2023 Yılında İlk 5 Mobilya Ülkesinden Biri Olacağız

2023 Yılında İlk 5 Mobilya Ülkesinden Biri Olacağız 2023 Yılında İlk 5 Mobilya Ülkesinden Biri Olacağız

MOBSAD Başkan Vekili Cüneyt Yanıkçıoğlu MOBSAD’ın faaliyetlerini, 2023 hedeflerini ve İMOB 2017 hazırlıklarını Klass’a anlattı...

“Mobilyanın hayatımızdaki yerinin farkında mısınız?” sloganıyla 11 yıl önce kurulan MOBSAD (Mobilya Sanayi İş Adamları Derneği), Türk tasarım mobilyanın dünyada giderek trend olmasını sağlamaya yönelik çalışmalar yapıyor. MOBSAD Başkan Vekili Cüneyt Yanıkçıoğlu, sektördeki hedeflerine her geçen gün biraz daha yaklaştıklarını ifade ederek, “Artık dünyada İtalyan mobilyası değil, Türk mobilyası konuşulacak” diyor. MOBSAD olarak bugüne kadar çok büyük işlere imza attıklarını ve her geçen yıl daha da büyük başarılar elde edeceklerini çünkü bunun için gerekli alt yapıyı oluşturduklarını ve devlet desteğini de arkalarına aldıklarını söyleyen MOBSAD Başkan Vekili Cüneyt Yanıkçıoğlu, Türk mobilya sektörünün hızla artan ihracat hacmini, MOBSAD’ın faaliyetlerini, Ar-Ge çalışmaları konusunda oluşturdukları güç birliğini, 2023 hedeflerini ve IMOB 2017 için yaptıkları hazırlıkları Klass okuyucuları için anlattı. 

 

  • “MOBSAD, ülkemizin en önemli sektörü olma potansiyelini barındıran mobilya sektörünün gücünü ortaya çıkartmayı ve Türk mobilya sektörünün önünde bakir bir alan olarak duran dünya mobilya pazarının kapılarını sonuna kadar Türk mobilyacılarına açmayı hedeflemektedir.”

 

  • “Sektörümüz 13 yıldır dış ticaret fazlası veriyor. 2015 yılında 1 milyon Doları aşkın ihracat yapan firma sayısı 400 iken, bu yıl 571 oldu. Yine 202 gümrük noktasına ihracat yaptık. Libya, Irak gibi ülkelerde düşüş yaşarken, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere ihracatı arttırıp pazarı çeşitlendirdik.”

 

  • Avrupa mobilyasına çok meraklı olan çinliler, İtalyan markalarını pahalı buluyorlar. Bu yüzden Türk mobilyası kalite ve tasarım anlayışı olarak onlara istediklerini daha uygun fiyata veriyor”

 

Cüneyt Bey bize öncelikle MOBSAD hakkında bilgi verir misiniz? Sektör adına ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

MOBSAD, sektörün sorunlarını yakından bilen ve bu sorunların çözümünü mobilyacıların birlik ve beraberliğinde arayan 18 mobilyacı tarafından Haziran 2006 tarihinde kurulan bir sivil toplum oluşumudur. MOBSAD, ülkemizin en önemli sektörü olma potansiyelini barındıran mobilya sektörünün gücünü ortaya çıkartmayı ve Türk mobilya sektörünün önünde bakir bir alan olarak duran dünya mobilya pazarının kapılarını sonuna kadar Türk mobilyacılarına açmayı hedeflemektedir. MOBSAD, bugüne kadar tekstil ve otomotiv gibi sektörlerin gerisinde kalan mobilya sektörünü, Türk ekonomisinin parlayan yıldızına dönüştürmek; küçük ve orta ölçekli işletmeleri bir araya getirerek ihracat, pazarlama, tasarım ve Ar-Ge çalışmaları konusunda önemli bir güç birliği oluşturmak ve Türk mobilya sektörünü artık uluslararası pazarlarda gerçek bir ‘marka’ haline getirmek için yola çıkmıştır. 12 yıldır CNR EXPO’da düzenlenen İMOB fuarına katılıyoruz. Fuar kapsamında her yıl gençlerimizin önünü açmak, Türk mobilyasının tasarım gücünü arttırmak için üniversite öğrencilerine tasarım yarışmaları düzenliyoruz. Bunun dışında federasyonumuz MOSFED çatısı altında çin, Hindistan gibi Türkiye’nin yeni mobilya pazarları olan lokasyonlarda düzenlenen fuarlarda yerimizi alıyoruz. 3 ayda bir çıkardığımız M-Live dergisi ise, dekorasyon alanında en çok okunan dergilerden bir tanesi. MOBSAD’ın 2006 yılından beri sektörde belli bir çizgisi bulunuyor. Yapılan fuar, dergi, sosyal sorumluluk projeleri gibi her değerli faaliyeti sürdürüp geliştiriyoruz. MOBSAD üyeleri, “Haute couture tasarımcılar ve usta terzilerdir…” Yani hem tasarımın hem de el emeği, kişiye özel üretimin bayraktarlarıdırlar. Peki, bu grup diğer mobilyacılardan farklı ne yapar? Bir kere dünyanın dört bir yanındaki otel, tatil köyü, şato, villa, rezidans, meclis ve bakanlık binaları gibi farklı projelerin arkasındaki görünmeyen güçtür. Zaman zaman ülkemizin gururu inşaat firmalarımızla ortak, bazen ise alt yüklenici olarak göğüs kabartan tablolara imza atarlar. Daha da önemlisi her altına girdikleri projenin sonunda Türk mobilyası algısının pozitif anlamda güçlenmesine katkı sağlarlar. Bu grup, 71 üyesiyle ülkemizde yaklaşık 5.000 perakende noktasına ulaşırken pek azında tabelasını kullanıyor. Zira grubun çoğunluğu sadece toptan üretime odaklanmış firmalardan oluşmaktadır. Nitekim 100 milyon dolar civarındaki ihracat miktarımızın bir kısmının az önce bahsettiğim nedenlerle adresi farklı görünebiliyor. Grup üyesi firmalar ve perakende noktaları birlikte düşünüldüğünde yaklaşık 25.000 kişilik istihdam sağlanıyor.

 

“SEKTöRüMüZ 13 YILDIR DIŞ TİCARET FAZLASI VERİYOR”

Türkiye mobilya sektörünün toplam büyüklüğü, ihracat miktarı, dünyadaki ticaret hacmi içerisinde ülkemizin pastadan aldığı pay gibi rakamsal verileri bizimle paylaşır mısınız?

2015 yılını 2.3 milyar dolarlık bir ihracatla kapattık. İki seçim dönemi, dünyadaki ekonomik krizler, dolardaki hareketliliği göz önüne alırsak beklentilerimizin biraz düşük olduğu bir yıl oldu. Yaklaşık ancak yüzde 2’lik bir büyüme sağlayabildik. Sektörümüz 13 yıldır dış ticaret fazlası veriyor. 2015 yılında 1 milyon Doları aşkın ihracat yapan firma sayısı 400 iken, bu yıl 571 oldu. Yine 202 gümrük noktasına ihracat yaptık. Libya, Irak gibi ülkelerde düşüş yaşarken, Suudi Arabistan Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere ihracatı arttırıp pazarı çeşitlendirdik. 2016 yılı için temkinli bir büyüme ya da çok az bir küçülme bekliyorduk. Sektörün genelinde bu öngörümüz ilk 4 ayda yerini buldu. Geçen yıla nazaran büyük olmasa da üretim ve satışta düşüş görülüyor. İhracatta da yavaşlama mevcut. Bu yüzden ABD pazarından neredeyse hiç istifade edemiyoruz. Bu ülkeye 50 milyon Dolar ihracata bile henüz ulaşamadık. MOBSAD olarak Güney Amerika için çeşitli projelerimizle buradaki pazar ağımızı genişleteceğiz. İran ayağına baktığımız zaman ise geçen yıl İran’a ambargonun kalkmasıyla 400 milyar dolarlık İran ekonomisi dünya ticaretine açıldı. Bu durumla birlikte İran’ın Türkiye’nin 2016 ihracat hedefine yüzde 10 katkı sağlayacağını öngörebiliriz.

 

“HEDEFİMİZ, 2023 YILINDA TüRKİYE’Yİ DüNYA MOBİLYA üRETİCİLERİ ARASINDA İLK 5 MOBİLYA üLKESİ ARASINA SOKMAKTIR”

Sektörün hedefi nedir?

ülke olarak 2023 yılı için 500 milyar Dolar ihracat hedefine kilitlenmiş olmamız nedeniyle her sektör kendi hedeflerini de beyan etti. MOBSAD'ın da içinde olduğu sektör dernekleri, devletin kendisine biçtiği 6 milyar Dolar ihracat rakamını az görüp 10 milyar Dolar olarak revize etti. Toplam üretim hedefinin de 25 milyar Dolar olduğunu not etmekte yarar var. Bu husus gerek Kalkınma Bakanlığı gerekse TOBB kanalı ile analiz edilip ülkemizi dünya mobilya ihracatında ilk 5 içine sokacak değerleri ifade ettiği için kabul görmüştür. Hedefimiz, 2023 yılında 25 milyar Dolarlık mobilya üretimi ve 10 milyar Dolarlık mobilya ihracatı yapmak, mobilyamızın kilogram değerini 3,5 Dolardan 7 Dolara yükseltmek, Türkiye’yi dünya mobilya üreticileri arasında ilk 5 mobilya ülkesi arasına sokmaktır.

 

“TüRKİYE’DE İTALYAN ESTETİĞİNDE, ALMAN STANDARDINDA VE TüRKİYE’YE öZGü DOKUNUŞLARLA MOBİLYA üRETİMİNDE YENİ BİR DöNEM BAŞLATTIK”

Mobilyada katma değerli üretim çalışmaları konusunda hangi aşamadasınız?

Tüm veriler gösteriyor ki, Türkiye ekonomisi dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olmaya aday. Katma değeri yüksek mobilya satmak zorundayız. Ekonomideki sağlam temeller nedeniyle, ülkemizdeki yaşanan sıkıntıların ihracat hedeflerimizi etkileyeceğini düşünmüyoruz. Gücümüzü mesleğe ilişkin kültür ve dinamizmden alan mobilyanın, katma değeri yüksek mobilya üreten haute couture markalarına liderlik ediyoruz. üyelerimizin birçoğu yaptığı ihracatla sektörümüzü yukarılara taşımaktadır. İtalya, tanıtım, pazarlama ve reklam kanallarıyla marka değerini oldukça yüksek bir noktaya taşımıştır. Biz de Türk mobilyasının marka değeri yüksek ve kaliteli olduğu algısını oluşturmak için güçlü bir marka algısı yaratmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte, İtalya’da bir yemek odasının her parçası farklı atölyelerde üretilmekte ve montajı markalaşmış uzman firmalar tarafından yapılarak pazarlanmaktadır. Böylece, üretim kapasitesi yükseltilebilmektedir. Bu noktada seri üretim-otomasyon teknolojilerine ağırlık verilmeli, seri üretime geçmiş firmaların belirli konularda uzmanlaşmaları sağlanmalı ve yeni üretim teknolojilerini kullanmaları teşvik edilmelidir. Bunun kapasiteyi arttıracağı gibi, maliyetlerin düşmesine ve kalitenin de yükselmesine neden olacağı düşünülmektedir. Türkiye’de İtalyan estetiğinde, Alman standardında ve Türkiye’ye özgü dokunuşlarla mobilya üretiminde yeni bir dönem başlattık. önümüzdeki süreçte Türk mobilyasının, İtalyan mobilyasının önüne geçeceğine inanıyoruz.

 

“DüNYANIN EN çOK MOBİLYA İHRAç EDEN üLKESİ OLMASINA RAĞMEN, MOBSAD OLARAK CİDDİ ORANLARDA çİN’E MOBİLYA İHRAç ETMEYE BAŞLADIK”

En çok hangi ülke Türkiye'den mobilya alıyor? Türkiye üretimlerine yeni ilgi gösteren ülkeler var mı? 

MOBSAD olarak 2015 ve 2016 Eylül ayında Şanghay’da dünyanın en büyük mobilya fuarlarından biri olan “CIFF 2015-Şanghay Uluslararası Mobilya Fuarı”na katılarak çinlilere Türk mobilyasını tanıttık ve fuarda tanıttığımız tüm ürünlerimizin satışını gerçekleştirdik. önemli iş bağlantıları sağladık. Fuarda, 1,5 milyon Dolarlık antlaşmaya imza attık. İlk fuar deneyimimiz sonrasında 2. kez katıldığımız CIFF 2016 fuarıyla ticaret hacmimizi yüzde 30 oranında arttırdık. Bu fuarın iki ülke arasındaki mobilya ticaretinde önemli bir köprü oluşturduğunu düşünüyorum. Dünyanın en çok mobilya ihraç eden ülkesi olmasına rağmen, MOBSAD olarak ciddi oranlarda çin’e mobilya ihraç etmeye başladık. çünkü şu anda çin’de giderek artan bir lüks tüketim söz konusu. Evler eskiye oranla artık daha büyük metrekarelerde yapılıyor ve zenginlik arttıkça zenginliğin mobilyada karşılığı olan varaklı, klasik mobilyalar tercih edilmeye başlanıyor. çinliler evlerinde tasarım yönü yüksek, el emeği yoğun mobilyaları tercih etmeye başladılar. Uzakdoğu, dünyaya açılmak konusunda önemli bir bağlantı noktası. Yine nüfusu ve ekonomik potansiyeli dolayısıyla orta vadede önemli bir pazar. Uzakdoğu pazarı için projelerimizi sağlam adımlarla atıyoruz ve uzun vadeli projeler geliştiriyoruz. 2016’nın son aylarında katıldığımız Hindistan fuarında da sektörümüz açısından önemli iş bağlantıları geliştirdik. Fuara katılımımızı bu yıl da devam ettireceğiz. Hindistan’a yayılabilmek, entegre pazarlama faaliyetinde bulunmak için projeler hazırlıyoruz. Yine Güney Amerika için ise çeşitli projelerimizle buradaki pazar ağımızı genişleteceğiz.

 

“öZELLİKLE 2005’TEN SONRA GüçLENEN İHRACAT HACMİ, SEKTöRü ADETA EVRİMLEŞTİRDİ”

Son 10 yılda mobilya üretimi büyük aşama kaydetti. Bunun en etkin sebepleri sizce neler?

Uzun süredir kırmaya çalıştığımız “çinli’den iyi, İtalyan’dan ucuz” klişesi yavaş yavaş yerini “Tasarım üreten, yüksek katma değerli mobilyada dünyanın en iyilerinden biri” söylemine bırakıyor. Türkiye’nin seksenli yıllar ve doksanlardaki dinamizminden gereğince pay alamayan mobilya sektörü, yeni bin yılla birlikte yeni bir evreye girdi. özellikle 2005’ten sonra güçlenen ihracat hacmi, sektörü adeta evrimleştirdi. Bu döneme kadar istisnai örnekleri kenara bırakırsak ‘yabancı ve eleştirel göz’den mahrum firmalar kendi ölçeğinde en kaliteliyi münferiden üretme gayretindeyken artık standartlaşma, seri üretim, çevreye duyarlılık, insan sağlığı, ergonomi, estetik, kalite ve nihayetinde tasarımı birlikte isteyen bir pazarla karşı karşıya kaldılar. İnanılmaz bir dönüşüm gösteren mobilya sektörü artık dünyanın her yerinde kabul gören kalite-estetik-maliyet süzgecinden tasarımdaki başarısıyla daha kolay geçiyor. Son 10 yılda sürekli büyüyüp güçlenen mobilya sektörü hem firmaları hem de çalışanlarını dünya standartlarına taşımaya başladı. Başta İstanbul olmak üzere İnegöl, Kayseri, İzmir, Ankara gibi bölgelerde başarıyla üretilen mobilya yavaş yavaş kimlik kazandı. Uzun yıllar boyu özellikle İtalyan tarzı ile Alman, İngiliz ve Fransız ekollerini takip eden Türk mobilyacısı bir süredir kendi AR-GE süreçlerine yoğunlaştı. Sektörün AR-GE ve tasarım alanında 2016’daki en önemli gelişmesi; yeni AR-GE ve tasarım yasasının çıkması. Buna göre 10 tasarımcı ve mühendisle oluşturulan bir tasarım merkezine devlet birçok teşvik kalemi sunuyor. Tüm bu gelişmeler neticesinde ise tasarım anlamında dünyada kendine yer bulmaya başlayan, bu sayede trend belirleyen ülkelerden biri olarak öncü konuma gelmeye başladık ve bunu çok daha kalıcı hale getireceğiz.

 

Cüneyt Bey MOBSAD önderliğinde defalarca çin’de düzenlenen fuarlara katıldınız. çin pazarının Türk mobilya sektörü için önemi nedir? Bu fuarlardan ne gibi sonuçlar çıkarttınız?

Mobilya sektörü Türkiye’nin yurtdışındaki önemli temsilcilerinden birisi. Bizler her geçen yıl ihracat hedeflerimizi arttırırken kendimize yeni pazarlarda yaratmak zorundayız. Bu doğrultuda değişken ekonomik nedenlerden dolayı iş yaptığımız ülkelerde değişebiliyor. örneğin önemli bir pazar olarak gördüğümüz Azerbaycan’ın yaşadığı kriz bizim de ihracatımızı etkiledi. çin ise gerçekten çok önemli bir pazar. İnanılmaz gelişmiş bir ülke. Kulaktan dolma bilgilerle çin’i değerlendirmek yerine gidip oraları görmek gerekir. Gerçekten şaşırtıcı ve güçlü bir ülke ile karşılaşıyorsunuz. Dünya mobilya sektörünün neredeyse yüzde 70’ine hakim bir ülke. Biz ilk başta çin’deki fuarlara çinlilere mobilya satma düşüncesiyle girmedik. Bizim katılmaz amacımız o fuarlara diğer ülkelerden katılan ziyaretçilere yönelik hizmet vermekti. Ama çinli profesyonel alıcıdan o kadar çok ilgi gördük ki daha sonraki katılımlarımızı çinlilere yönelik yaptık. çin, dünya mobilya sektörünün yüzde 70’ine hakim olmasına rağmen devamlı ihracatla çalışmış bir ülke. İthalatı çok iyi bilen bir ülke değil. Ama aynı zamanda Avrupa mobilyasına çok meraklı. Dolayısıyla bizim mobilyamızı çok beğeniyorlar. Sadece ithalattan yana sıkıntıları var. Biz bu konudaki sorunları çin’de hizmet veren bir acente ile çözme yoluna girdik. Şahsen kendi firmamla çin’e mal göndermeye başladım ve kurduğumuz sistemle güzel bir ticaretin altına imza atıyoruz. Bu yüzden çin pazarına önem vermeliyiz. İhracatımız için çin gerçekten önemli nokta. İtalyan mobilyası başta olmak üzere Avrupa mobilyasına çok meraklı olan çinliler açıkçası İtalyan markalarını pahalı buluyorlar. Bu yüzden Türk mobilyası kalite ve tasarım anlayışı olarak onlara istediklerini daha uygun fiyata veriyor. Bu da çin’i Türk mobilya sektörü için önemli kılıyor.

 

MOBSAD olarak Türk Mobilya sektöründe ihracatı arttırmak için önemli çalışmalar yapıyorsunuz. Peki bu çalışmalar İMOB 2017’ye ne şekilde yansıyacak?

IMOB 2017’ye üye firmalarımızla birlikte ciddi bir şekilde hazırlandık. Tabi sadece bununla da kalmadık ve İhracatçılar Birliği ve MOSFED’in öncülüğünde yabancı alım heyetinin Türkiye’ye getirilmesini MOBSAD ailesi olarak üstlendik. Bir bütçe dahilinde yurtdışından alıcıları IMOB 2017’ye davet ederek onları İstanbul’da ağırlayacağız. Bu çok önem verdiğimiz projenin koordinasyonunu MOBSAD olarak biz yürütüyoruz. 1000 kişilik alım heyetini Türkiye’ye getirebilirsek bu hem sektörümüz için hem de ülkemiz için yararlı bir durum olacak. Biz ayrıca birkaç yıldır URGE kapsamında katıldığımız Dubai ve çin fuarlarında Türkiye olarak çok güzel bir kimlik altında ürünlerimizi sergiliyoruz. Devletin de bizi desteklemesiyle birlikte Türk mobilyasını dünyaya daha güzel bir şekilde sunuyoruz. Ortak bir üst kimlik çalışması ile her bir firma başarıyla koleksiyonlarını sunuyor. İnanın bu sayede dünyadaki Türk mobilyası algısı olumlu yönde arttı. 2017 yılında da yine bu fuarlarda hazır bulunarak hem mobilyamızı hem de ülkemizi başarıyla tanıtacağız.

 

IMOB dünya genelinde gerçekleşen mobilya fuarları arasında ilk onda yer alıyor. Peki sizce fuarın ilk üçte yer alması için neler yapılmalı?

Biz MOBSAD olarak kurucu üyesi olduğumuz MOSFED ile birlikte 24-29 Ocak tarihleri arasında CNR’da gerçekleşen İstanbul Mobilya Fuarı’nda yerimizi alıyoruz. Her zamanki gibi üyelerimizle birlikte beşinci holdeyiz. Ayrıca Tüyap’da gerçekleşen bir fuar daha var. Onun tarihi ise Ocak ayının başlarına denk geliyor. Bir kere bu fuarları gerçekleştirmekteki en büyük amaç yabancı alıcıyı burada ağırlamak. Bu iki fuar diğer ülkelerde olduğu gibi birbirine daha yakın tarihlerde olabilse inanın bana dünyaya karşı çok güzel bir resim sunmuş olurduk. İki ayrı mobilya fuarının olması bence güzel bir şey ve gerekli de. çünkü daha önceleri çok daha fazla firma fuara katılmak istiyordu ve yer azlığından katılamıyordu. Ama kötü olan bu fuarların birbirinden bağımsız tarihlerde gerçekleşmesi. Fuarlar peş peşe veya birbirine geçişli tarihlerde gerçekleşse buraya gelen yabancı bir alıcı iki fuarı da görmüş olacaktı. Ziyaretçi için inanılmaz güzel olacaktı. Ama kişisel nedenler bazen kurumların önüne geçebiliyor. Bu da maalesef sektöre ve ülkeye olumsuz bir şekilde yansıyor. Umarım 2018 yılında bu olumsuzluğun karşısına geçilebilir. ülke menfaatleri için bir arada hareket edilebilir. Böylelikle mobilya fuarı konusunda dünya genelinde yerimizi ilk üçe taşıyabiliriz.