayrıldım. Ailemden uzakta eğitimimi tamamladım ve tek başıma ayaklarımın üzerinde durarak hayatımı sürdürdüm. Annemin dualarını her zaman bir kalkan gibi dört bir yanımda hissederken babamın ise bana duyduğu güveni ve verdiği cesareti daima arkamda itici bir güç olarak gördüm. Bu yüzden de adımlarımı atarken korkmadım, çekinmedim. Biliyorum ki babam o güzel gözlerini kapattığı ana kadar benimle gurur duydu. Ve hala da duyuyordur. çünkü ben onun bana verdiği cesareti ve duyduğu güveni hala sırtımda hissediyorum. Biliyorum ki babamın bana bıraktığı en büyük miras cesaret ve kendine güvendir… Biliyorsunuz bende babayım. İki tane dünya tatlısı evladım var. Onları her zaman bir şeyleri yapmaları için cesaretlendirdim. İstiyorum ki inandıkları ve hedefledikleri ne varsa o uğurda adım atarken çekinmesinler. Sonu hüsran olabilir ama yaşasınlar. İşte bende istiyorum ki babamın bana bıraktığı cesaret ve kendine güven mirası benden de oğullarıma geçsin.

 

Canım babamın mekanı cennet olsun ve Allah babasını kaybeden tüm çocuklara sabır versin. Babaları Günü’nü babalarıyla kutlayabilme şansı yaşayan çocuklar, buradan size söylüyorum bu anın kıymetini bilin, ona sımsıkı sarılın…

 

Sanırım biraz duygusal bir giriş oldu ama benim için Babalar Günü 2009 yılından bu yana pek bir duygusal geçer. Hep derim, sevdikleriniz yanınızdayken kıymetini bilin. İşte ben 2009 yılından beri öyle yapıyorum. Güzellikleri sevdiklerimle paylaşarak büyütüyor acılarımı ise yine sevdiklerimle paylaşarak küçültüyorum. Belki de mutlu bir insan olmamın sırrı budur.

 

Gelelim Haziran sayımıza… Mayıs inanılmaz yoğun bir aydı. Malum Ramazan ayına eriştiğimiz şu özel günler öncesinde ve yaz mevsimine resmen giriş yapmamızla birlikte tüm davetler, törenler, açılışlar Mayıs ayına denk geldi. Ben ve ekibim hemen hemen tüm davetlere yetişmeye ve Klass farkıyla sizlere sunmaya özen gösterdik. Yine farklı sektörlerden başarıya ulaşmış birçok isimle röportajlar yaptık. Biz bu röportajlar sayesinde bilgimize bilgi kattık, umarım sizde keyifle okursunuz. Babalar Günü içinse dergimize çok özel bir adamı üç oğluyla birlikte konuk ettik. Türkiye’nin önde gelen markalarından Hotiç’in kurucusu Serdar Hotiç yakışıklı oğullarıyla kurduğu baba-oğul ilişkisini anlatırken Efecan Hotiç ve Kerem Hotiç’in babaları için söylediği duygusal kelimeler dergimiz sayfasında vücut buldu. Röportajın çekimi ise çok keyifli oldu. Hele ki 60’lık delikanlı Serdar Hotiç’in bisiklete binerek poz verdiği anlar unutulmazdı. Kısacası çok yoğun geçen ama keyifle çalıştığımız kocaman bir ayı daha geride bıraktık.

 

Yeni bir aya umutla girerken neredeyse Haziran ayının tamamına denk gelen Ramazan-ı Şerif’i ruhen ve bedenen arınıp huzurlu bir şekilde tamamlamamızı dilerim. Bu mukaddes ayın ülkemize huzur ve ferahlık getirmesini ve üç günlük Ramazan bayramının ise bizleri barış ve mutlulukla buluşturmasını dilerim. Haziran ayında da

 

Klass alın, Klass Okuyun, Klass Olun…